“Ne hakla Boydak’ın ismini silecekniz!” başlık makalenin akabinde gelen mesajlardan anlıyorum ki Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükümetinin 2016 yılı eylül ayında gasp ettiği Boydak’ta dönen dolaplar medyada fazla yer bulamıyor. 

Nasıl yer bulacak ki! Hakiki gazeteciler ya hapse atıldı ya sürgün edildi. 

AKP’nin kurduğu düzene tabi olanlar, bir elleri yağda bir elleri balda halktan haberi saklayan gazetecilik türünün ibretlik numunelerini “haber” diye yayımlamaktan hiç utanmıyor. 

Zam yerine “güncelleme”, küçülme yerine “eksi büyüme” denilen bir dönemde Boydak’ta kayyımların çevirdiği dolapları yazıp çizecek gazeteci bulmak kolay değil tabii. 

İsminizin, e-posta adresiniz bende mahfuz kalacağından emin olun. Hırsızlar kadar hırsızlığı gördüğü halde sessiz kalanların da maddi-manevi sorumluluğu vardır.   

Bir tarafta Boydak’ın parası ile Boydak’a iftira için sıraya girmiş gazeteci müsvetteleri diğer tarafta analarının ak sütü kadar helal şirketlerini geri alma mücadelesinde vakar ve itidalini muhafaza eden aile fertleri. 

Zerre kadar vicdanı olan herkesin tereddütsüz Boydak ailesinin yanında saf tutması icap ederdi. 

O duruş vaktinde sergilenebilseydi bugün her şirketin ensesinde demoklasin kılıcı gibi sallanan “kayyım” canavarının başı küçükken ezilebilirdi. 

AKP’nin çatırmaya, farelerin gemiyi terk etmeye başladığı şu dönemde yağma düzeninin zengin ettiği haramzadelerin maskesini düşürmek boynumuzun borcu olsun.

Birkaç haber ve makale bile kayyım Alpaslan Baki Ertekin’in kendisine emanet edilen paraları nasıl şahsi menfaati için kullandığını anlamamız için kapıyı araladı. 

Beyefendi hemen telaşlanmış. Kayseri’deki gazetecilere muhtıra vermiş. İlan ve reklamları kesecekmiş. Nasıl olsa Boydak’ın parası ile Boydak aleyhine haber yaptırmaya alışmış! 

Ertekin vakası tek değil. El konulan diğer şirketlerde de kayyımlar tarafından milyonlarca lira cebe indiriliyor. 

Paravan şirketler vasıtasıyla mal ve hizmet satın alma işlemleri bu şirketleri üzerinden yapılıyor.Böylece şirketin kasasında kalacak para kayyımların hısım-akrabalarına aktarılıyor. 

Hadi bir an için kayyım kararının hukuki olduğunu farzedelim. Kayyım da olsa kendisine takdir edilen maaş ve ilgili harcırahların haricinde şirketten şahsına tek kuruş alamaz. 

Alırsa ne olur? Zimmet suçu işlemiş sayılır ve bedelini öder. 

Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu ve Türk Ceza Kanunu “basiretli tacir” gibi hareket etmeyenler için tespit edilmiş ceza maddeleri ile dolu.     

Türkiye’nin markalı mobilya devi Boydak’ta genel müdür koltuğunu işgal eden kayyım Alpaslan Baki Ertekin’e o cezaların neler olduğunu bir kere daha okumasını tavsiye ederim. 

Gelen mesajlarda anlatılanların doğruluğunu teyit etmek için iddiaları bir-iki gün araştırdım. Maalesef eksiği var, fazlası yok. 

Ertekin, Boydak’ın parası ile saltanat sürüyor. Sosyoloji mezunu, büyük işletmeci (!) Alpaslan Baki Ertekin biri İstanbul'da, biri Kayseri'de olmak üzere son derece lüks iki makam arabası kullanıyor. 

“Kullanıyor” derken yanlış anlaşılmasın. Beyefendinin özel şoförü var. Şoförü kullanıyor milyonluk makam arabalarını. 

Ertekin eşine 4x4 lüks jip, kızına ayrı araba, iki ayrı şoförüne iki ayrı araba vermiş. 

Kendisi Boydak’ın özel jeti ile seyahat ederken şoförü son sürat uçağın ineceği şehre hareket ediyormuş. Terminal kapısında karşılanmadığında Ertekin çok öfkeleniyormuş. 

AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın kurduğu Nun Okulları’nda idarecilik yapan Ertekin, Boydak’ta terör estiriyormuş. 

"Ben Berat Bey'in adamıyım" naraları ile sağa sola tehditler yağdıran Ertekin’in limitsiz kredi kartı ile yaptığı harcamaların da bahsettiğim yedi makam arabasının bütün masrafları da Boydak’ın kesesinden çıkıyor. 

Pekâlâ bu hırsızlığa kimler, niye göz yumuyor? Kayyımlar kime bağlı? Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na. 

TMSF’nin başında kim var? AKP’nin eski (İstanbul) Beyoğlu belediye meclis üyesi Muhiddin Gülal var. O kim? Eski Ticaret Bakanı ve AKP Giresun Milletvekili Nurettin Canikli’nin köylüsü. 

Körler sağırlar birbirini ağırlarken olan Türkiye’nin en nadide şirketlerine oluyor. Kimse kimsenin kuyruğuna basmıyor ki havuzdan kovulmasın.  

Kayyım Alpaslan Baki Ertekin’in yakın arkadaşı Birbey Ergün’e ait paravan şirket Garanti Barter’ın Boydak’a milyonlarca liralık fatura kestiğini sağır sultan duydu. 

Kendisi de naklen yayında itiraf etti bu ilişkiyi. Şimdi bir iddia daha var. O iddiayı tetkik ediyorum. 

Boydak Holding’in Amerika Birleşik Devletleri’nde kurduğu şirket faal olduğu halde Ertekin, “Hudson Furniture LLC” ticari unvanı ile farklı bir şirket daha kurmuş. 

Bu şirket paravan. Tıpkı “Garanti Barter” üzerinden Boydak’ın içi boşaltıldığı gibi Hudson Furniture LLC ile Ertekin yine şahsi menfaat temin ediyor.

Amerika’dan elde edilen kâr birkaç kişinin cebine indiriliyor. 

Ertekin’den önceki kayyım genel müdür Ertunç Laçinel de benzer işlemlerle Boydak’ı zarara uğratmıştı. 

Almanya’nın Düsseldorf şehrinde Boydak’a ait bir depoyu Slovakya’ya taşıma adı altında 20 milyon euroyu (126 milyon TL) zimmetine geçirdiği ortaya çıkınca TMFS alelacele Laçinel’i azletti. 

Ancak TMSF savcılığa intikal ettirmesi gereken yolsuzluğun üzerini kapattı. 

Yaptığı yanına kâr kalan Laçinel’in Boydak’tan çaldığı paralarla aldığı “yatırımcı vizesi” ile Slovakya vatandaşlığına geçtiğini de hatırlatayım. 

Bu hırsızlık vakasında atı alan Slovakya’ya geçti! 

Ezcümle Boydak Holding, Boydak ailesinindir. AKP’nin hukuk devletini buzluğa kaldırdığı bu dönem er yada geç bittiğinde Boydaklar şirketlerine geri alacak. 

Kayyımlar o vakte kadar şirketlerin ticari faaliyetinin aksamadan temadisinden mesul. Ötesine selahiyetleri yok. 

Dolayısıyla mülkiyeti hâlâ Boydaklara ait bir tüzel kişilik üzerinde bu kadar pervasızca işler yapmak ya cehaletle ya ihtirasla izah edilebilir. 

Madem değilse üç senedir şirket Genel Kurulları niye toplanmıyor. TMSF toplasın da görelim şirketlerin hissedarları kimmiş?

Genel Kurul’da nitelikli çoğunluğun reyi olmadan holding ve iştiraklerinde yapılacak her türlü alım, satım, ortaklık ya da halka arz gibi işlemlerin hesabı bu kararlarda imzası olanlardan sorulacaktır. 

Mesela müflis halı markası Gümüşsuyu’nun satın alınması ileride dava konusu olacak dosyalardan sadece biridir. 

Boydak'ın İstikbal, Bellona ve Mondi markaları ile en iddialı olduğu bir kategoride anlamlı bir büyüme getirmeyecek, ciro ve kârlılığı artırmayacak bir markanın ekonomik krizde satın alınmasının sebebi hikmeti nedir? 

Satın alma safhası niye hissedarlara bildirilmez? Devir mukabilinde kaç milyon TL ödendiği niçin açıklanmaz? 

Bu ve benzer soruların cevabının yanısıra kimlerin satın alma ile ihya edildiği o davalarda ayan beyan ortaya çıkacaktır.  

Tekrar ediyorum: Boydak’ta veya kayyımların idare ettiği diğer şirketlerde şahit olduğunuzu her nevi usûlsüzlüğü bana bildirmeye devam edin. 

Teyit ettiğim bilgileri sonuna kadar yazacağım. 

Alenen imza attıkları rezaletlerden bizim utandığımız kadar kendileri utanmıyorsa daha fazla sessiz kalmanın, haksızlıkları sineye çekmenin, yağmaya seyirci kalmanın bir manası yok. 

Artık yeter!