Türkiye'de işkence ve kötü muamele var herkeste korku hakim

Türkiye’de yaşanan işkence ve kötü muamelenin yaygın bir şekilde uygulandığı Birleşmiş Milletler Raporuna yansıdı

samanyoluhaber.com

BM İşkence Özel Raportörü Nils Melzer, darbe girişiminin ardından Türkiye’de işkence ve kötü muamelenin yaygın bir şekilde uygulandığı izlenimi edindiklerini söyledi ve ‘Türkiye’deki korku ortamı hak arayışını engelliyor’ vurgusunda bulundu.

BM İşkence Raportörü Melzer, 15 Temmuz darbe girişiminden hemen sonra başlayan ve OHAL uygulamasıyla daha da artan gözaltı ile tutuklama işlemlerinde işkencelerin arttığına ilişkin iddiaları araştırmak için Türkiye’de temaslarda bulundu. Melzer, Sincan F tipi cezaevi ile Kadın Ceza İnfaz Kurumu’nu, Diyarbakır D ve E tipi cezaevlerini, İstanbul Silivri cezaevini, Şanlıurfa ve İstanbul’daki polis karakollarını da ziyaret etti. Türkiye’nin 90’lı yıllar sonrasında işkenceye karşı sıfır tolerans politikasını tutarlıkla uyguladığını hatırlatan Melzer, bu politikanın 15 Temmuz darbe girişimi ve arkasından yürürlüğe giren OHAL uygulamasıyla zayıfladığını tesbit ettiklerini anlattı.

15 Temmuz’un hemen ardından ‘toplumda genel bir korku ve güvensizlik hissiyatı’ oluştuğunu, işkence ve kötü muamele iddialarının araştırılamadığını belirten Melzer, “Gözaltı süresini yargı denetimi olmadan 30 güne çıkaran ve 5 güne kadar avukatı ile görüşmesine izin vermeyen kanun hükmünde kararnameler endişe verici. Avukata ve yargı denetimine hızlı bir şekilde erişim; işkence ve kötü muamelenin ortaya çıkmasına katkı yapacak bir ortamın gerçekleşmesinin önlenmesi açısından vazgeçilmezdir” diye konuştu.

Hükümlüler ihtiyaçlarını gideremiyor

Melzer, cezaevlerindeki genel şartların ‘tatminkâr’ olduğunu ancak cezaevlerinin gerçek kapasitelerinin yüzde 125 ve yüzde 200’den fazla oranında dolu olduğunu gördüklerini söyledi. Melzer, “Bu durum tıbbi bakım, çalışma, eğitim faaliyetleri ve aile ziyaretlerinin sıklığını olumsuz etkiliyor. Cezaevlerinde hükümlüler en mahrem ihtiyaçlarını bile gidermekte zorluk çekiyorlar” dedi. Hükümlülerin temiz hava olmadan, gün ışığından yoksun bırakıldığını, zaman mevhumunu yitirdiklerini anlatan Melzer, “Hükümlüler 48 saatten fazla nezarethanelerde tutulmamalı” uyarısında bulundu.

Şikâyetler yeterince değerlendirilmiyor

Raportör Nils Melzer, 15 Temmuz’un hemen ardından başlayan gözaltı ve tutuklamalarda kolluk kuvvetlerinin keyfi olarak hareket ettiğini ve işkence-kötü muamele uygulamalarından çekinmediğini tespit ettiklerini söyledi. Melzer, ilk günlerdeki karmaşanın ardından kolluk kuvvetlerinin daha dikkatli davrandığını anlatırken, tutuklu ve hükümlülerle yaptıkları görüşmelerde ‘derin ve uzun süreli bir travmaya’ tanık olduklarını vurguladı. Melzer, tutuklu, avukat ve sivil toplum kuruluşu yetkililerinin ifadelerine atıfta bulunarak “İşkence ve kötü muamele 15 Temmuz sonrası günlerde ve haftalarda, özellikle de yakalama sırasında, polis veya jandarma nezarethanelerinde yaygın olarak uygulanmış gibi görünüyor” diye konuştu.

Bu tür iddialara yönelik adlî müdahalenin yetersiz kaldığına dair güvenilir raporlar aldığını belirten Melzer, yetkili makamlara iletilen birçok işkence şikâyetinin de etkin bir şekilde takip edilemediğinden yakındı. Melzer, “Adli sistemdeki yıldırma ve güvensizlik iklimi; vatandaşların, avukatların, doktorların ve insan hakları temsilcilerinin şikayette bulunma cesaretlerini kırıyor” dedi ve Türk makamlarına işkence iddialarına yönelik ‘acil, tarafsız ve kapsamlı soruşturma başlatılması’ çağrısında bulundu.
<< Önceki Haber Türkiye'de işkence ve kötü muamele var herkeste korku hakim Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER