Salı günü başlayan ve bugün sona eren iki günlük toplantının ardından Fed politika faizini, 3'e karşı 7 oyla 25 baz puan indirdi. ABD Merkez Bankası, yüzde 1,75-2,0 düzeyine çekilen politika faizi kararında küresel gelişmeler ve yatay enflasyonun etkili olduğunu kaydetti.
Fed, ABD ekonomisinde uzun vadeli büyüme beklentisini de yüzde 1,9’da korudu. 2008 yılından bu yana geçtiğimiz Temmuz ayında ilk kez faiz indiren Fed böylece bu yıl içinde ikinci kez faiz indirimine gitmiş oldu.
Rezerv fazlasına uygulanan faiz oranı da (IOER) yüzde 2,10’dan yine beklentilere uygun olarak oy birliğiyle yüzde 1,80’e indirildi. Bu adımla da New York Fed tarafından piyasalara müdahaleyi gerekli kılan para piyasalarındaki sorunların giderilmesi amaçlandı. Fed Çarşamba günü piyasaları sakinleştirmek amacıyla, 2008’den bu yana yapmadığını yaparak mali sisteme milyarlarca dolar likidite sağlamıştı.
ABD Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell düzenlediği basın toplantısında faiz kararının ekonomik verilere dayandığını savundu. Yapılan yazılı açıklamada da "ABD ekonomisinin orta karar bir hızda büyümeyi sürdürmesine ve istihdam piyasasının güçlü olmaya devam etmesine karşın, küresel gelişmelerin ekonomik görünüm açısından göstergeleri ve enflasyon baskılarının ışığında faiz indirimine gidildiği" vurgulandı.
Çin ile ticaret savaşı, küresel ekonomide yavaşlama gerekçe gösterildi
Devam eden büyüme ve güçlü istihdama rağmen Fed'in ekonomik görünüm konusunda belirsizliklere atıfta bulunması ve ekonomide genişlemeyi sürdürmek için de uygun şekilde hareket etme vaadinde bulunması dikkat çekti.
Fed yetkilileri faiz indirimi kararına büyük ölçüde Çin ile yaşanan ticaret savaşı, küresel ekonomide yavaşlama ve yurtdışındaki gelişmeleri gerekçe gösterdi.
Fed'in faiz kararının ardından ABD Doları Euro ve Yen karşısında değer kazandı. Piyasa analistleri Fed'in faiz kararını "ABD ekonomisini küresel rüzgarlardan koruma çabası" olarak niteledi.
Trump: "Ne cesaret, ne sağduyu ne de vizyon var"
Fed'in faiz kararı, daha agresif bir faiz indirimi beklentisi içinde olan ABD Başkanı Donald Trump'ı ise memnun etmedi. Trump'ın Fed kararına tepkisi sert oldu.
Twitter mesajında, kendisinin göreve getirdiği Fed Başkanı Powell'ın yine başarısız olduğunu savunarak, "Ne cesaret, ne sağduyu ne de vizyon sahibi. Berbat bir iletişimci" diye yazdı.
"Objektif analiz ve verilere dayanarak karar almaya devam edeceğiz"
Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell'a o sırada hala devam eden basın toplantısında Trump'ın açıklamaları ve eleştirileri soruldu.
Merkez Bankası Başkanı Powell "Seçilmiş yetkililerin yorumlarına cevap vermeme alışkanlığımı bozmayacağım. Ben Merkez Bankası'nın bağımsızlığına inanıyorum. Objektif analiz ve verilere dayanarak siyasi değerlendirmelerden uzak şekilde muhakeme yapıp karar almaya devam edeceğiz" yanıtını verdi.
Fed’in faiz kararı Beyaz Saray ile arasında uzun süredir tartışma konusu. Başkan Donald Trump geçen hafta Twitter’dan paylaştığı mesajda Fed Başkanı Jerome Powell ve Faiz Kurulu için “mankafalar” ifadesini kullanmıştı.
Beyaz Saray ve Fed arasındaki bu gerilimle uygulanan baskı, Merkez Bankası’nın bağımsızlığı sorgulandığı için yatırımcılar açısından da bir süredir kaygı oluşturuyor.
“ABD’li CFO’ların yarısından fazlası 2020 seçimi öncesi resesyon bekliyor”
ABD’de ekonomik durgunluk tartışması da sürüyor. Amerikan şirketlerinin finans grubu başkanları yani CFO’lar, ekonomik belirsizlik sebebiyle teyakkuzda. Duke Üniversitesi’nin yaptığı ankete göre CFO’ların yüzde 53’ü Amerika’nın 2020’deki başkanlık seçimi öncesinde resesyona girmesini bekliyor.
Ankete göre ABD iş çevrelerinde iyimserlik de üçüncü çeyrekte son üç yılın en düşük seviyesine indi. Uzmanlar bu durumu da Çin ve ABD arasındaki ticaret savaşı kaynaklı ekonomik belirsizliğe bağlıyor.
Duke Üniversitesi’nin anketine göre, Amerikalı CFO’ların sadece yüzde 12’si ABD’de yurtiçi ekonomi konusunda daha iyimser. Geçen yılın aynı döneminde yapılan ankette bu oran yüzde 44’tü.
Ekonomistler bu kaygıların kendi kendisini gerçekleştiren bir kehanete dönmesinden endişe ediyor. Çünkü CFO’lar ekonomik belirsizlik karşısında gergin olduğunda fabrika ya da yeni teçhizat alımı gibi konularda harcamaları kesme eğiliminde oluyor ve bu da ekonomiyi yavaşlatıyor.