'Ağlama Duvarı da Filistinlilerin'

Adnan Hüseyni: Ağlama Duvarı (Kotel) Filistinlilerin kontrolünde olmalı...


Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas'ın danışmanlarından Adnan Hüseyni, Yahudilerin kutsal kabul ettiği Ağlama Duvarının (Kotel) Filistinlilerin kontrolünde olması gerektiğini belirterek, "Orası da El Aksa Camii yerleşkesinin bir parçası" dedi. ABD'nin desteğinde Kasım ayında yapılacak Orta Doğu barış konferansından önce, Abbas ile İsrail Başbakanı Ehud Olmert arasındaki görüşmeler sırasında, Doğu Kudüs'te Arapların yaşadığı bazı mahallelerin Filistinlilere verilmesi tartışmalarıyla ilgili İsrail radyosuna demeç veren Hüseyni, herhangi bir barış anlaşmasıyla Filistinlilere Doğu Kudüs'te bırakılacak yerlerin Ağlama Duvarını da kapsamasını istedi. Ağlama Duvarı konusunun tartışmalara açık olmadığını belirten Hüseyni, İsrail ile Filistin arasında karşılıklı oluşturulan çalışma gruplarının, tarafların dini hassasiyetlerine uygun çözüm bulabileceğini ifade etti. Hüseyni, "Bu, İslam mirasının asla vazgeçilemeyecek bir parçasıdır ve Müslümanların kontrolü altında olmalıdır" derken, üç semavi dinin de kutsal yerlerini içinde barındıran ve Kudüs'ün doğu kesiminde yer alan Eski Kent'in de gelecekteki Filistin devletinin bir parçası olması gerektiğini ifade etti. Abbas'ın geçen Ağustos ayında Kudüs sorunlarıyla ilgili danışmanı olarak atadığı eski İslam Vakfı başkanı Hüseyni, daha önce yaptığı açıklamalarda da, Filistinlilerin Kudüs ile ilgili taleplerinden asla vazgeçmeyeceğini İsrail'in anlamasını istemiş, İsrail'in Filistin Yönetimi ile görüşmelerinde bunu göz ardı etmemesi gerektiğini ifade etmişti. Hüseyni, Kudüs sorununa çözüm bulunmadan barışın olmayacağının da altını çizmişti. M.S. 70 yılında Romalılar tarafından yıkılan İkinci (Süleyman) Tapınağın ayakta kalan son parçası olduğuna inanılan Ağlama Duvarı (Kotel), Yahudilerce kutsal kabul ediliyor. M.S. 691 yılında tapınağın yerine Müslümanlarca Kubbetüssahra inşa edilmiş. Kubbetüssahra ve El Aksa camilerini de kapsayan Haremüşşerif, Müslümanlarca en kutsal olarak kabul edilen mekanların arasında üçüncü sırada yer alıyor. Duvar, Müslümanlarca da Hz. Muhammed'in atını bağladığı yer olarak, atının adına atfen El Burak olarak adlandırılıyor. -İSRAİL'DEN TEPKİ- İsrail'deki sağcı siyasetçiler ve aşırı dindarlar (Haredi) ise Hüseyni'nin açıklamalarına büyük tepki gösterdi. Ulusal Dinci Parti-Ulusal Birlik ittifakı milletvekillerinden Effie Eytam, "Ağlama Duvarı ve Kudüs'ün Yahudi bağlantılarına zarar verilmesi teşebbüslerine" karşı tüm dünya Yahudilerini, "seslerini yükseltmeye" çağırdı. Eytam, "Ağlama Duvarını ziyaret etmek isteyecek Yahudiler, zırhlı araçlarla gitmek durumunda kalacaklar, daha önce Kudüslülerin birleşme öncesi (1967) başlarına geldiği gibi, Eski Kent'in damlarına yerleşmiş keskin nişancıların ateşine maruz kalacaklar" diye konuştu. Likud milletvekili Yuli Edelstein de, hükümeti Kudüs ile ilgili planları nedeniyle eleştirirken, bakanların