Türkiye modeli şekillenirken...


Birçok veri, ortaya çıkmakta olan yeni bir 'Türkiye modeline' güçlü karineler teşkil ediyor. Türkiye'de gündemde tutulan 'korkular' daha çok bunun mahiyetini kavrayamayanlara ait. Bunu anlatıp paylaşmak da bizim görevimiz. Bu modelin mahiyetini takip etmemiz gereken alanların başında ekonomi geliyor. Önce uygun bir soruyla başlayalım: Küreselleşmenin azman bir değirmen gibi bütün farklılıkları öğütüp un ufak ettiği, bireylerin zevk ve tercihlerini yeknesaklaştırdığı bir devranda Türkiye'nin bu dünyaya 'yakınsamaktan', yani 'aynileşmekten' ya da hareket halindeki katarın son vagonuna atlamaktan başka çıkar yolu var mıdır? Diğer bir ifadeyle, Türkiye'nin geleceğini daha aydınlık kılacak türden ortaya bir fark koyması mümkün mü? Cevabı irdelemeye geçmeden bir de uyarı yapalım: Bu soruya cevap ararken 'globalleşme varsa, buna karşı da güçlenmekte olan glokalleşme (yerelleşme eğilimleri) vardır' gibi yüzeysel açılımlardan kaçınmak lazım. Zira bu tür açılımların bizi vardırdığı yer; 'ABD'nin hamburgeri varsa, Japon'un suşisi, Türk'ün de döner kebabı ve simiti vardır' gibi basitleştirmelerdir. Olaya insan davranışlarına da yön verecek bir medeniyet öğretisi zaviyesinden yaklaşılmadığı sürece, akıntıya kapılmaya devam edeceğiz demektir. Benim hipotezimi kısaca özetleyeyim: Türkiye hem kendi geleceğini şekillendirmek üzere bir farkı ortaya koymaya muktedir hem de bu doğrultuda dünyaya örnekler sunabilecek bir müktesebata sahiptir. Bu doğrultuda Türkiye bir yandan 'benzeşerek', bir yandan da 'ayrışarak' kendine ait bir kıvam ya da terkibi ortaya kayacak minyatür hareketlere girişmiştir. Bu noktayı daha sonra açacağım. Türkiye benzeşerek aynı dili konuşmak üzere insanlığın ortak tecrübeleri yönünde değişirken, ayrışarak da hızla oksijen çadırına düşen çağdaş medeniyetin sıkışıp kaldığı kritik noktalarda 'kurtuluş adacıkları' sunma eğilimindedir. Şimdi konuyu bu mecrada deşmeye başlayabiliriz. İktisadi faaliyet, bir vakumda değil, insanlar tarafından, belli kurallar ve kurumlar ortamında icra edilir. Kurum-kural-aktör üçlüsü arasında ortaya çıkan bu yapıya biz kısaca toplum, toplumun yapıp ettiklerine de kültür diyoruz. İnsanlar ya da topluluklar bir yandan kültürü oluştururken, diğer yandan da aslında kültür tarafından şekillendirilir. Bu yüzden ideolojisi ne olursa olsun aslında bireyler belli oranda içinde doğduğu kültürün çocuğudur. Evi terk eden çocuk ile kültüründen kaçan aydının dramı benzerdir. Biri köprü altlarına, diğeri de Frenk mukallitliğine sığınmıştır. İkisinin kaderi de bir çeşit berduşluktur. Toplumlarla kültürler arasında canlı, dinamik ve sinerjik bir ilişki var. Bu karmaşık ilişkinin tabii seyrü süluku içerisinde geliştirilmesi, yönlendirilmesi kısaca tekamülü mümkündür. Ancak sözde kalkınma, değişim, modernleşme, Batılılaşma -ya da adı her neyse- adına bedenle-ruh arasındakine benzeyen bu göbek bağının kesilip atılması gibi radikal ve dışsal şokların sonuç vermesi, toplumu daha ileri noktalara taşıması imkânsızdır. Dahası burada ortaya çıkacak travma, telafisi zor kırılmalara neden olmaktadır. Toplumlar evrimleşir, tekamül eder ancak 'zıplamaz'. Bu yüzden en gerici hareketler, aslında 'devrimlerdir.' Konuyu burada iktisat, kalkınma, kültür bağlamına taşıyalım. İktisat politikaları öğrenilebilir. Yeni kurumlar dışarıdan alınarak ihdas edilebilir. Ancak kültürü ithal etmeye kalkışmak toplu intihardır. Benzinli arabada dizel, kutuplar için yapılan araçlarda normal lastik ne ise bu da aynı kapıya çıkar. Buzdağının dibinde kültür ve zihniyet vardır. Ne getirirseniz getirin, bu altyapı ile doku uyumu sağlanmadığı sürece işe yaramayacaktır. Türkiye'nin şekillenmekte olan ekonomi modelinin köklerinde tek başına insanın 'dürtüleri' değil, dürtülere de hükmedecek olan kültür ve medeniyet değerleri de belirginleşmeye başlamıştır. Buradan devam edeceğim. NOT: 'Nash dengesi değil, Pareto çözümü' başlıklı son yazımda birkaç kritik terim sehven karışmıştır. Düzeltilmiş hali internet sayfasındadır. Okurlardan özür dilerim.
<< Önceki Haber Türkiye modeli şekillenirken... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER