Bir Nisan Sabahına daha uyanmak!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

23 Nis 2017 03:53
  • 17 Nisan Sabahına nasıl uyanacaklarını dert edenler artık rahat bir nefes almışlardır. Sonucu belli, rakibi olmayan, tek taraflı bir müsabaka ne kadar heyecan verici, ne kadar centilmenlik ifade ediyorsa işte o kadar. Beklediğini bulamamanın hırçınlığını daha fazla bağırarak örtbas etmeye çalışanları, maçı sahada bırakmayı bilemeyen fanatikler kategorisinde tutmakta fayda var.

    Referandum sürecinde hep tek kale oynadıkları halde, netice hakkında bu derece endişe etmelerine bir anlam veremedik doğrusu. Ne yani, 15 Temmuz Darbe Senaryosunu yapınca, 80 İhtilali zorbaları gibi % 90 ‘Evet’ çıkmasını mı bekliyordunuz? Son bir ayda ‘hayır’ın orta sahaya gömülmesi bile hırçınlıklarını gideremedi. Bir şeyden çok korkuyorlar, ama ne? Yüz mimiklerinden mana çıkaranlar ‘iyi saatlerde olsunlar’ın neticeden pek memnun olmadığı izlenimi almışlar.

    16 Nisan Referandumu, yüzü kızarmadan, tepeden tırnağa suç işleyebilen ve bu cüretle etrafa tehditler savuran bir zümrenin bundan böyle de neler yapabileceğine pek güzel bir örnek ve şaibeli bir halk oylaması olarak tarihe geçti. 

    Oy çalarken-siyasi bir hırsızlıktan bahsediyoruz, dikkatlerden kaçmasın, suçüstü yakalananların, kameralara nasıl dayılandıklarını görmediniz mi? Referandum öncesinde, silah, bıçak, sopa ve bilumum suç aletleriyle vatandaşı ikna için seferber olanların, son noktayı koymak için böylesine küçük suçlara pabuç bırakacaklarını sanıyorsanız, safderunluğunuzu bir kez daha gözden geçirin. Bütün bu olup bitenleri, siyasi hayatımız adına kazanç sayabilir miyiz? İyilikleri, kötülüklerden yola çıkararak okuma kabiliyetimiz gelişirse, neden olmasın.

    Neticeye gözünü dikmiş olanlar için kazanma oranı bir şey ifade etmiyor. Her seçim sonrasında “Millet, kime ne mesaj verdi?” klişelerini döşeyip, orta yolda herkese bir şey deme gayretindeki içi boş yazar ve yorumculara aldırış etmeyelim. İçine düştükleri zafer sarhoşluğunun haddi hesabı yok. “% 49 neden ‘hayır dedi?” sorusuna cevap arayarak, ne kadar kompleks (!) düşünebildiklerini gösteriyorlar! Cevap gayet açık; iki şıktan birisi hayır’dı da onun için. 

    Akli melekelerinin bir kısmı ile idame-i hayat eden ve hafta ortasında ancak kendisini toparlayan evlere şenlik muhalefetin referandum sonrasında bir şey yapma gayretleri tribün memnuniyeti için. Yine gündemin gerisinde kaldılar.

    Aylardır hiçbir varlık gösteremeyen ana muhalefet kanadının son dakika golleriyle maçın seyrine değiştirebileceğine inanasımız gelmiyor. Zaten onlar aylardan beri bir seçim havasına girmeyi başaramadılar. En büyük hataları, fil dişi kulelerinden Türkiye realitelerini görmemeye ayak diretmeleri. 

    Referandumun iptalini istemek, hem de iptal merciinin YSK olduğunu bile bile, akla ziyan bir adım. Müracaat dilekçesini doğru yazıp yazmadıklarını bilmiyoruz. En kritik zamanlarda Anayasa Mahkemesine yaptıkları itirazlar, müracaat formundaki çocukça acemiliklerinden dolayı işleme alınmamıştı ya! Seksen senedir bir dilekçe yazmayı bile öğrenememişler. YSK’ya yaptıkları itirazdan bir şey çıkmayınca, şimdi tekrar Anayasa Mahkemesine gideceklermiş. İnşallah dilekçeyi usulüne uygun yazıp, doğru adrese bırakırlar. 

    YSK’da ayağına yuvarlanan yumuşak topu ayağında tutmadı. İhtimal ki, şikayet başvurusunu incelemeye bile ihtiyaç duymamışlardır. Eğer farz-ı muhal, binde bir ihtimal de olsa, ‘hayır’ çıksaydı, işte o zaman referandum iptal edilir ve ‘evet’ çıkana kadar bir düzine halk oylaması yapılırdı. Hem de YSK kararıyla.

    Geriye ‘hayır’ cephesinde olup da müstebit bir rejimin hedefi haline gelenler kalıyor. “Tarihi galip olanlar yazar!” materyalist yaklaşımına göre onlardan, şimdi olduğu gibi, ilerde de sadece bir yekün olarak bahsedilecek. Maddeci felsefenin her zaman haklı olduğunu kim söylüyor ki?

    Garip bir tecellidir ama, ‘evet’ çıkacağını bir ay önceden tahmin eden ‘hayır’ gönüllüleri, kaybetme pahasına doğrunun yanında durmakta tereddüt etmediler. Zaten başka seçenekleri de yoktu. 

    17 Nisan Sabahı ne olacak ki? 16 Temmuz, 2 Kasım Sabahlarına ‘Hamd Makamı’n da uyananlar için, güzel bir Nisan Sabahına uyanmaktan daha lezzetli ne olabilirdi!

    Kadir Gürcan
    23 Nis 2017 03:53
    YAZARIN SON YAZILARI