Kudüs ve Yahudi halkının kutsal yerleriyle ilgili tavizlere hazır olunduğu yolundaki açıklamalarının Filistinlilerin istek ve beklentilerini artırmaktan başka bir şeye hizmet etmeyeceğini söyledi. -KİTLESEL PROTESTO ÇAĞRISI- İsrail'deki Litvanya kökenli aşırı dinci Yahudi toplumu liderlerinden Haham Yosef Şalom Elyaşiv, İsrail hükümetinin, Filistinlilerle yaptığı görüşmelerde dillendirilen Kudüs'ün bölünmesi ihtimaline karşı kitlesel protesto çağrısında bulundu. "Kudüs'ün kaderi çiziliyor" diyen, Kudüs'teki dini-siyasi güçlü isimlerinden haham Elyaşiv, hükümetin diplomatik programına karşı tüm halkın gösterilere katılmasını istedi. Kudüs'ün bölünebileceği fikri, olası barış anlaşması çerçevesinde Kudüs'ün Doğu kesimindeki Arapların yaşadığı mahallelerin Filistin Yönetimine verilebileceği, ilk kez İsrail Başbakan Yardımcısı Haim Ramon tarafından dile getirilmişti. Kısa bir süre önce hayatını kaybeden eski baş hahamlardan Avraham Şapira da Kudüs ile ilgili plana şiddetle karşı çıkmış ve "İsrail ülkesi, İsrail halkına aittir ve dünyayı yaratan tarafından, bize ihsan edilmiştir. Ne Başbakan, ne de başka birinin İsrail'in kutsal topraklarının zerresini verme hakkı vardır" demişti. Ramon, Kudüs Belediye Meclisi üyelerinden Nir Barkat'a yazdığı bir yazıda, bu doğrultuda hazırlanan bir planı aktarmış; "Yahudi mahallerinin İsrailli olarak, İsrail egemenliği altında, Şuhafat gibi Arap mahallelerinin de Filistinli olarak tanımlanacağını ve Filistin'in müstakbel başkenti Doğu Kudüs'ün kapsamında kalabileceğini" söylemişti. Bununla birlikte Ramon, Ağlama Duvarı, (Eski Kent'teki) Yahudi mahallesi ve diğer kutsal mekanların daimi olarak İsrail yönetimi altında kalacağını ifade etmişti. Ramon, kendi partisinden milletvekillerinin de büyük tepkisine neden olmuş; Kadima partisinden Otniel Şneller, Ramon'un parti programına aykırı davrandığını öne sürmüş; bu planın Kadima'dan ziyade (soldaki) Meretz partisinin bir programına ait olabileceğini belirtmişti. Şneller, "Bu demektir ki, artık Ağlama Duvarı üzerinde İsrail bayrağını dalgalandıramayacağız. "Bu Kudüs'ün taksimidir. Bu, Meretz partisinin de soluna taşmıştır" demişti. Kadima'nın Kudüs Belediyesi üyesi Nir Barkat ise Ramon planı nedeniyle partisinden istifayı düşündüğünü dile getirdi. Barkat, geçenlerde Ramon'a gönderdiği iadei mektupta ayrıca hükümetin ya da partisinin kendisine Kudüs konusunda planlar önermek için yetki vermediğini, hem Kudüslülerin, hem de ülkenin geri kalanının bunun Kadima'nın yeni pozisyonu olup olmadığını ve Ramon'un Başbakan Ehud Olmert'ten aldığı yetkiyle mi hareket ettiğini bilmeye hakları olduğunu belirtti. Ha'aretz gazetesi ise birçok politikacının, Ramon'un planının Olmert tarafından, tepkilerin sınanması amacıyla kullanıldığı inancında olduklarını yazdı. Olmert'in, tepkilerin fazla olmaması durumunda, bu planın büyük ölçüde benimseyebileceği ifade ediliyor.
<< Önceki Haber 'Ağlama Duvarı da Filistinlilerin' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER