O yıllarda hizmet etmekten başka bir gayemiz yoktu.
Kardeştik; kalplerimizde kin, nefret ve husumet değil,
muhabbet, merhamet ve muâvenet vardı.
Deniz aşırı ülkelere hicret edenler, bir lokma bir hırka
ile yola çıkanlar, evlat ve aile endişesini bir
kenara bırakıp yürüyenler…
Hepsinin yükü ağır, yüreği sabırlıydı.
Ve hepsinin gayesi birdi: Allah rızası.
O zamanların hizmetinin mihveri ihlâstı.
Uhuvvet esas, benlik ve rekabet yoktu.
Kimse diğerini ezmeye çalışmaz, aksine herkes bir adım
geri durup kardeşine hizmetin önünü açardı.
Rüyalarımız, düşlerimiz, dualarımız hizmetle doluydu.
Sabahlara kadar süren ders halkaları,
bir bardak çay eşliğinde uzayan muhabbetler,
birbirinin halinden anlayan yürekler vardı.
Hutbeler asr-ı saadetten taşar,
vaazlar sahabe ahlakını yaşatırdı.
Üstad Bediüzzaman, hakikatin izinde çağlara ışık tutan
bir rehberdi.
Hocaefendi ise aynı çizgide, çağın ihtiyaçlarına cevap
veren, ilim ve irfanla yoğrulmuş bir gönüller sultanıydı.
Ve ben...
Bugün geriye baktığımda şunu açıkça söyleyebiliyorum:
*2000 öncesi hizmetin gayesi benim esas gayemdir.*
*Ben, 2000 öncesine döndüm.*
Üstad ve Hocaefendi’nin ihlasla çizdiği o istikamet,
benim yolum, yönüm ve çizgimdir.
Çünkü biliyorum ki hak yol, duru bir su gibi saf ve berrak
akar.
Ve bu yol, rızayı ilahi dışında hiçbir hesaba, hiçbir beşerî
menfaate göre şekillenmemelidir.
Bugün içinde bulunduğumuz karmaşada,
o safvetli yılların mirasına yeniden dönmek bir
ihtiyaç değil, bir zarurettir.
Zira hizmet, ihlasla yapılmadığında hizmet olmaktan
çıkar.
Adanmışlık yoksa geriye sadece şekil kalır;
gaye kaybolur, ruh dağılır, gönüller kırılır.
Bu yüzden bir kez daha
kalbimle, aklımla, irademle söylüyorum:
Bizim davamız sadece Allah’a kul olmak;
sadece O’nun rızasını kazanmak için
ilimle, muhabbetle, kardeşlik ruhu ve ihlasla yürümektir.
Bu zamanda çizgimizi korumak, en büyük ve en önemli
hizmettir.
Şimdi her zamankinden daha fazla,
hizmet prensiplerine bağlı kalarak yola devam etmek
elzemdir.
Burada söz öncelikle hizmet prensiplerinindir.
Ve bu yolda…
Ne alkışa ihtiyaç vardır ne de unvana.
Sadakat yeter, sebat yeter, dua yeter.
2000 öncesi hizmetin safveti benim yolumdur;
2000 sonrası ise bamteli sohbetleri,
ruhumun ve kalbimin gıdası, aklımın ışık ve ziyasıdır.
Bediüzzamanın ve Hatibüzzamanın ruhları şad olsun…
Bediüzzaman hazretlerin ve Hatibüzzaman Hocaefendinin ruhları şad olsun…