Hep böyledir…
Uçağa binerken ayakkabınıza, kemerinize kadar yoklanırsınız.
Olmadı, özel odaya sokup ince arama yaparlar.
Aynı hesap…
Adliyede Kur’an okumaya izin vermez, hatta soruşturma açarlar. Medyayı binaya sokmaz, kuş uçurtmazlar.
İki terörist pazardan bir avukat cübbesi bulup elini kolunu sallaya sallaya o “akıllı binaya” silah ve mühimmat sokar… Cumhuriyet savcısını rehin alıp 8 saat devletle pazarlık yapar, ortalığı ateşe verebilir.
Belki de amacına ulaştığı için böyle denir.
Başarılı “kurtarma” operasyonunda “kurtulan” yoksa…
Başarıyı nereye koyacaksın?
**
Konuşulan hümanist lafların…
Lanetleme, ahlak, etik, kınama ve sağduyu çağrılarının vesaire…
Bu menhus terör ve arkasındaki odaklar için hiçbir anlamı yok!
Diyorlar ki, “seçim öncesi düğmeye basılmış.”
Bastırma kardeşim!
İki senedir canını sıkan her şeye “darbe” diyorsun.
Bakıyorsun yetkili laflara:
Muhalefete veryansın, medyaya ayar, ona çamur, buna zılgıt…
Altıncı kata kadar çıkıp…
Titrinin önünde “cumhuriyet” olan savcının alnına silah dayayıp şehit ediyor.
O binayı ve savcısını koruyamayanlar, cenazede hoşlarına gitmeyen basını camiye sokmuyor!
**
Süleyman Şah’tan sonra ikinci başarılı operasyonumuz kutlu olsun.
İlkinde toprağımızı, ikincisinde savcımızı kaybettik.
Allah bu ülkeyi 3’üncü başarılı operasyondan korusun, âmin.