Türkiye’nin başına gelmiş en büyük felaket: Erdoğan

Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçelerinde meydana gelen depremlerin ardından yaşananlar bir kez daha gösterdi ki; Türkiye’nin başına gelmiş en büyük felaket Erdoğan’dır. Çünkü kendisinin de her fırsatta söylediği gibi, deprem öldürmez bina öldürür. O binaların müteahhitleri çok kazansın diye Beton İmparatorluğu kuran ve imar aflarıyla kaçak yapıları meşrulaştıran öldürür.

SHABER3.COM

SAMANYOLUHABER.COM- ANALİZ 


Sadece depremde yıkılan binaların eksiklerine göz yumulması, denetlenmemesi ve imar aflarıyla beton tabutlara dönüştürülmesi de değil mesele. Son depremlerin ardından on binlerce insan, enkaz altında kurtarılabilecek durumdayken ölüme terk edildi. Erdoğan’ın megaloman egosunun kurbanı oldular.

Erdoğan, 160 yıllık geleneği olan Kızılay’ı neredeyse yok etti. Onun yerine AFAD’ı kurdu, tek yetkili hale getirdi. AFAD’ın başına ise bugünlerde Haluk Levent’in Ahbap Derneği’ni tahkir etmek için kullandıkları “ahbap çavuş ilişkisi” tanımına tam anlamıyla uyan atamalar yaptı. AFAD'daki en kritik görev ve sorumluluk olan Afetlere Müdahale Genel Müdürlüğü’ne afetlere dair hiçbir birikimi ve tecrübesi olmayan ilahiyatçı İsmail Palakoğlu’nu getirdi.

Depremin ardından 48 saat boyunca AFAD hemen hemen hiç yoktu sahada. Depremzedeler yakınlarını kurtarabilmek için kendi elleriyle kazdılar enkazları. Hala dokunulmamış enkazlar var. Depremlerin ilk anında hayatını kaybedenlerden çok daha fazla insan, sonraki günlerde yardımlarına gelen olmadığı için yaşamını yitirdi.

Erdoğan, 17 Ağustos 1999’da hemen ilk saatlerde enkazlara müdahale edip binlerce insanın kurtulmasını sağlayan askerin sahada olmasına da izin vermedi. Neden? AFAD varken başkasına gerek yoktu onun zihniyetinde. Tüm puanları AFAD toplamalıydı, asker öne çıkmamalıydı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, askerin devreye girmesini sağlayamadı.

Erdoğan, enkaz altında kalan insanların ve depremde evleri yıkılan vatandaşların imdadına yetişmek yerine, sadece siyasete, yani iktidarını korumaya odaklandı. Bakanları enkaz bölgesinde kahkahalı pozlar verdi objektiflere. Çocukları kürsülerin önünde konu mankeni olarak kullanıp bereleriyle uğraştılar. Çaresiz kalmış insanların feryatlarını umursamadılar.

Gerçekler konuşulmasın diye enkaz altındaki insanların yardım çığlıklarını duyurabildiği sosyal medyayı kapattı Erdoğan. AFAD’ı ve dolayısıyla kendisini gölgelemesin diye, Haluk Levent’e ve Ahbap gibi yardım kuruluşlarına linç kampanyası düzenledi. Ortağı Devlet Bahçeli de her zaman olduğu gibi bu linç kampanyasında en ön safta yerini aldı.

Maalesef tablo çok vahim. Erdoğan’ın megaloman egosu yüzünden on binlerce insanımız hayatını kaybetti. Milyonlarca insanımız kış ortasında evsiz kaldı. Depremde enkaz altında evvela Erdoğan’ın dikta rejimi kaldı. Şimdi havuz medyası makyajla bu gerçeğin üstünü örtmeye çalışıyor.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, dün yaptığı açıklamada, Erdoğan’ın ve havuz medyasının algı çalışması olan “Asrın Felaketi” tanımından mülhem şu ifadeleri kullandı: “Asla koordine olamadılar. İnsanlarımız ölürken onlar nasıl bu işi siyaset üssüne taşırız diye özel çaba harcadılar. Bu ülke için asrın felaketi tek adam rejimidir. Açıkça ifade etmek gerekirse, Erdoğan’dır.  Beceriksizliği ile bir önceki felaketi arar olduk. Asrın ihanetidir, asrın iş bilmezliğidir, asrın beceriksizliğidir.”

Yazar Ali Bulaç, 17 - 25 Aralık yolsuzluk operasyonları sonrası, Erdoğan’ın yolsuzluklar üzerine kurduğu dikta rejiminin deşifre olmasının ardından, “AK Parti Çanakkale Savaşı’ndan sonra başımıza gelen en büyük felakettir” demişti. Bulaç’ın bu ifadelerinin üzerinden 9 yıl geçti ve tespitinde ne kadar haklı olduğu ne yazık ki son deprem vesilesiyle bir kez daha ortaya çıktı.

Evet, Türkiye’nin başına gelmiş en büyük felaket bizzat Erdoğan’ın kendisidir. Allah bize bir başka tecrübeyle daha bu hakikati idrak ettirmesin. Amin.

    

<< Önceki Haber Türkiye’nin başına gelmiş en büyük felaket: Erdoğan Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER