Seminerde internet kafeler masaya yatırıldı

İçişleri Bakanlığı ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) internet kafelere ilişkin düzenlediği eğitim semineri, Antalya Kundu'daki Kremlin Palace Otel'de başladı.


Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek, Wikileaks belgelerini örnek göstererek, ''İnternet, sanal ortam; dünyadaki tüm ülkelerde deprem ve sel etkisi yapacak şekilde geliyor. Belki şu anda ayaklarımız ıslanıyor ama yarın iyi önlemler almazsak, boyumuzu aşacak seviyeye gelebilir'' dedi. Telekomünikasyon İletişim Başkanı Fethi Şimşek, açılış oturumunda yaptığı konuşmada, seminerde TİB yazı işleri müdürlerine internet kafe mevzuatı ve uygulamaları konusunda bilgi verileceğini söyledi. Şimşek, 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun'un 23 Mayıs 2007 yılında yürürlüğe girdiğini, bu kanunla internet ortamında işlenen suçlarla mücadele görevinin TİB bünyesindeki İnternet Daire Başkanlığına verildiğini anımsattı. Fethi Şimşek, 1 Kasım 2007'de yürürlüğe giren yönetmelikle internet kafelerin faaliyetlerinde çocukların korunması, suçun önlenmesi, suçluların tespitine yönelik denetimin usul ve esaslarının belirlendiğini anlattı. Şimşek, 2006 yılı sonu, 2007 yılı başlarında çocukların cinsel istismarıyla ilgili görsel ve yazılı medyada yer alan haberler üzerine kanunun çıktığını ve mevzuatın yapılmasının gerekli görüldüğünü de hatırlattı. Yasada alt ve üst komisyonlarda bulunmuş biri olarak, yasanın kanunlaşması sırasında bazı teknik ve yasal sorunlar yaşadıklarını söyleyen Şimşek, son 3 yıldır bu konunun dışındaki şeylerin tartışıldığından yakındı. Şimşek, ''Yasanın amacı, kontrolsüz şekilde mahallemizi ve köylerimizi işgal eden internet kafelerin daha güvenli hale getirilmesini sağlamaktı ama biz neyi tartıştık? Youtube isimli bir siteyle olan hukuki ve teknik problemleri tartıştık 2,5 yıl. Şu anda o sorunu halletmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz'' dedi. Fethi Şimşek, içerik filtreleme yazılımlarının zararlı içeriğe yüzde 100 ulaşımı engellemese de, konusu suç teşkil eden içeriklere erişimi önleyici tedbir olarak yeterli kabul edildiğini belirtti. Filtreleme programlarının engellediği siteleri belirleyen listenin kamu kurum ve kuruluşlarınca ortaklaşa hazırlandığına değinen Şimşek, ''Yani biz TİB olarak kafamıza göre bir liste oluşturmuş değiliz. Bu, Aileden Sorumlu Devlet Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı da içinde olmak üzere, tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızla birlikte, onlardan gelen listelerin incelenmesi sonucu istişareli bir şekilde hazırlanmaktadır'' diye konuştu. Şimşek, konusu suç teşkil eden internet sitelerinin adreslerinin bildirilmesi için 2008'de kamu kurum ve kuruluşlara yazı gönderildiğini ve kendilerine içeriği suç teşkil eden sitelerin adreslerinin bildirilmesinin istendiğini aktardı. -''22 BİN 500'ÜN ÜZERİNDE İNTERNET KAFE''- İnternet kafelerin de iş yerinde meydana gelebilecek suç konusuna karşı korunmasına yönelik çalıştıklarını anlatan Fethi Şimşek, kanunun yürürlükte bulunduğu üç yıllık süre sonunda, bugün faaliyette olan internet kafeler hakkında sağlıklı bilgiye sahip olduklarını vurguladı. Türkiye'de 22 bin 500'ün üzerinde internet kafe bulunduğuna dikkati çeken Şimşek, ''Türkiye'de nüfusuna oranla en fazla internet kafe bulunan iller sırasıyla Bartın, Niğde ve Çanakkale'dir'' dedi. Şimşek, internet kafelerin denetiminde zaman zaman yaşadıkları bir sıkıntıya da değinerek, şöyle konuştu: ''Özellikle kolluk güçleri tarafından tutulan tutanaklarla ceza yazılmasında sıkıntılar yaşandığı ortaya çıkıyor. Filtre programında yer almayan sakıncalı bir sitenin açılması sonucu hazırlanan tutanakların nasıl değerlendirileceği sorun. Sakıncalı site açılsa dahi internet kafenin onaylı filtreleme program kullanması, mevzuat yönüyle yeterlidir. Yani kolluk mensubu arkadaşımızın, orada denetim yapan heyetin, denetim sırasında öncelikli bakması gereken konu, onaylı filtreleme programı var mı yok mudur. Kendisi manuel, nereden tespit ettiğini bilmediğimiz, bir siteye girerek, 'Burada sakıncalı içerik var, böyle bir site var, niye bunu filtre programına almadın' deme hakkına sahip değildir. Filtreleme programını onaylayan, hazırlayan Telekomünikasyon İletişim Başkanlığıdır. Burada arkadaşımızın yapacağı denetleme, onaylı filtreleme programı var mı yok mu konusudur. Filtre varsa, konusuyla ilgili herhangi bir ceza yazma yetkisi yoktur.'' -''İNTERNET DOĞAL AFET GİBİ GELİYOR''- Fethi Şimşek, zaman zaman Türkiye'nin çeşitli yerlerinde meydana gelen sel, heyelan gibi afetlerin herkesi acıya boğduğunu ve geride kalıcı etkiler bıraktığına, afet yaşandıktan sonra önlem alınmasının düşünüldüğüne dikkati çeken Şimşek, şunları kaydetti: ''İnternet, sanal ortam; dünyadaki tüm ülkelerde deprem ve sel etkisi yapacak şekilde geliyor. Belki şu anda ayaklarımız ıslanıyor ama yarın iyi önlemler almazsak, boyumuzu aşacak seviyeye gelebilir. Bunun için önlemler almamız gerekiyor. İşte bu toplantılar bu önlemlerin altyapısını oluşturacak. Herkes nasıl kendi çocuklarını her türlü tehlikeden korumaya çalışırsa, bu çocukların birer koruyucusu durumuna gelebilmemiz için olası tehlikelere, olası sel, deprem gibi sonuçlar doğuran felaketlere karşı önlem alınması konusunda gayretinizi, yardımlarınızı bekliyoruz.'' Şimşek, toplantının ardından basın mensuplarına yaptığı açıklamada da, internetin ''doğal afet'' etkisine Wikileaks belgelerini gösterdi. Şimşek, ''Wikileaks'in siyasi etkisi olabilir ama internetin dünya çapındaki tahrip edici etkisini de gösteriyor'' dedi. -İNTERNET KURULU BAŞKANI SERHAT ÖZEREN- İnternet Kurulu Başkanı Serhat Özeren de, seminerde yaptığı konuşmada, Türkiye'de internet kafe oluşumunun internet kullanımının gelişmesinde önemli rol oynadığını vurguladı. Özeren, Nisan 2010'da gerçekleştirilen Hane Halkı Bilişim Teknolojileri Kullanım Araştırmaları konusunda da bilgi vererek, şunları söyledi: ''Bu araştırmanın sonuçlarına göre, hanelerin yüzde 41,6'sı internet kullanımına sahip. Bu oran 2009'da yüzde 30 seviyesindeydi. İnternete erişim imkanı olmayan hanelerin yüzde 26,3'ü internet kullanımına gerek duymadıklarını belirtmişler, ADSL yüzde 73,3 ile hanelerde kullanılan en yaygın internet bağlantısı olmuştur. Bilgisayar kullanılan yerler yüzde 70 ile ev, yüzde 31,3 ile işyeri, yüzde 17,5 ile internet kafedir. İnternet kullanılan yerler ise, yüzde 62,8 ile ev, yüzde 31,6 ile işyeri, yüzde 20 ile internet kafe olarak sınırlandırılmaktadır. Son 12 ay içinde kişisel amaçlı internet kullanan bireylerin yüzde 46,8'i güvenlik sorunuyla karşılaşmıştır. Bireylerin karşılaştığı en önemli sorun yüzde 36,4 ile bilgi ve zaman kaybına neden olan virüs, istenmeyen e-posta, yani spam'dan gelmektedir.'' -BUSINESS CENTER ÖNERİSİ- Serhat Özeren, evlerde internet kullanımı arttıkça internet kafe oranının da düştüğünü kaydetti. İnternet kafe işletmecilerine markalaşmaları ve şirketleşmeleri önerisinde bulunan Özeren, internet kafe işletmecilerinin ''Business Center'' konsepti üzerinde çalışabileceklerini söyledi. Dünya çapında zincir internet kafe markalarının da oluşturulabileceğini belirten Özeren, ''İnternet ölmez bir teknolojidir. Yeter ki internet kafe yatırımcılarımız bu trendi doğru yerde kullanabilsinler, doğru planlamaları kurabilsinler ve rekabeti avantajları haline getirebilsinler'' dedi. Özeren, bazı lojman ve hanelerde kaçak internet paylaşımına gidildiğini, bunun suç teşkil ettiğini ifade ederek, ''Bunu kullananlar suç işledikleri gibi kendi internet erişimlerini paylaşıma açarak evlerinin kapılarını açık bırakmış gibi oluyorlar. Bu suça karşı düzgün iş yapmaya çalışan internet kafeleri korumamız gerekmektedir. ADSL şifresini bilerek veya bilmeyerek paylaşan bu vatandaşlarımızın suç işledikleri ve bu konuda ne tür sorunlar yaşayabileceklerini anlatmamız gerekiyor'' diye konuştu. İlinde ya da ilçesinde 15'in üzerinde internet kafe bulunan TİB Yazı İşleri müdürlerinin ve emniyet yetkililerinin katıldığı seminer, yarın sona erecek. AA
<< Önceki Haber Seminerde internet kafeler masaya yatırıldı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER