Kriz ne zaman çıkacak?

Gölge Bankacı

Gölge Bankacı

22 Ağu 2019 17:30
  • Türkiye gibi fiilen batmış bir ekonomide hâlâ “Kriz ne zaman çıkacak?” şeklindeki bir sorunun cevabı merak ediliyorsa tavadaki kurbağa deneyini tekrar hatırlamakta fayda var. 

    Bazı okurlarımdan gelen e-postalarda da karşılaştığım bir soru bu.

    Kurbağayı çok sıcak bir tavanın içine attığınızda kurba anında dışarı zıplar. Ancak kurbağayı tavanın içine koyup ocağı kademe kademe açtığınızda bambaşka bir tablo ile karşılaşırsınız. 

    TAVADAKİ KURBAĞA

    Tava yavaş yavaş ısınırken kurbağa kavrulduğunu fark etmez bile. Tavanın ısındığını ve kendisinin yandığını fark ettiğinde ise artık çok geçtir. Ne sıçrayacak bir refleks ne de tavadan dışarıya fırlayacak takati kalmıştır. 

    Türkiye ekonomisinde son iki yıldır kademe kademe eriyor. İki yıl önce 830 milyar dolar olan milli gelir 31 Mart 2019 itibarıyla 750 milyar dolara geriledi. 

    Arada kur şoku ile tavanın ısındığını fark eder gibi olsak da akabinde verilen morfin tedavisi ile yanıkların verdiği acılar geçici olarak dindi. 

    MORFİN TEDAVİSİ İLE KRİZ BİTMEZ

    Morfin tedavisinde neler vardı? 

    Merkez Bankası’na ait 38 milyar liralık temettü (kâr payı), yine Merkez Bankası’nda yıllardır biriktirilen ve “devletin kefen parası” diye nitelenen 47 milyar liralık ihtiyat akçesi komaya giren ekonomi için krizde morfin fonksiyonu üstlendi. 

    Temettü ocak ayında kamu müteahhitleri için kullanıldı. İhtiyat akçesi için kanun değiştirildi. Oradan gelen 21 milyar lira da Karayolları müteahhitlerine gitti. 

    Şirketlerin Maliye'den Katma Değer Vergisi (KDV) iadesi başta olmak üzere 200 milyar lira alacağı var. Bunlar nasıl ödenecek? Meçhul! 

    2018’den kalan borçlar kefen parası ile ödendi. Morfin tedavisinin devamında 6 Temmuz’da gece yarısında Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya görevden alındı. 

    Borsa İstanbul (BİST) 100 endeksi son bir ayda 103 bin puandan 95 bin puana geriledi. 

    UYSAL BAŞKAN SARAY’IN EMRİNDE

    Çetinkaya’nın yerine getirilen Murat Uysal’ın 1,5 aylık icraatı gösterdi ki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın emrine âmâde bir başkan olacağına dair tahminde bulunanları haklı çıkardı. 

    Önce faizleri yüzde 24’ten yüzde 19,75’e indirdi. Akabinde bankaların TCMB’de emanet tuttuğu döviz tevdiat hesabı munzam karşılıklarını arka kapıdan kamu bankalarına verdi. 

    Bu şekilde kamu bankaları 30 milyar dolar sattı piyasaya. 5,50 TL-5,55 TL aralığında satılan o dövizleri yine büyük yabancı banka ve fonlar satın aldı. 

    Kurban Bayramı arefesinde klasik bayram harcamaları sebebiyle vatandaş da birkaç milyar dolar bozdurdu. Haliyle dolar 5,50 TL’ye kadar geriledi. 

    Amerikan Doları, Türk Lirası karşısında dönem dönem gerilese de hep değerli kalıyor. İki yıl önce 1 dolar 3,44 TL iken bugün 5,77 TL. Erdoğan'ın dediği gibi dolar alan yanmadı. Aksine kazandı.
     
    DOLAR YENİDEN YÜKSELİYOR

    Bayram bitti döviz yeniden yükselişe geçti. Bugün itibarıyla dolar 5,80 TL’nin eşiğinde. Euro 6,40 TL’yi aşmak üzere. 

    Merkez Bankası’nın son verilerine göre yabancıların hisse senedi stoku bir haftada 1,3 milyar dolar azaldı ve 30 milyar dolara geriledi. Bono ve tahvilde de çıkış hızlandı. 

    Dünyada resesyon (ekonomik durgunluk) endişeleri artarken Erdoğan’ın başkanlık sisteminin ilk yılında ağır hasarlı bir Türkriye ekonomisi için yine zor günler başlıyor. 

    Türkiye bayram tatilinde iken Arjantin’de para birimi peso yüzde 35 eridi. Yatırımcılar gelişen piyasalardan çıkıyor.

    457 MİLYAR DOLAR DIŞ BORÇ 

    Türkiye’nin 457 milyar dolar net dış borcu var. Milli gelirin yüzde 57’si borç! Bunun 210 milyar doları özel sektörün. Özel-kamu farketmiyor alacaklılar için. 

    Kamil Koç, Teknik Alüminyum, Temsa ve daha nice yerli firma kriz sebebiyle üç kuruşa satılıyor. 

    Ali Ağaoğlu gibi emlak zengini bir müteahhit pahalı oyuncakların satışa çıkardı. Bentley’i satmayıp ne yapacak bankalar kapısına dayandı. 

    AKP’nin özel okulculuk projesi iflas etti. Doğa Koleji’nin piyasaya 250 milyon lira borcu var. 

    Milli Eğitim Bakanlığı özel okullara teşvik verecek para kalmadığı halde batık okulların sayısı artarsa nasıl izah ederiz? diye AKP’ye yakın işadamlarının okullarını kurtarmaya çalışıyor. 

    BANKALARDA 400 MİLYAR LİRA BATTI

    Dış borçların nasıl ödeneceği bilinmiyor. Elimizde iki aylık ithalatı karşılayacak kadar bile döviz yok! Bankalarda batan kredi tutarı 400 milyar lira! 

    Devletin açıkladığı rakam 120 milyar TL. Diğerleri bir şekilde halının altına süpürülüyor. Anlayacağınız bankalar da batık!

    Enflasyon hükümete göre düşüyor. Diğer tarafta çay fiyatı iki ayda yüzde 35, şeker yüzde 17 zamlandı. 

    Elektrik, doğalgaz, akaryakıt, sigara, alkollü içecekler, Kredi Yurtlar Kurumu öğrenci yurdu ücreti derken iğneden ipliğe zam gelmeye devam ediyor. 

    Memur, işçi, emekli ve asgari ücretlinin alım gücü bir senede yüzde 30’a yakın eridi. Araba, konut, mobilya ve beyaz eşya satışları çakıldı. 

    TAVA ISINMAYA DEVAM EDİYOR

    Anadolu’da binlerce firma konkordato ilan etti. Sanayici tefecinin elinde rehin. Hükümetin krize karşı kalıcı bir reçete ortaya koymadığı gibi ocağın ateşini daha da açıyor. Suni faiz indirimleri ile piyasanın canlanacağı zannediliyor. 

    “Kriz ne zaman çıkacak?” sorusu yanlış. Zaten bir yıldır krizdeyiz. “Kriz ne zaman bitecek?” sorusu doğru. 

    Saray medyası hakikatleri yazıp çizmediği, iktisatçılar hapis korkusu ile köşeye çekildiği için herkes mezarlığın yanından ıslık çalarak geçiyor. 

    Bu kadar talana ve yağmaya rağmen halkın tuhaf sessizliği ve iktidarın doymak bilmezliği biraraya gelince “kriz yakın vadede bitecek” diyemiyorum. 

    Dış borç 2018 yılında artarak 457 milyar dolara yükseldi. Milli gelir ise 750 milyar dolara geriledi.
     
    TÜRKİYE, VENEZUELA OLUR MU?

    Pekâlâ Venezuela mı olacağız? Bu kadar ağır tahribata rağmen Türkiye’nin Venezuela olacağına ihtimal vermiyorum. 

    Halkın 31 Mart Mahalli İdareler Seçimi'nde ve 23 Haziran'da tekrarlanan İstanbul Büyükşehir Beleriye Başkanlığı Seçimi'nde AKP hükümetine gösterdiği "kırmızı kart" mevcut ucube başkanlık sisteminin çok uzun ömürlü olmayacağına ve ufukta bir erken seçim olduğuna işaret ediyor. 

    O arada krizin artçıları devam edecek ne yazık ki! 

    Neyse ki 2001 krizinden çıkış için alınan tedbirler sayesinde bir sistemimiz ve her şeye rağmen dünyaya açık bir piyasamız var. 

    Bizimle birlikte yabancıların yatırımlarının da batıyor olması Türkiye için bir nevi sigorta oldu. 

    GÜNÜ BİRLİK DEĞİL BELLİ BİR DÖNEMİ DİKKATE ALARAK YATIRIM KARARI VERİN

    Bunları söyledim diye hemen gevşemeyin. Zira altımızdaki tava ısınmaya devam ediyor. Kur ve faiz cephesinde yeni şokların ilk işaretlerini hafife alanların canı daha çok yanacak. 

    Dövize, altına, hisse senedine günü birlik bakmayın aylık, üç aylık, altı aylık gibi belli bir tarih aralığında değerlendirin. 

    O zaman göreceksiniz ki hükümetin rakam oyunlarına rağmen Türkiye mum gibi eriyor.   
    ----------------------------------------
    İletişim için e-posta adresim: [email protected]

    22 Ağu 2019 17:30
    YAZARIN SON YAZILARI