Ekonomik kriz kapıda

Bedirhan Yusuf

Bedirhan Yusuf

14 Eki 2016 18:24
  • AKP iktidarı ülkenin başına bir ekonomik kriz sonucunda geldi.

    Göstergeler ve gidişat, AKP zihniyetinin ülkenin yakasından düşmesinin de yine bir ekonomik kriz ile olacağını gösteriyor.

    Bu seferki ekonomik krizin, eskilerinden çok daha büyük ve yıkıcı olacağın, hemen hemen her ekonomist dile getiriyor.

    İsterseniz beraber Türkiye'yi bekleyen ekonomik krizin göstergelerine beraber bakalım.

    1- Türkiye'nin kredi notu, dünyanın üç önemli kredi derecelendirme kurumundan ikisinde şu an çöp durumunda.

    Ardarda gelen kredi düşürmeler ile, Türkiye artık yabancı yatırımcıların yatırım yapacağı bir ülke değil artık.

    Bu ne anlama geliyor peki?
    Bu şu anlama geliyor;

    Şirketler isteseler bile, mevzuatlarına göre, iki kredi derecelendirme kuruşunun kredisini çöp ettiği bir ülkeye yatırım yapamazlar.

    Yani artık Türkiye'ye dışardan sermaye akışı olmayacak.

    Olacaksa da , bu ancak körfez sermayesi gibi nakit para olarak olabilir.

    Peki, ABD ile ters düşmüş olan bir Türkiye'ye, arap sermayesi akışını devam ettirir mi?

    Bu mümkün değil.

    Ne Suudlar, ne diğer körfez ülkeleri, ABD'yi karşılarına alıp, Türkiye'ye para akışını yapamazlar.

    ABD ile ters düşen Türkiye'nin başına gelecek en olası durum, Rusya'nın başına gelen gibi olur.

    ABD artık bazı değişimleri yada kendisine ters gelen durumları yapmak için, askeri müdahaleden çok, finansal müdahaleleri yapıyor.

    Bunu Rusya'da gördük ve düşen petrol fiyatları ile, dev Rusya devalusyonlar yapmak zorunda kaldı.

    Aynı durumla Türkiye de karşı karşıya kalabilir.

    2- Reza Zarrap davası, sadece Zarrap'ın yargılandığı bir dava değil, bu artık ortada.

    Özellikle AKP çevreleri ve Erdoğan bunu iyi biliyor.

    Bu nedenle de davayı yakından takip ediyor.

    Bu dava sadece kişileri değil, aynı zamanda, kurumları ve özellikle de bankaları ilgilendiren bir dava.

    Davada, beş Türk bankasının adının geçtiği ve bu dava sonucunda, bu beş bankanın ciddi şekilde etkileneceği artık herkesin malumu.

    Ekonominin bu kadar hassas dengeler üzerinde gittiği bir dönemde, Türk bankacılık sektörünü tümden etkileyecek ve sarsacak olan bir süreç, ekonomideki dengeleri alt üst edecektir.

    Bu konuda, sadece Zarrap davasının olmadığını, aynı zamanda, Kuveyt Türk Bankası'nın direkt adının geçtiği ve IŞİD'e yardım yapıldığı iddiasıyla açılan başka bir davanın daha olduğunu da hatırlatmakta yarar var.

    Bu dava da ABD'de açıldı ve henüz detayları ortaya çıkmadı.

    Ve son olarak, kredi derecelendirme kuruluşlarının On dört Türk bankasının notunu düşürdüğünü de unutmayalım.

    Tüm bunları topladığımızda, 2002 krizinin bankacılık sektöründen dolayı olduğunu da hatırlayınca, Türk ekonomisinin nasıl bir tehlike ile karşı karşıya olduğunu daha net görebiliriz.

    Peki hükümet bunları görmüyor mu?

    Elbette görüyor ve tedbir almaya çalışıyor.

    Nasıl?

    Hükümet, bankacılık sektöründen patlak verecek bir krizi engellemek için, bazı adımlar attı.

    Bunlarda en bilineni, daha önce aynı hükümet tarafından yasaklanana, kredi kartlarına taksit olayı yeniden aktif hale getirildi.

    Ali Babacan döneminde, halkın tasarruf yapması tavsiye edilmiş ve buna yönelik olarak, kredi kartlarına taksit olayından sınırlamalara gidilmişti.

    Peki ne değişti de, hükumet yeniden taksit olayını eski hale getirdi ?

    Amaç açık. Amaç, halkın para harcamasını sağlama ve bankalara borçlu duruma düşürme.

    Bu şekilde, hem bankalara para akışı sağlanmış olacak, hem de borçlanan halk daha fazla kendilerine mahkum olacak.

    Fakat halkın bu tuzağa düşmeyeceğine inanıyorum.

    Hükümet denizi bitirdi ve kara görüldü.

    KHK ile el konulan şirketlerden elde edilen paralar.

    Kapatılan özel okulların sahipleri ile belli bir para karşılığında yeniden açılması konusundaki pazarlıklardan gelen paralar.

    El konulan okulların, dershanelerin, yurtların, üniversitelerin, medya kuruluşlarının binaları ve taşınmazlarının satışından elde edilecek paralar, hükümetin bu kara deliği kapamasına yeterli olmadı ve olmayacak.

    Bu nedenle hükümet, halkı para harcamaya teşvik ediyor.

    Acizane tavsiyem

    1- Tasarruf yapın ve harcamalarınıza dikkat edin.

    2- Bankalarda paralarını tutmayın, zira krizin ülkede vuracağı yer bankalar olacaktır ve paranız varsa siz de bundan etkileneceksiniz.

    3- Paranız varsa, döviz olarak tutun. Doların her gün tarihi rekorlar kırması, gelecek günler adına durumun nasıl olacağının işaretlerini veriyor.

    4- Kesinlikle ev alma zamanı değil. Böyle bir planınız varsa, bunu erteleyin. Şu an konut piyasasındaki fiyatlar balon fiyatlar ve bu fiyatlar bir krizi ile sönecektir.

    Kriz adım adım geliyor.

    Hem siyasi, hem de toplumsal krizin yaşandığı, her gün şehit haberlerinin geldiği ve Suriye bataklığına girmiş Türkiye'ye vuracak olan kriz, eski krizlere benzemeyecektir ve yıkımı çok daha fazla olacaktır.

    Buna hazırlıklı olmanızı tavsiye ederim.
    14 Eki 2016 18:24
    YAZARIN SON YAZILARI