MHP'li vekil adayları TESUD'u ziyaret etti

MHP Ankara Milletvekili Adayı Tuğrul Türkeş, Cumhurbaşkanlığı seçiminin mağdurunun iktidar partisi değil Türk milleti olduğunu söyledi.


MHP Ankara milletvekili adayları Tuğrul Türkeş, Bekir Aksoy, Doğan Cansızlar, Abdurrahman Küçük ve Sevginaz Hamevioğlu, Türkiye Emekli Subaylar Derneği'ni(TESUD) ziyaret ederek, TESUD Başkanı Rıza Küçükoğlu ile bir süre görüştüler. Milletvekili adayları ve Küçükoğlu, görüşmenin ardından basın açıklaması yaptı. Tuğrul Türkeş açıklamasında, Türkiye'nin meselelerinin TBMM içerisinde çözülmesi gerektiğine inandıklarını belirterek, Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini hatırlattı. Türkeş, Hükümetin seçim çalışmalarında Cumhurbaşkanlığı meselesinin mağduru olduğunu söylediğini belirterek, ''Benim şahsi kanaatim, Cumhurbaşkanlığı seçiminin mağduru Türk milleti olmuştur. Uzlaşmayı aramayan, konsensüsü aramayan, bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde neleri dikkate alması gerektiğini bilmeyen siyasi iktidar, Türkiye'de maalesef gergin bir ortamın yaratılmasına vesile olmuştur'' diye konuştu. Kamuoyu yoklamalarını da eleştiren Türkeş, ''Halkın kararına, halkın tercihine, halkın siyasi partilere teveccühüne ipotek koymak, kimsenin hakkı ve haddi değildir. Örneklemesi, çalışılan sahası belli olmayan ve her gün birbirinden farklı neticeleri kamuoyuna sunan kamuoyu yoklamalarının bir gerçeği yansıtmaktan çok bir yönlendirmeyi amaçladığı düşüncesi, her geçen gün milletimiz nezdinde hakim bir fikir haline gelmiştir'' dedi. Türkeş, ülke güvenliğinin Türkiye'nin öncelikli meselesi olduğunu vurgulayarak, ''Hükümetin teslimiyetçi, pasif ve karar alamaz hale geldiğini'' savundu. MHP'nin iktidara gelmesi halinde terör konusunu öncelikli mesele yapacağını ifade eden Türkeş, ''MHP askere giden evlatların evlere huzur içinde ve mutlulukla dönmesini sağlamak noktasında kararlıdır ve bu kararlılığın da sonuna kadar takipçisi olacaktır'' diye konuştu. ''HAREKAT KARARLI DIŞ POLİTİKA İLE DESTEKLENMELİ'' Bekir Aksoy ise Barzani, Talabani, ABD ve AB'nin terör örgütünün mali ve siyasi destekçisi olduklarını öne sürerek, bu çevreler tarafından aynı zamanda ''siyasi çözüm'' istendiğini belirtti. Aksoy, ''Bunların stratejik hedefleri doğrultusunda Türkiye devletinin terör örgütü ile müzakere etmesi söz konusu değildir'' dedi. Hükümetin, ''Kürt vatandaşlara yönelik söylemleri ile terör örgütünün psikolojik operasyonuna yardımcı olduğunu'' iddia eden Aksoy, ''Bana göre terörle mücadelenin önündeki bir numaralı engel, Hükümetin kendisidir'' diye konuştu. Aksoy, Irak'ın kuzeyine bir harekat yapılması gerektiğini savunarak, ''Irak'ın kuzeyine bir harekatın tezkeresi çıksa bile, bu harekat eğer bir siyasi irade ile, uluslararası zeminde kararlı bir dış politika ile desteklenmezse bu harekatın sonucu akim kalabilir'' dedi. TESUD Başkanı Rıza Küçükoğlu ise kendilerinin demokratik parlamenter sisteme son derece saygılı olduklarını ve meclis içindeki çözümlere inandıklarını ifade etti. Cumhurbaşkanlığı seçim sürecini değerlendiren Küçükoğlu, ''Bugün mazlumları oynayanlar şunu bilmelidirler ki, Anayasa Mahkemesi toplumsal huzur için karar vermiştir'' dedi. Küçükoğlu, sivil toplum kuruluşlarının belli çıkar grupları ile yetindiğini, siyasi partilerin ise ulusun gerçek iradesini yansıttığını anlatarak, Türkiye'deki asker derneklerinin yaklaşık 10 milyon seçmeni etkileyebileceğini ifade etti. TESUD olarak kendilerinin oy verilmesi için belli bir partiyi işaret edemeyeceklerini belirten Küçükoğlu, ''Ama ulusal devletimizle, ulusal bütünlüğümüzle, Anayasamızla örtüşmeyen partilere oy vermemiz mümkün değil. Terörle mücadelede kararsızlık gösteren hiç bir partiye oy vermemiz mümkün değildir'' dedi. Bir gazetecinin, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi üyelerine yönelik olarak polisin operasyonlar yaptığı ve bu operasyonlarda bazı emekli subayların da gözaltına alındığı yönünde iddialar bulunduğunu hatırlatması üzerine Küçükoğlu, ''Bakın orada hiç asker yok. Ama Danıştay olayından bu yana bir Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı çıkıp öyle bir söylemde bulundu ki, sanki bunun içinde derin devlet var ve emekli askerler var'' dedi. Kendilerine ve Türk Silahlı Kuvvetleri'ne karşı bir psikolojik harekat yürütüldüğünü, bu olayları seçim yatırımı olarak gördüğünü belirten Küçükoğlu, ''Türk Silahlı Kuvvetleri, zaten küresel psikolojik harbin hedefiydi. Şimdi bizi de ilişkilendirmek istiyorlar'' dedi. Küçükoğlu, şunları kaydetti: ''Daha suçu kanıtlanmamış, vaktiyle bir yerlerde göründü diye, emekli olmayan subayları bile emekli subay diye nitelendiriyorlar. Ordudan atılmış, ordudan uzaklaştırılmış subaya bile emekli kimliği veriliyor. Tamamen kurumsal bir sıkıntı içerisindeyiz. Seçim baskısıdır bu, seçmenler üzerinde baskıdır. Seçmenler üzerinde yapılan çirkin politikadır. 'Suç işlenmektedir' diye bunu yorumlamak istiyorum.'' Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı İlhami Erdil'in hüküm giymesi ile ilgili bir soruya da Küçükoğlu, ''Hukuk devletinin gereğidir. Bu bir hukuki süreçtir. Suç işleyen bir devlet yetkilisi, şeffaf bir şekilde mahkemeye gidip de hüküm giyebiliyor mu? İşte Türk Silahlı Kuvvetleri'nin ve bizim geldiğimiz geleneğin hukuk devletine saygısıdır bu'' yanıtını verdi. ''HİÇBİR KURUŞ ALMADIK'' Cumhuriyet Mitinglerine katılmak için bazı derneklerin maddi destek aldığı yönünde iddialar olduğu, TESUD'un böyle bir yardım alıp almadığı yönündeki bir soruya karşılık Küçükoğlu, bu konuda daha önce de açıklama yaptığını hatırlatarak, TESUD'un Dernekler Masası'nın denetiminde olduğunu belirtti. Küçükoğlu, ''Bir kuruş bağış olsa dahi bunun hesabını devlet bize sorar. Hiçbir kuruş almadık'' dedi.
<< Önceki Haber MHP'li vekil adayları TESUD'u ziyaret etti Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER