Bilim adamları gözlerine inanamadı!

Suyun özelliklerini araştıran bilim adamları yaptıkları pek çok deneyde hayrete düşüren sonuçlara ulaştı.

Bilim adamları gözlerine inanamadı!

Bilimsel araştırmaları İslam dini ve Kur'an-ı Kerim ışığında değerlendiren eğitimci-yazar Prof. Dr. Osman Çakmak, Samanyoluhaber.com'daki köşe yazısında bu hafta suyun bilim adamları dahil herkesi şaşkına çeviren sırlarını ele aldı. İşte sizi tefekküre sevk edecek yazının bir bölümü...

"İlk yazı hayatıma başladığım sıralarda su üzerine bir yazı hazırladığımı hatırlıyorum. Yazıyı tekmil etmek için araştırmaya başlayınca “ah meğer suda neler var neler!“ dediğimi de hatırlıyorum.. Şimdi suyun maddiliğinin ötesinde sırları gördükçe “ah meğer suda daha ne sırlar varmış!” demekten kendini alamıyor insan.

***

Biz bu yazımızda suyun üzerine yapılan ilginç deneylerden, ortaya çıkan gerçekliklerden söz edeceğiz. 

***

Çocukluğundan bu yana hayatını zemzem suyunu araştırmaya adayan Türk kökenli bir mühendis var: Yahya Hamza Koçak. Yahya Koçak, suyun sırları ile en kapsamlı araştırmaları yapan Dr. Masaru Emoto ile nasıl tanıştığını şöyle anlatıyor: 12 yıl önce Los Angeles’ta bir konferans’ta Japon bilim adamı Dr. Masaru Emoto ile tanıştım. Suyun hafızasının varlığından bahsediyor, bir sesten diğerine geçerken nasıl etkilendiğini anlatıyordu. Konferans bittikten sonra kendisiyle konuştum. “Biz Müslümanlar bir bardak suya Kur'an-ı Kerim okuruz ve onu hastaya içiririz. Bir de zemzem suyumuz var. İçildiği niyete göre fayda verdiğine inanılıyor. Araştırma yapabilir misiniz” diye sordum. Bana “bu araştırmalarım esnasında Kur'an-ı Kerim’i kim okuyacak” dedi. Los Angeles ve Tokyo’daki İslam merkezlerinde birilerinin bulunacağını söyledim. On yıl sonra bana su ve kristaller üzerinde yaptığı deneyleri yazdığı bir kitap göndererek beni şaşırttı. Araştırmayı gerçekleştirmiş ve konu üzerine bir kitap yazmış. Su kristalleri besmele, Kur'an-ı Kerim ve ezan okununca şekil değiştiriyor. Zemzem suyu kristallerinin dünyadaki bütün su kristallerinden farklı görüntü sergiliyor. Kristaller, Harem’in uydudan çekilmiş bir resmi gibi görüntü arzediyor.

***

Japon bilim adamı Dr. Masaru Emoto, içinde 70'ten fazla kristal resmi bulunan Su Kristalleri adlı kitabında her kristal resminin ayrı bir hikayesi anlatılıyor. Masaru, “Su adeta canlı gibi duyguları algılıyor. Bunu duygulara göre farklı kristal desenleri oluşturmakla gösteriyor. Su çevresinden pozitif ve negatif bilgileri alıyor ve ona göre tepki veriyor" diyor.

Duygu ve düşüncelerin maddeye olan etkisine dair sayısız gözlemler bulunuyor. Bu tür çalışmalar sadece Emoto’nun çalışmaları ile sınırlı değil. Su üzerine başka araştırma gruplarının da dikkat çekici çalışmaları var.

Fransız bilim adamı Dr. Jacques Benveniste yaptığı araştırmalarda DNA hücrelerinin belli bir frekansta foton (ışık) yaydığını, farklı hücrelerin farklı frekansta titreştiğini, farklı titreşimdeki iki hücre yan yana geldiğinde yeni bir frekans oluşturup birlikte bu frekansta titreşmeye başladıklarını ve elektro manyetik dalgalar ile bir çağlayan oluşturup, ışık hızında yolculuk ettiğini keşfetmiş. Bu çalışmalar, 1980'li yıllarda başlamış. Çalışma grubu suyun hafızası olduğu kanaatına varmışlar. Suya bir madde ekleyerek bir milyon kez sulandırmış ve özel bir alet ile aşırı hızda sallayarak o maddenin etkisinin yok olacağını düşünüyorlarmış işin başında. Ancak sonuç düşündükleri gibi çıkmamış. Hala maddenin suda mevcut olduğunu görmüşler. Deneyleri çok daha fazla sulandırarak tekrarlamışlar. Ne kadar sulandırılırsa da suyun içine en başta eklenmiş olan maddenin etkisinin yok olmadığı görülmüş. Su yüklenen maddeyi bir şekilde hafızaya kaydediyordu. Bir başka deneyde suya bir zehir yerine sadece zehirin frekansı yüklenmiş. Aynen zehirin kendisi eklenmiş gibi suyun sinekleri öldürdüğü görülmüş.

Belçika Katolik Üniversitesinde Benvenisten’in kullandığı orijinal deneyde daha rafine materyaller kullanılmış. Uygulamayla ilgili her dört laboratuardaki bilim adamları deney çözeltilerinin içinde ne olduğunu bilmeden çalışmışlar. Hatta tüplerin bazılarında sadece saf su varmış. Tüm deney bağımsız bir bilim adamı tarafından koordine ediliyormuş. Bu kişi tüm çözeltileri kodluyor ve bilgiyi topluyordu. Yapılan tüm deneyler Benveniste'nin sonuçlarını desteklemiş.

İnsan bedeni büyük oranda sudan ibarettir. Düşüncelerimiz ve konuştuklarımız bedenimizdeki suya kaydediliyorsa ve o kalitede yaşıyorsak tüm davranışlarımız ve fiillerimizin de kaydedildiği sonucunu çıkarmak zor olmayacaktır. Bir kayıt ve muhafaza hakikatı ile karşı karşıyayız. Konunun diğer noktası ise, bu kayıtların büyük bir muhasebe gününe işaret ediyor olmasıdır.

<< Önceki Haber Bilim adamları gözlerine inanamadı! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER