Kartal umduğunu bulamadı

Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli, bu kez sezon öncesi kampını Ümraniye Tesisleri'nde yapmayı uygun buldu.

Kartal umduğunu bulamadı

Denizli, sadece İspanya'daki Barış Kupası'na katılarak takımını içeride Süper, dışarıda Şampiyonlar Ligi'ne hazır hale getirmeye çalıştı. Orta sahaya mutlaka bir transfer isteyen Denizli, bu oyuncunun niteliklerini de 10,5 numara olarak tanımlamış ve bu şekilde eksikliğin giderileceğini söylemişti. Bu çalışmalar sonucu karşısına 12 sezonda 14 takım değiştiren Tabata çıkarıldı! Beşiktaş ve Gaziantepspor kulübü yöneticilerinin bile sonradan öğrendiği Tabata transferine Mustafa Denizli de 'hayır' deme cesareti gösteremedi. Zapotocny kiraya verilerek Ferrari alındı. Başlarda uyum sorunu yaşayan İtalyan stoper, sonrasında defansın emniyet supabı oldu. Kesici olarak yerinde müdahalelerde bulunan Cezayir asıllı savunma oyuncusu, topu oyuna sokmada istenenlere cevap veremedi. Tomas Sivok'la uyumu, önlerinde oynayan Ernst'in yardımıyla birleşince göbekten gelen rakip ataklarda başarıyı getirdi. Defansın iki kenarı kanat organizasyonlarında etkili olamayınca gol üretme şansı çok düşük seviyelerde kaldı. Atılan 20 gole karşın 10 gol yenmesi oyun anlayışının defansif kurguya dayanmasının sebebiydi. Çoğunlukla 4-2-3-1 şeklinde uygulanan şablon, dış sahada belki ama içeride hiç de kabul edilebilir bir durum değildi. Nitekim ilk 6 karşılaşma sonunda Siyah-Beyazlıların puan cetvelinde yazılı sayısı sadece 6 idi. Bu hal uzun senelerdir yaşanmamıştı. Mehmet Topuz olayında Fenerbahçe karşısında kaybedilen prestiji geri getirme düşüncesi ile transfer edilen Nihat Kahveci'ye ödenen bedellerin yüksekliği de iç dengeleri bozdu. Üstelik Nihat'tan beklenen performansın alınamaması başlı başına sıkıntıya yol açtı. Benzer şekilde Yusuf Şimşek'ten yeterli verimlilik sağlanamadı. Holosko'nun sakatlığı şanssızlık, Nobre'nin formsuzluğu 3 yıllık garanti parayı cebine koymanın rahatlığının sonucu olarak değerlendirildi. Kötü gidiş, hükmen kazanılan Ankaraspor maçı ile sonlanmış, 7 haftada kazanılan 3'er puanlar morallerin yükselmesini sağlamıştı. Ancak bu galibiyetler Fenerbahçe derbisinin ikinci yarısı dışında oynanan futbolun sevimsizliği sebebiyle taraftarı ve camiayı mutlu edemedi. Tabiî ki bunun gerekçesi kötü futbol ve Şampiyonlar Ligi'nde beklentilerden uzak kalınmasıydı. Grup belli olduğunda CSKA Moskova ve geçen sezonun Almanya şampiyonu Wolfsburg'dan puanlar alınabileceği düşünülmüştü. Ancak hiç hesapta olmayan deplasmandaki ManU galibiyeti son iki maça umut bağlanmasını sağlamıştı. Mustafa Denizli'nin kupadaki hesaplarının tutmaması iki CSKA Moskova maçından puan çıkartılamamasının sonucuydu. Tüm bu göstergeler Süper Lig'de ilk yarının 32 puanla beşinci sırada bitirilmesine mal oldu. Üst sırada kalan takımlardan sadece Fenerbahçe'den 3 puan alınabilmesi bu sonucun tesadüfi olmadığını anlatıyordu. İkinci devre başlarken camia, futbol ve kulüp yönetimi açısından önemli olaylar yaşayacak. 31 Ocak 2010 seçim kongresi mutlaka profesyonellerin de ilgisini çekecek. Mevcut yönetim mali sıkıntıyı bir türlü gideremedi. Futbolcu ve teknik kadronun maaş ödemelerinde, özellikle yerli oyuncular açısından büyük aksaklıkların yaşanması, bu halin devam edip etmeyeceği konusunun kaynağını teşkil etmekte. Kadroya bir orta saha oyuncusunun katılması, Arjantinli Delgado'nun durumunun açıklığa kavuşmasıyla aydınlanacak gibi gözüküyor. Sağlık kurulu başkanı Prof Dr. Mete Düren'in açıklamaları hiç de iç açıcı değil. Hipokrat yemini etmiş bir tıp adamına yakışır şekilde doğruları telaffuz etmesinden bu sonuca varıyoruz. Delgado'nun döndüğünü varsaysak bile devamlılığı için tereddütler her zaman var olacak. Bu bakımdan kaliteli bir oyun kurucu ihtiyacı kaçınılmaz. Aynı şekilde Rüştü ve Hakan'ın uzun süreceği belirlenen sakatlıkları kaleye de tecrübeli bir eldivenin transferini zorunlu hale getirdi. Korcan ve Umut niye bu kadro içerisinde barındırılıyor sorusu da hâlâ cevap bekliyor. Beşiktaş'ın futbol takımının yanı sıra yönetimsel yanlışlıklardan kaynaklanan aşırı borçlanma problemi devam ediyor. Bu durum, ileriki günler için insanları mutsuzluğa sürüklüyor. Taraftar ve camia artık skor tabelasıyla değil, sahada oynanan futbolun kalitesi ve kulübün yönetimiyle daha çok ilgili. Bunun bilinmesinde fayda var. a.kececi@za­man.com.tr ZAMAN
<< Önceki Haber Kartal umduğunu bulamadı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER