TV'lerde ölçümleme sorunu devam ediyor


TİAK başka bir organizmaya dönüşe dursun Türkiye'deki televizyon ölçümlerinde sorun artarak devam ediyor. TRT ölçümlerden çıktığı için artık kimse "ölçüm sorunlarını" gündeme getirmiyor o kadar. Örnek verelim... Şu anda raporlanan kanallar toplam izlemenin %61'ini oluşturuyor. %39 ise raporlanmayan kanallar. Yani ortadaki ilk yüz, ilk on, en izlenen program rakamları %61 içindeki kanallardan üretiliyor, diğerlerinin program reytinglerini ise bilmiyoruz. Belki sadece 15 dakikalık reytinglerini görebiliyoruz. Dolayısıyla TV izlemesinin %39'u çağdaş anlamda ulaşım ve frekans analizleri yapılmadan medya planlarına dahil oluyor. TV'ye ayrılan reklam yatırımlarının arttığına bakmayın. TV ölçümü yapmamızın nedeni neydi? "Ölçülmeyen şeyin değeri yoktur" inancıydı. Şu anda %39 raporlanmayan kanal şakır şakır reklam alıyor. Reklamveren de durumdan son derece memnun görünüyor. Çünkü söz konusu %39'luk bölüm raporlanan kanallara göre son derece ucuz... O halde geri kalan 61'i niye ölçüyoruz değil mi? TV ölçümlerinde bir kapsama sorunu yaşadığımız, bazı kanalların değerinin altında fiyatlandığı, bazılarına ise daha fazla para ödendiği kesin. Çözüm daha kapsayıcı bir modelde. %39 niye raporlanmak istemiyor? Çünkü var olan örnek yapısı üstteki dört beş kanalın lehine çalışıyor. Hem de bu yapı kemikleşmiş durumda. Kanıtı şu: AGB ölçüm sonuçlarına göre geçen hafta Türkiye ortalama 305 dakika televizyon izlemiş. Yani ortalama olarak her Türk günde 5 saat 8 dakika TV izlemiş görünüyor. Böyle bir şey mümkün değil. Bir yerlerde bir kemikleşmenin olduğu ve özellikle AB ve C1 gruplarının panelde daha az temsil edildiği kesin. Mutlaka kartların yeniden dağıtılması ve yeni bir yapının kurulması şart. TİAK da yaklaşık bir yıl önce, böyle düşündüğü için ihaleye çıktı ve beş ayrı firma arasından TNS'i yeni tedarikçi olarak seçti. Plana göre 2011 yılında yeni, sağlıklı ve daha kapsayıcı ölçümlere geçilecekti. Ancak Rekabet Kurulu'nun istekleri planı sekteye uğrattı. Her şey eski tas eski hamam devam ediyor. Oysa herkes biliyor ki kral çıplak. Var olan reyting ölçümleri Türkiye'nin değişen ve dönüşen yapısını yansıtmakta yetersiz. Bir an önce reklamverenlerin duruma el koyması gerekiyor... Bir an önce... Reklametre (19 Eylül-25 Eylül) En İyi İlk Beş TV 1. Kadir Temizliği (Petrol Ofisi-Omo Promosyonu) 2. Yi Yavrum Yi (Pizza Hut) 3. Coca-Cola'lı Yemekler 4. Hazerfan (Vodafone) 5. Turkcell (Nokia Kampanyası) En İyi İlk Beş Gazete 1. Katkısız (Arbella) 2. Bono ve eşi (Louis Vuiton) 3. Herkese Havuzlu (Ağaoğlu) 4. Hava Turkuaz (Turkuazairlines) 5. Sinpaş (Tarihi Fırsat) En iyi İnternet İlk Beş 1. Snob-En Tıraş Haber (www.entirashaber.com) 2. Renault Megane-Meganeomani (www.meganeomani.com) 3. Simfer-Taş Gibi Fırın (www.tasgibifirin.com) 4. Superonline-Kaybedecek Zaman Yok (www.kaybedecekzamanyok.com) 5. Stabilo-Renkli Düşün (www.renklidusun.com) İnternetten Özgürce Apple mucizesi... iPhone 4 çılgınlığı sonunda Türkiye'ye de ulaştı. Vodafone ve Turkcell'in sunduğu özel hizmet paketleriyle piyasaya çıkıyorlar. İlk haberlere göre Vodafone daha uygun seçenekler sunuyor gibi görünüyor. Ama Turkcell de lansmanını biraz öteleyerek ben bunun altında kalmam hissi yarattı. Bakalım his gerçeğe dönüşecek mi? Şimdi size 100 puanlık uzmanlık sorusu; bazı standart koşullarda problem yaratan bir teknoloji ürününe milyarca lira öder misiniz? Normalde cevabınızın hayır olacağını ben de biliyorum. Ama bahsettiğimiz ürün iPhone olunca daha doğrusu Steve Jobs'un yarattığı bir ürün olunca insanlar bu duruma aldırmıyorlar. Çünkü adam bir ürün değil bir ruh yaratıyor. Ve hepimiz bu ruhu günahlarıyla ve sevaplarıyla çok daha kolay sahipleniyoruz. 2 hafta içinde "sol elinizle tuttuğunuzda sinyal problemi oluşan ve hattın kesilmesine sebep olan" bir ürünün sokakta kaç kişinin elinde olacağını göreceksiniz. Ben de almış olacağım ve kendimi şimdiden "sol elimle o şekilde tutmam ben de telefonu canım ne olacak" diye de ikna ettim... Çok değil 5 yıl önce Türkiye'de Apple markalı ürünler yoğunlukla reklam ajansları ve matbaalarda kullanılıyorlardı. Şimdi ise her evde en az 2 adet ürünleri mevcut. iPhone, iPad, mac mini, macbook, vb... Hepsi birer 21. yy ikonu oldular bile. Ve açık söyleyeyim ki Apple kullanmak İzmirli olmak gibi. İnsana kendini ayrıcalıklı hissettiriyor. Bunun kitaplardaki adı "Apple mucizesi..." Nasıl yaratıldığını anlamak için de Steve Jobs'un yaptıklarını iyi incelemek gerekiyor. 13-19 Eylül 2010 En Çok TV Reklamveren Marka (Tüm Kişiler) GRP 1. Turkcell Kapsama Kampanyası 941 2. Vodafone Kapsama 920 3. Casper Nirvana 493 4. Habertürk Gazetesi 426 5. Top Shop 351 6. İpragaz Otogaz 342 7. Fi-yaka Evleri 327 8. Obacay 318 9. Kellogs Special K 281 10. Toyota Otolar 266 Diğer Reklamlar 17.891 Total GRP 23.811 Kaynak: Mindshare MindShare'i kutlarım... Mindshare medya planlama şirketi Medicat'in her yıl düzenlediği Felis ödüllerinden 3 kategoride birincilik, 4 kategoride başarı ödülü çıkardı. Aynı zamanda da yılın Medya Ajansı seçildi. Felis ödülleri medya planlaması alanında o yıl yapılan plan ve uygulamalardan en yaratıcı olanlarına veriliyor. Mindshare'i kutlarım. Turkcell, Vodafone ve inançlar Vodafone "kapsamasının" iyi olduğunu anlatmak için dramaya başvururken Turkcell "en iyi kapsamanın" kendisinde olduğunu anlatmak için dramaya başvuruyor. İki stratejinin uygulamalarını da ekranlarda görüyorsunuz. Şu andaki uygulamalarda her ikisi de çok iyi. Vodafone Şafak Sezer'e Türkiye turu attırıyor. Turkcell ise "telefonu çekmeyenlere 3 dakika bedava" konuşma hakkı veriyor. Hem de telefonu çeken Turkcelliler'in telefonundan! Tabii konunun özüne bakmak lazım: Turkcell var olan inancı pekiştiriyor. Vodafone ise bir inancı yıkmaya çalışıyor. Tabii ki Vodafone'un işi daha zor. Çünkü biliyorsunuz bir inancı parçalamak atomu parçalamaktan daha zor. Rekabeti merakla ve keyifle izliyorum...
<< Önceki Haber TV'lerde ölçümleme sorunu devam ediyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER