Kitap sevmeyenlere kötü haber!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

15 Oca 2018 01:37
  • Kitaba dijital olarak ulaşabilme imkanlarının arttığı son on yılda, kitaba alerjisi olup da bir türlü bu alerjiyi dile getiremeyenler, bilinen en eski bilgi vasıtasını yoğun bakım ünitesine kaldırmışlardı. Kitap düşmanlığı kronik ve tedavisi olmayan bir hastalıktır. Kitaptan oldum olası nefret edenler, kitap kadar, kitap okuyanları da sevmezler. 

    Artık herkesin elinde ve evinde Smartphone, Ipad ve bilgisayar gibi teknolojik ürünlerin ya hepsi veya en az bir kaç tanesi var. Ancak şimdiye kadar, dijital ortamlarda, ciddi bir okuma patlamasına şahit olmadık. Bundan sonra da böyle bir patlama beklemiyoruz.

    Hele sosyal medya hesapları olanların, kitap ile aralarına giren mesafe daha da arttı. Mantık insicamı olmadan, içinden geldiği gibi döşenen cümlelerin bir anda binlerce mevhum adresi bulması okul kaçkınları için sığınak olmaya devam ediyor. Binlerce adresten gelen mesajlara laf yetiştiren ve günlük fikri birikimini bu kanalların merhametine bırakanların kitaba ayıracak fazla vakitleri olmasa gerek. Söz konusu adreslerdeki hikmetlerin(!) ömrü sifonu çekene kadar. 

    ABD Başkanı Trump’ın bir senelik Beyaz Saray mesaisinin kaleme alındığı Fire and Fury kitabı (Michael Wolff), piyasaya çıktığı anda tükendi. ABD Başkanlarının Beyaz Saray hatıraları genellikle, Başkanlık sürelerinin bitmesine ertelenirdi ama, bu menü Trump için özel. Yazar, bunca tehdide rağmen her şeyi göze alıp, kitabı piyasaya sürdü. 

    Kitapta anlatılanlar, Başkanı çok rahatsız etmiş olmalı ki, Trump adeti olduğu üzere, yazarı ve yayınevini mahkemeye vermekle tehdit etti. Adeti olduğunu nereden biliyoruz? Trump’ın yıllardan beri kendisi ile alakalı kitap yazanlarla alakalı tavrı, tweetleri gibi gayet basit: “Beğenirsem, binlerce nüsha alır dağıtırım. Beğenmezsem, avukat ordumu peşinize takarım.” Zengin bir iş adamı iken kendisini koruyan ve savunan avukat ordusuna bir o kadar da Başkanlık statüsünü koruyan hukuk adamları eklenmiş olmalı. Tehditlerini hayata geçirebilir.

    Yoğun iş hayatı içinde olanların ya da devlet işlerinin karmaşasında kaybolanların, kitap okuma gibi ilgi ve özen isteyen işleri rafa kaldırmaları gayet normal. Zaten o makamları işgal edenlerden beklenen, şimdiye kadar olan birikimlerini kullanmaları. Filozof ve bilge numaraları yapmaları değil. Asıl problem, bir şekilde iktidarı elde edenlerin, herkesten akıllı olduklarını göstermek için kitap okuyor olduklarını ima gayretleri. Trump da aynı takıntının kurbanı. 

    Fire and Fury kitabında geçtiği kadarıyla, ABD Başkanı gününün büyük bir çoğunluğunu TV karşısında eften-püften programlar seyrederek geçiriyormuş. Halbuki bir yıl önce, başkanlığının ilk günlerinde sarf ettiği “Belgesel izliyorum. Kitap okumayı seviyorum. Vaktimin çoğunu kitaplarla geçiriyorum.” beylik lafları sarf eden de kendisi.

    Kitapta ilginç detaylar var. Trump’ın ABD Dış Politikasına yeni bir şekil vermesi için getirdiği ve sonra kovduğu Bannon, eski patronu için “Trump okulu seven birisi değil. Hiç sevecek gibi de görünmüyor!” ifadelerini kullanmış. Kızı İvanka bile Başkan Babasının portakal renkli saçlarını mizah malzemesi yapmış, iyi mi? Son bir yıldır Beyaz Saray, katı milliyetçi Bannon, Trump’ın damadı Kushner, oğul Trump Jr, ve kız İvanka arasında  “İç Avlu Entrikaları” tiyatrosuna dönüşmüş. Dahası, Trump’ın adamı kabul edilen Bannon, Trump’ın başkanlığı tamamlayabileceğine inanmıyor. 

    Sosyal Medyayı kendisi için en güvenilir ve muhkem bir mevzi olarak kullanan Trump’ın, mahirane yazılmış bir kitap karşısındaki acziyeti seyredilmeye değer doğrusu. Hem zenginliğini hem de Başkanlık avantajını kullanarak, yazar ve yayınevini mahkemeye verecek şüphesiz ama, açılan derin yaranın iyileşmesi epey zaman alacak. Şu an için kitabı toplattırma ve yazarını sınır dışı etme gibi bir kudreti yok. Zaten kitabın ilk baskısı, okuyucularına tweetlerden daha çabuk ulaştı. 

    Demokratik ortamlar insanlara böyle zevkli tecrübeler de sunuyor. Üçüncü dünya ülkelerinde müstebit liderlerin hareket tarzı belli: Kitapları toplatıp yaktırmak, yazarlarını da ya hapsedip ya da yurt dışına kaçmak zorunda bırakmak. Bu yüzden kıssadan hisse çıkarıp “Beyaz Saray’dan sonra, darısı Ak Saray’ın başına!” diyecek halimiz yok. 

    İşimiz kitapla problemi olanlarla. Küçük bir tavsiyeyi şuraya kaydedelim; Düşüncelerin ustaca örüldüğü kitaplardan, okumasanız da, her zaman korkun. 

    Kadir Gürcan
    15 Oca 2018 01:37
    YAZARIN SON YAZILARI