Ünlü şaire en anlamlı ziyaret

Ziyaretin en duygulu bölümünü Dağlarca’nın gençler için yazdığı şiir oluşturdu.

Ünlü şaire en anlamlı ziyaret

Türkçe Olimpiyatları’na katılan 100 ülkeden yaklaşık 550 öğrenci, Türkiye’de devlet erkanından, sanatçı ve gazetecilerden pek çok önemli isim tarafından kabul edildi. Bu ziyaretlerin en anlamlılarından biri de Türk şiirinin yaşayan en büyük şairi Fazıl Hüsnü Dağlarca ile yurtdışındaki Türk okullarında okuyan 5 farklı ülke gencinin buluşmasıydı. Yabancı çocukların çok iyi Türkçe konuştuğunu görünce duygulanan Dağlarca, “Türkçe, içinizde çağlayan ses olsun. Sizler sayesinde bu ses bütün dünyada yankınsın.” temennisinde bulundu. 100 yaşına merdiven dayayan Dağlarca; Amerika, Kolombiya, Moldova, Afganistan ve Estonya’dan gelen gençlerle şiir konuştu, Türkçenin ayrıcalıklı bir dil olduğunu anlattı. Dağlarca’nın gençlere bir de sürprizi vardı. Çocukların ziyarete geleceğini bir gün önce öğrenen şair, gece onlar için yazdığı bir şiiri hediye etti. Çocuklara da bu şiirin başka bir yerde yayınlanmayacağını söyleyip, ülkelerine döndüklerinde okullarının dergilerinde yayınlanmasını istedi. Türkçe sevdalısı gençlere Türk dili öğrenmenin güzel; ama aynı zamanda zor olduğunu söyleyen Dağlarca, bu dili öğrenmek için önce edebiyatını derinden incelemek gerektiğini üstüne basa basa vurguladı. Türk edebiyatının sadece Cumhuriyet’ten sonra yazılanlarla sınırlı kalmadığını belirten Dağlarca, gençlerden divan edebiyatının odalarına girmelerini istedi. Türkçeyi, grameri mükemmel bir dil olarak nitelendiren usta şair, bu kurallara uymanın insanı yazıda, şiirde ve bilimde sesli kılacağını ifade etti. “Ben her şiirimi yazdığımda Türkçeyle ilgili bir adım daha atmış oluyorum” diyerek mükemmel Türkçe bilen birinin eğitiminin yarısını elde etmiş olacağını vurguladı. Fazıl Hüsnü Dağlarca, Türk edebiyatına meraklı gençlere şiir yazmanın inceliklerini de sıraladı. “Şiir yazmak o dilin içinden altın çıkarmaya benzer” diyen Dağlarca, genç şairlerin Türklerin tarihsel gelişimini bilmediği ve şiiri yaşamadıkları için iyi yazamadıklarından yakındı. Dağlarca, bir insanın şiir yazarken kendi mezarı üstüne kitabe yazma hissini duyması ve kendinden sonra o sözcüklerle yaşayacağını umması gerektiğine dikkat çekti. “Karşılığında bir yaşam verilmemiş her bir çaba değersizdir” diyen şair, gençlere şiir veya düz yazı yazmak için tüm hayatlarını bu işe vermeleri gerektiğini öğütledi. Türkçe meraklısı gençlerin ‘Hangi şairleri okumamızı tavsiye edersiniz’ sorusuna dev çınar, Ahmet Muhip Dranas ve Cahit Sıtkı Tarancı’yı örnek gösterdi. Bu iki şairin Türkçenin dibini kazdığını anlatan şair ‘Cahit Sıtkı akşama kadar 5 satır şiir yazardı ve şiire bir kelime eklemek için saatlerce düşünürdü” yorumu yaptı. Cumhuriyetten bu yana büyük yazar sayısının 10 kişiyi geçmediğine, ancak kayıtlarda 10 bin kişi bulunduğuna değindi. Günümüz gençlerinin kendilerini gerçek şair Falih Rıfkı Atay’dan daha üstün saydıklarından da yakındı. Gençlerin Dağlarca’ya ilk sorusu ise Atatürk oldu. “Atatürk’ü hiç gördünüz mü, O nasıl biriydi?” sorusunu Dağlarca, “Atatürk’ü görmek bir okuldur. Onu sevmek vatanı, bayrağı, tarihi ve insanı sevmektir” diyerek cevapladı. Dünyanın farklı ülkelerinden gelen gençlerle hatıralarını da paylaşan şair annesinin çok güzel tahrirler ve mektuplar yazdığını, sabahlara kadar uyumayıp annesiyle konuştuğunu büyük tebessümle anlattı. Dağlarca ayrıca “Anne ve babam ben küçükken yaramazlık yaptığımda Arapça konuşurdu ve ben o zaman anladım ki dil dehşet bir şey” diyerek dil öğrenmenin önemine dikkat çekti. Türk milletinin ilk oturduğu yerden 4-5 kıta ötelere gittiğine ve her yere kendi kültürünü götürdüğüne değinen usta şair, sohbetini “Türkçe bir tılsımdır. Bu gençler şimdi ortada fikir localarıdır ve beslenecek gıda konusunda bize görev düşüyor. Biz de çalışıp çabalayacağız ve düşlerin boşa gitmediği göstereceğiz” sözleriyle sona erdirdi. ZAMAN
<< Önceki Haber Ünlü şaire en anlamlı ziyaret Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER