'Tahliye öncesi yaşananlar Arap şeyhliklerinde görülecek çürümüşlüklerden'

''Cezaevine telefon edilir, Serkan Gölge’nin hücresine gardiyanlar gider ve “Eşyalarını topla 15 dakika içinde tahliye oluyorsun” derler. Gölge hızla toparlanır, bir arabaya konulur ve Hatay’a bir kaç kilometre kala bir dağ başında serbest bırakılır. Tıpkı mafyanın kaçırıp fidye aldıktan sonra serbest bıraktığı rehineler gibi…''

SHABER3.COM

Ergun Babahan / ahvalnews.com
Çadır devleti veya Serkan Gölge nasıl serbest kaldı?

AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şaşayla içeriği belirsiz bir “yargı reformu” paketi açıkladığı gün “FETÖ” üyeliğinden hükümlü Serkan Gölge sessiz sedasız salıverildi.

Gölge’nin davası Yargıtay aşamasındaydı, avukatları tahliye talebinde bulunmamıştı ama neden tutuklanıp hüküm giydiğini anlayamayan eski NASA çalışanı yine neden olduğunu anlayamadan serbest kaldı.

Önce kısaca hatırlayalım Serkan Gölge olayını…

Gölge, 15 Temmuz kuşkulu darbe girişimi sırasında Türkiye’de tatilde olma talihsizliği yaşamış olan bir NASA çalışanı. Aynı zamanda Amerikan vatandaşı.

Cebindeki NASA kimliğini CIA kimliği sanan gizli bir tanık tarafından hakkında ajan suçlaması yapılıp gözaltına alınıyor ve üzerinde bir dolar çıkması nedeniyle hakkında “FETÖ” üyeliği iddiasıyla tutuklanıp yargılanıyor.

Amerika’da yaşayan ve çalışan birinin üzerinden çıkan Amerikan doları Gölge hakkındaki hükmün en önemli ayağını oluşturuyor çünkü o dönem üzerinde bir Amerikan doları çıkan herkes terörist muamelesi görüyordu.

Nedeni ise basit, Pennsilvanya’da yaşayan Cemaat lideri Fethullah Gülen’in hareket üyelerine F serisi bir dolarlar verdiği ve bu kişilerin birbirleriyle bu sayede irtibat kurduğu iddia ediliyordu.

Sonuç itibariyle Gölge, Hatay 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı ve savcı 15 yıla kadar hapis cezası talep ett. Karar duruşması 8 Şubat 2018’de görülendavada Gölge "silahlı terör örgütüne üye olma" suçundan 7 yıl 6 ay hapis cezası verildi. İtiraz üzerine suçlama "terör örgütüne yardım etmek" olarak değiştirildi ve ceza beş yıla düşürüldü.

Bu arada Gölge NASA’daki işini kaybetti, mağdur oldu. Amerikan yönetimi o tarihten beri delilsiz, uydurma suçlamalarla mahkum edilen Gölge’nin salıverilmesi talebinde bulunuyordu.

Gelelim Gölge’nin nasıl serbest kaldığına… İstanbul’daki güvenilir kaynaklardan aldığım bilgiye göre, olay şöyle gelişti...

Gölge her şeyden habersiz cezaevinde gün saymaktadır… Bilmediği gelişme, o gün AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın Amerika Başkanı Donald Trump ile bir telefon görüşmesi yapacaktır. Erdoğan’ın danışmanlarının aklına tipik bir şark kurnazlığı ile görüşme öncesi Trump’ı memnun edecek bir jest yapmak gelir. S-400 meselesinden gerilen Türk-Amerikan ilişkilerinde tek umutları Trump’ın kendilerine anlayışlı davranmasıdır. Kimbilir Rusya Devlet Başkanı Putin de Trump’tan bu konuda anlayış bekliyor ve mesaj yolluyordur…

Neyse, ne yapalım diye düşünürlerken akıllarına Serkan Gölge gelir ve “Gölge’yi serbest bırakalım” derler. Erdoğan kabul eder ve talimaı verir. Ne mahkeme, ne dilekçe yoktur ortada.

Cezaevine telefon edilir, Serkan Gölge’nin hücresine gardiyanlar gider ve “Eşyalarını topla 15 dakika içinde tahliye oluyorsun” derler. Gölge hızla toparlanır, bir arabaya konulur ve Hatay’a bir kaç kilometre kala bir dağ başında serbest bırakılır. Tıpkı mafyanın kaçırıp fidye aldıktan sonra serbest bıraktığı rehineler gibi…

Gölge’nin cep telefonu yoktur. Yürümeye başlar ve önüne bir dağ köyü çıkar. Köylülere derdini anlatır, bir cep telefonu bulunur ve ailesine ulaşmayı başarır. Anne-babası telaşla gelip oğullarını alır ve eve götürür.

Türkiye’de yargı sisteminin nasıl bir keyfilik, başıboşluk içine düştüğünün çarpıcı bir örneği. Orta Asya cumhuriyetlerinde ve Arap şeyhliklerinde görebileceğimiz türden bir çürümüşlük örneği. Türkiye Cumhuriyeti devletinin bir şahsın tapulu malı haline gelmiş olmasının acı örneği.

Umarım Adalet Bakanlığı veya Saray’dan birileri çıkar ve hikayeyi yalanlar. Ancak Başkan Trump’ın telefon görüşmesinin ardından yaptığı açıklamada Gölge’nin serbest kalması nedeniyle Erdoğan’a bizzat teşekkür etmesi olayın bu şekilde cereyan ettiğinin bir göstergesi.

Erdoğan’ın “yargı reformu” açıkladığı, Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun içeriği belirsiz bu paketin Türkiye’yi Avrupa Birliği standartlarının üzerine çıkaracağını iddia ettiği saatlerde Türkiye yargı sistemi aslında sıfırlanıyordu.

AKP ve Erdoğan, Türkiye’yi kısa bir süre içinde bir çadır devleti düzeyine indirmeyi başardı. İnsanları diplomaside pazarlık amacıyla yargı sistemi aracılığıyla rehin alan, yine aynı amaçla bu sefer yargı kararı bile olmadan salıveren bir devlete dönüştü Türkiye. Tüm dünya da bu gerçeği biliyor. Böyle bir ülkenin uluslararası alanda ne itibarı ne de güvenilirliği olur. Yurttaşları ise sadece bedel öder, hem de ağır biçimde.

Bu sistem ne reforme olur ne de yabancı sermaye çeker… Sadece çöker
<< Önceki Haber 'Tahliye öncesi yaşananlar Arap şeyhliklerinde görülecek... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER