Dünya eksenindeki uzay böceği


Cuma günü Japonya’da yaşanan ve yıkıcı bir tsunami dalgası yaratan 8,9 büyüklüğündeki deprem, şimdi de nükleer sızıntı belasıyla uğraşan Japonya adasını 2,4 metre hareket ettirirken... ... dünyanın eksenini de yaklaşık 10 cm kaydırdı. Nasıl kaydırmasın? Depremden sonraki 24 saat içinde 160 tane artçı şok yaşandı. Bunlardan yaklaşık 141 tanesi 5 büyüklüğünde hissedildi. *** Çatlaya patlaya ekseni kayan dünya gerçeğiyle karşılaşınca, bu ayın hemen başında “Proceedings of the National Academy of Sciences” isimli akademik dergide yayınlanan moral verici araştırma sonuçlarına sığındım... Çünkü, Antarktika kıtasında bulunan bir göktaşı, yerküredeki hayatın başlangıcının uzaydan gelmiş olabileceği tezini güçlendiriyor... Araştırmaya imza atan bilim adamları, Arizona State Üniversitesi ile California Üniversitesi’nden. Söz konusu araştırma, Grave Nunataks 95229 adı verilen ve Antarktika’da bulunan meteordan alınan 4 gram toz üzerinde yapılan analize dayanıyor. Tozda bol miktarda amonyak ve hidrokarbon bulundu. Antarktika’daki göktaşında bulunan bol miktarda “amonyak” yeni umudun kaynağı; çünkü amonyakta nitrojen elementi var. Nitrojen de canlı yaşamının adeta anası olan DNA ve proteinlerde bulunmakta... Bilim adamları, meteorların yerkürede eksik bulunan bu unsurları dünyaya taşımaları sayesinde, canlı yaşamını başlatmış olabileceklerini düşünüyorlar. Eksenin kaydığı bu ortamda gel de inanma, gel de umutlanma... *** Üstelik... Hafta başında gene göktaşları üzerinden bu umudu pekiştirecek bir gelişme daha oldu. NASA’nın Marshal Uzay Uçuş Merkezi’nde çalışan astrobiyolog Dr. Richard B. Hoover, Sibirya, Alaska ve Antarktika gibi bölgelerdeki “meteorit” denilen göktaşları üzerinde yaptığı araştırmasının sonuçlarını Journal of Cosmology Dergisi’nin Mart sayısında yayınladı. Canlı organizmaların kalıntılarını ve dünyanın atmosferine girmeden önce üzerlerinde yaşamın olduğuna inanılan göktaşlarının iç katmanlarındaki “fosilleşmiş bakterileri” inceleyen Dr. Hoover, meteoritin taşlarındaki kırıkları laboratuar ortamında mikroskobuyla taradı ve mikro-organizmaların dünyada bulunanlara benzediğini gördü. Hoover, “heyecan verici olan, göktaşlarındaki bakterilerin, birçok durumda tanınabilir ve dünyadaki genel türlerle çok yakından bağlantılı olması” dedi. Eğer Amerikalı bilim adamının iddiası doğrulanırsa, bu, yaşamın dünyayla sınırlı olmadığı, kökeninin de kâinatta başka bir yerde olabileceği anlamına gelebilecek. *** Cosmology Dergisi, uzman ve bilim adamlarından Richard Hoover’ın araştırmasını incelemesini istedi. Bu incelemelerin sonuçları Cosmology’nin internet sitesinde yayımlanacak. Eğer aşırı siyasallaşmış Türkiye’de sabah akşamaday adaylıkları” dışında bir şey ile ilgilenme ihtiyacı duyarsanız, o siteye girin bakın derim... *** Tabii bu konuyla ilgili can sıkıcı bir detayı da pas geçtim... NASA’nın bilim adamları, 1996’da da Güney Kutbu’nda bulunan 4 milyar yıllık bir meteorda, Mars gezegeninde mikrobik yaşam olduğuna dair kanıt bulduklarını söylemişlerdi. Başta araştırma büyük ilgi çekmiş hatta “Mars meteoru” adi verilen kaya parçası, NASA’nın Washington’daki merkezinde sergilenmişti. Ancak daha sonra araştırma eleştirilmiş, bulguların Mars’ta yaşam olduğunu kanıtlayamayacağı ortaya çıkmıştı. Richard Hoover’ın araştırmasının kaderi de aynı olabilir mi acaba? *** Bugün Pazar... İki gün önce Japonya’da adeta tüm insanlığı tehdit eden bir büyük facia meydana geldi... Japonya adası 2,4 metre, dünya ekseni de yaklaşık 10 cm kaydı. Neden bu kadar çokça doğup, neden bu kadar hızla ölüyoruz? Sorunun cevabı ve yeni bir hayatın ipuçları yerküreye düşen göktaşlarında mı? Yerküredeki hayatın başlangıcının uzaydan gelmiş olabileceği tezi güçlenirse, belki faciaları önleyecek ve hayatı uzatacak bilgilerin ortaya çıktığı yeni bir dönemin de kapısı aralanır.
<< Önceki Haber Dünya eksenindeki uzay böceği Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER