Abes’e Yatırım!

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

05 Mar 2018 14:47
  • Aykırı ve şizofrenik Alman Filozofu Nietzsche’nin “Neticesinin abes ve boş olduğunu bildiğim bir iş ile uğraşmak kadar beni çileden çıkaran başka bir şey yoktur!” aforizması bugünün Türkiye gündemine nasıl da oturuyor. Bütün bir iktidar, netice çıkmayacak maceralarda nefes tüketiyor. Ne çare ki, bu körü körüne gidişin akıbetlerine katlanmak zorundayız. Yıkım ve kayıpları zaten iyice kanıksadık.

    Vatan evlatlarının yok yere telef olmasına mı yanarsınız, dünya kamu oyuna rezil olmayı mı sineye çekerseniz, başka kalitelere yelken açan dünya gündeminden kopmanın hicranına mı katlanırsınız? Hepsi de yanlış strateji ve hesapların faturası. Bir de doğru yaptık zannedip kurum kurum gezmeleri yok mu? Ne Afrin efelenmeleri ne de İsrail-Kudüs meselesinde Barış Güvercinliği(!), Türkiye’yi dünya gündemine taşımaya yetmiyor. Afrika Ülkelerindeki resmi karşılamaları “Görkemli karşılandı!” manşetiyle verip, şehit ve yaralı haberlerini sayfaların dibine itmek böyle mümkün oluyor. Maaşı verene kul-köle olmak işte bu!

    Kudüs meselesinde esip-gürledikten sonra, Müslüman ülke ziyaretleri ile krediyi nakde çevirmenin yolları aranmıştı. İsrail-Filistin meselesini bizden daha iyi takip eden İslam ülkelerinin böyle hamasetlere karınları tok. Saray İç Odalarında beklettikleri Pembe İncili Hilafet Cübbesini, üzerine geçirecekleri lider aramıyorlar. 

    Trump’ın İsrail’deki elçiliğini Kudüs’e taşıma düşüncesini basın ile paylaştıktan sonra çıkan infial, protesto ve siyasi kınamaların harareti soğudu. İlk andaki Kudüs Havarileri yine günlük işlerine döndükleri için, bundan sonraki süreci izlemeye vakitleri olmayacak. Ta ki, Kudüs civarında, alışılmış patlama-çatlama sesleri dikkat çekecek boyuta ulaşana kadar. 

    Şu günlerde, ABD elçiliğinin Kudüs’e taşınma işlemleri görüşülüyor. Bir plan ve strateji çerçevesinde, ağır ama, kararlı, yavaş ama tutarlı yol alan her iş gibi netice verecek. Uluslar arası işleyişin bu hareket tarzı, bizim acul ve iş bilmez siyasetçilerimizin hiç hoşuna gitmez. Kudüs vesilesiyle Vatikan’a kadar gidip, Papa’nın önünde süklüm-püklüp, el pençe-divan durulsa da umumi eğilim ve gidişatın seyrini değiştiremeyeceklerinin farkında değiller. Zaten Papa görüşmesinin, şahsi bir takıntı olduğu her halinden belliydi. “Herkes görüşüyor, biz de görüştük!” deyip, kemale erilmiş oldu. 

    Küçük bir ayrıntı ama, Papa ile hangi sıfatla görüşüldüğü pek netlik kazanmadı. Bu tür ziyaretlerde, adet olduğu üzere dini kimliği öne çıkan insanların da bulunması gerekmez miydi? Omuz ucundan ‘Hilafet’ unvanı ile göz kırpmanın bir anlamı olduğunu düşünmüyorum. Zira, bilineceği üzere Hilafet dini olmaktan daha ziyade idari ve siyasi bir unvan.  

    Kudüs ve İsrail meselesinde, Türkiye ve Ortadoğu devletlerinin en büyük açmazı, realiteleri anlamaya yanaşmamaları ve beş asır öncesi tarihi bir dönemde yaşıyor oldukları saplantısından kurtulamamaları. Dolayısıyla, İsrail’in söz konusu olduğu uluslararası konularda sürekli yanlış yapmaya mahkumlar. 

    O bölgede meydana gelecek siyasi ya da silahlı çekişmeler, İsrail’in bugünkü durumunda değişiklik yapmayacak. Bölge ülkelerinin bu gerçekle yaşamaya kendilerini alıştırmaktan başka çareleri yok. Türkiye’de buna dahil. ABD karşıtlığı ve İsrail düşmanlığı ile sürdürülen Siyasi İslam’ın çelimsiz duruşu bir gelecek vadetmiyor. Şimdiye kadar hep kaybetti. Bundan sonra da kaybedecek. Hadise örneklendirmeye ihtiyaç durulmayacak kadar net. Türkiye’nin bu gün yaşadığı Siyasi İslam tecrübesi, Ortadoğu İslam devletlerinin hepsinde hüsranla neticelenmiş. Bu tecrübelerin yarısından fazlasında İsrail ve Kudüs meselesi en az bugünkü kadar hatta çok daha fazla hararetli imiş. 

    Dünya realiteleri ile tarihi hamaseti birbirinden ayıramayacak kadar sığ idari anlayışların Ortadoğu’da yapacakları hiç bir şey kalmadı. İkinci Dünya Harbinden sonra oluşmaya başlayan İsrail Devleti için şimdiye kadar atılan “Yaşatmayız, haritadan sileriz. Şam’da Cuma Namazı kılalım!” tehditlerinin hepsi de buhar oldu.

    Kader bu ya! Filistin ve Kudüs üzerinden siyaset yapan Ortadoğulu liderlerin, bizimkiler de dahil, kıymet-i harbiyeleri yok. Hiçbir ciddi görüşmede adam yerine konulmuyorlar. Afrika turu atsanız da öyle, Vatikan’nın kapısını çalsanız da! Afrin’de arşiyeler çizseniz de! Abes’e yapılan yatırımın iç siyaset haricinde hiçbir piyasa değeri yok. Zaten bizim devletlilerin de birinci önceliği o!

    Kadir Gürcan
    05 Mar 2018 14:47
    YAZARIN SON YAZILARI