Saray’dan ABD'ye barış mesajı

ABD ile Türkiye arasındaki yeni kriz, Ankara'nın Rusya'dan almayı taahhüt ettiği S-400 hava savunma sistemi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, S-400 teslimatlarının Temmuz öncesinde yapılabileceğini açıklamıştı.

SHABER3.COM

ABD ise bu konuda taviz vermiyor ve Türkiye'nin S-400 alımına karşı tepkili. AKP iktidarı ise alım konusunda kararlı olduklarını açıklıyordu.ABD'de Türk-Amerikan Konseyi’nin (ATC) konferansına katılan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, ABD'den sabırlı olmalarını istedi ve "Türkiye’nin NATO taahhüdünde değişiklik olmamıştır. S-400 alımı Türkiye'nin ulusal kararıdır. Biz F-35'lerin sadece alıcısı değil, programın parçasıyız. Türkiye ABD’nin hasımı değil, o nedenle CAATSA kapsamında değerlendirilemez. Patriot teklifi dikkatli şekilde incelenmekte, konunun yapıcı diyalogla çözülebileceğini düşünüyoruz. Bu süreçte itidal ve sabır bekliyoruz ABD tarafından" dedi.

'İktidar medyasının sözcüsü' yorumu yapılan Sabah'ta dikkat çeken iki yazı kaleme alındı.

Sabah yazarı Burhanettin Duran yazısında, ABD-Türkiye ilişkilerinde gündemin en sıcak konusunun S-400 meselesi olduğuna değinerek, "Ne ABD, bir NATO müttefikini ötekileştirecek bir sürece girmeli. Bu, Rusya'nın NATO'yu zayıflatma emeline hizmet eder. Ne de Türkiye "ya ABD ya Rusya" ikilemine sıkıştırılmalı. Bu, Türk-Amerikan ilişkilerini toparlanamayacak bir düzleme taşır. Kısa vadede yapılması gereken S-400 geriliminin yönetilmesi ve ortak bir çözümün bulunması." diyor.

Sabah yazarı, S-400 anlaşmasından geri adım atılamayacağını belirterek "ABD'nin teknik güvenlik kaygılarını giderecek bir yol bulunmalı. Bu gerilimi yönetilse bile orta ve uzun vadede Washington ve Ankara arasında bir resete ihtiyaç var. Yeni bir yaklaşım oluşturulmalı." diye devam ediyor.

Duran şöyle devam ediyor:

"Aslında ikili ilişkilerdeki temel sorun, Washington'ın Ankara'ya asimetrik tutumunu bir türlü değiştirmemesi. Meselelerin ortak bir müttefiklik anlayışı ile müzakere edilmemesi. Tek taraflı dayatmalar sebebiyle uzlaşma üretilememesi. Bu yüzden uzlaşma sağlanan bir, iki konuda bile (Münbiç yol haritası gibi) mesafe alınamıyor. Paranteze alınan gerilimli konular çözülemediği gibi işbirliği alanları (F-35'ler gibi) da tehlikeye giriyor. Her iki başkent ilişkilerin "müttefiklik" kelimesinden ne kadar uzaklaştığının farkında olduğunu göre tartışmanın düzlemi değiştirilmeli. İlişki çok boyutlu bir yeni zemine taşınmalı. Biriken olumsuzluklar yeni ortak stratejik değerlendirmeleri boğmamalı. Bunun için de önce, ABD'nin Türkiye'nin güvenlik çıkarlarını ne kadar ihmal ettiğini kabul etmesi elzem. Washington ile Ankara arasındaki ilişkilerin toparlanmadan önce dibi görmesi gerekmiyor."

Bir diğer sabah yazarı Okan Müderrisoğlu ise yazısında Brunson krizine değinerek S-400 alımıyla benzer sonuçların yaşanabileceğine işaret ediyor yazısında.

Müderrisoğlu, şöyle devam ediyor:

"S-400 alımının, Türkiye'nin parasını ödediği ve proje ortağı olduğu F 35 savaş uçaklarının teslimini engelleme şantajına dönüşmesi ibret verici. Pentagon'un, "Ruslara S-400 için 2 milyar dolar ödediniz. F 35 projesinden 10 milyar dolar kazanacaksınız" demesi de tarihe geçecek kadar düşündürücü!

Yine de gelinen noktada... S-400'lerin teslimatının tamamlanması, alındıktan sonra ise Azerbaycan veya Katar'da tutulması seçeneği masada. "S-400'ler F-35'lere risk oluşturmayacak şekilde konuşlandırılır. S-400'ler alınır, başka bir yerde durur" yaklaşımının ötesine geçecek bir çözümü de Ankara'dan beklemek aşırı iyimserlik olur."
<< Önceki Haber Saray’dan ABD'ye barış mesajı Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER