Küçük maçların adamı olmak mı?

Futbolu F.Bahçe’de bırakacağını belirten ve Sarı-Lacivertli kulübün futbol hayatının yarısına eşit olduğunu vurgulayan kaptan “İlk zamanlarda eleştirenler ne kadar anlamsız yorum yaptıklarını anladı” diye konuştu.

Küçük maçların adamı olmak mı?

Brezilya’daki arkadaşı Serginho Prestes’in bloguna röportaj veren Fenerbahçe’nin kaptanı özel hayatını ve Fenerbahçe günlerini anlatmaya devam etti. En çarpıcı ifadesi ise Türkiye’ye ilk geldiği dönemlerde kendisine yönelik başta spor yazarları olmak üzere kamuoyunun ‘Küçük maçların adamı’ eleştirisiyle ilgili düşüncesiydi. Gerek özel hayatı gerekse futbolcu kimliğiyle örnek gösterilebilecek bir isimolan Alex özetle şunları söyledi: Beni eleştirenler daha sonra bunun ne kadar anlamsız olduğunu anladı. Annem ve babamfutbolcuydu ve ben de onları gözlemleyerek futbolcu oldum. Futbolumun temeli, teknik anlayışıma dayanır. Bu anlayışı, bir dönem oynadığımsalon futbolu yıllarımdan kazandım. DAUM YARDIMCI OLDU 2000 yılında PSG’ye gitmek istemiştim ancak anlaşamadık. Daha sonra Parma ile görüşmeye başladık ancak kısa süre sonra Brezilya’ya döndüm. Ta ki Fenerbahçe benimle görüşmek isteyene kadar. 2003’te Fenerbahçe beni kiralamak istedi ancak ben bu fikre sıcak bakmadım. O sırada karım hamileydi. Sonra yöneticiler gelip doğum sürecini takip etti ve transferim gerçekleşti. Ayrıca ‘futbolun dili her yerde aynıdır’ sözü tambir yalan. İlk başlarda Türkiye’de çok zorluk çektim. Bu dönemlerde teknik direktörümüz Daum bana çok yardımcı oldu. ALEX'TEN İNCİLER * Brezilya’dayken karım sağlıksız bir hamilelik dönemi geçirmişti ve cinsel hayatımın düzenli olması gerekiyordu. Takım arkadaşlarım da bunu biliyordu. İyi oynadığımda bana ‘Ufukta hamilelik mi var?’ diye takılıyorlardı. * Hayatımda Fenerbahçe taraftarları gibi bir taraftar görmedim, inanılmaz. * Fenerbahçe bana çok şey ifade ediyor. 7 yıldır buradayım ve kulüp tarihine geçtim. Şu anki hocam, kulüp tarihinde 140 golle en çok gol atan oyuncu. 123 golüm var ve ona yetişmek için 18 gol daha atmam lazım. Fenerbahçe, kariyerimin yarısı. * 2013’e kadar Fenerbahçe’deyim, sonrasını düşünmedim. * Zico’yla ilişkilerimiz üst düzeydeydi. Kendisi bana her konuda yol gösterici oldu. * Aragones’le 1 yıl çalıştık. İnsan ilişkileri çok kötü bir hocaydı. Bana ‘Topla istediğim hıza ulaşabilecek tek oyuncum sensin’ derdi. Onun sayesinde de kendime bir çok yeni özellik kattım. * Birlikte oynadığım en iyi oyunculardan bazıları Taffarel, Roberto Carlos, Lugano, van Hooijdonk ve Appiah’tır. * Başarılarımın temelinde disiplin ve takımıma bağlılığım yatar. * En büyük erdemim dürüst olmak. En sevmediğim özelliğim ise inatçılığım.
<< Önceki Haber Küçük maçların adamı olmak mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER