Ramazan'a hazırlık ayı: Şaban

''Şaban ayında oruç, namaz, sadaka gibi ibadetlerin ve diğer imanî ve İslâmî hizmetlerin fazla yapılmasının bir hikmeti de, devamında gelecek olan Ramazan ayı için zihnen, bedenen ve ruhen bir hazırlık ve alışkanlığa sebep olmasıdır.''

SHABER3.COM

Cemil Tokpınar / Tr724



İnsanların gündemi yeteri kadar dünyevî iken meraklı ve heyecanlı yeni gündemlerle zihinler uhrevî ve ebedî meşguliyetlerden uzaklaşıyor. Çok sevaplı ibadet mevsimi olan Üç Ayların ilki Receb’i bitirip Şaban ayına girdiğimiz halde yaratılış gerekçesi olan ibadet ve duaya yeteri kadar yer veremiyoruz. Her şeye rağmen bugün Şaban ayının faziletlerini ve yapılacak ibadetleri işleyeceğiz.


Resûl-i Ekrem Efendimiz (s.a.v.) diğer aylara göre Şaban ayında daha çok ibadet eder, “Şaban benim ayımdır. Şaban günahları temizleyendir” diyerek kıymet ve faziletini belirtirdi. (Keşfü’l-Hafâ, 2: 9)

Peygamberimizin Şaban ayına gösterdiği bu hürmetin bir sebebi de peşinden gelecek olan Kur’an ayı Ramazan’dan dolayı idi. Peygamber Efendimiz (s.a.v.):

“Ramazan’dan başka en faziletli oruç ayı hangi aydadır” sorusuna şu cevabı vermiştir:

“Ramazan’ı tazim için (Ramazan hürmetine) Şaban’da tutulan oruçtur.” (Tirmizi, Zekât: 28)

Başta Hz. Âişe Validemiz olmak üzere Sahabelerin beyanına göre Peygamberimiz bazen Şaban ayının tamamını, çok kere de çoğu günlerini oruçlu geçirirdi.


Ramazan’dan sonra en çok oruç tutulan ay


Yine Şaban ayındaki oruç hakkında Hz. Âişe Validemizin (r.a.) şöyle bir rivayeti vardır:

“Resûlullah (s.a.v.) bazı aylarda çok oruç tutardı. Hatta biz, onu bu ayda hiç iftar etmedi sanırdık. Bazı aylarda da çok iftar ederdi. Hatta biz, onu bu ayda hiç oruç tutmadı derdik. Resûlullahın (s.a.v.) Ramazan’dan başka bir ayın orucunu tamamladığını görmedim. Şaban’daki kadar oruç tuttuğu bir ay da görmedim.” (Buhârî, Savm: 51)

Hz. Âişe Validemiz (r.a.), başka bir rivayetinde bu konuda şunları söyler:

“Resûlullah (s.a.v.) senenin hiçbir ayında Şaban ayındakinden fazla oruç tutmaz ve şöyle buyururdu:

“Amellerden gücünüzün yettiğini yapın. Çünkü siz bıkmadıkça, Allah da size asla bıkmış muamelesi yapmaz. Allah yanında amelin en makbulü, kişinin az da olsa devam üzere işlediği ameldir.” (Müslim, Sıyam: 177)

Yine Hz. Âişe Validemiz (r.a.) başka bir rivayetinde de, “Resul-i Ekrem (s.a.v.) Şaban ayının tamamını oruçla geçirerek nihayet Şaban’ı Ramazan’la birleştirirdi” (İbn-i Mâce, Savm: 4) diyerek Peygamberimizin bu ayda daha çok oruç tuttuğunu ifade etmektedir.

Aralarında çelişki var gibi görünen bu iki rivayeti inceleyen hadis âlimleri, Peygamber Efendimizin (s.a.v.) bazı seneler Şaban’ın tamamını, bazı zamanlarda da çok günlerini oruçlu geçirdiği kanaatine varmışlardır. Zaten hadiste geçen “tamamı” manasına gelen “küll” kelimesi Arapçada çoğunluk manasında da kullanılırdı.

Her iki rivayetten Şaban ayının tamamını oruçlu geçirmenin veya bir kısmında oruç tutmanın caiz olacağı hükmü çıkarılmaktadır.


Ameller Allah’a Şaban’da yükseltilir


Şaban ayında oruç, namaz, sadaka gibi ibadetlerin ve diğer imanî ve İslâmî hizmetlerin fazla yapılmasının bir hikmeti de, devamında gelecek olan Ramazan ayı için zihnen, bedenen ve ruhen bir hazırlık ve alışkanlığa sebep olmasıdır. Çünkü bazı insanlar “Nasıl olsa, Ramazan gelince daha çok ibadet ederiz” diye gaflet ve tembelliğe kapılabilirler. İşte Şaban’da yapılan ibadetler bu perdeyi yırtmaktadır.

Bu gerçek, şu hadiste açık bir şekilde ortaya çıkmaktadır:

Hz. Üsâme bin Zeyd (r.a.) Resûlullaha sorar:

“Yâ Resûlallah, Şaban ayında tuttuğunuz kadar hiçbir ayda oruç tuttuğunuzu görmedim.”

Bunun üzerine Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyururlar:

“Recep ve Ramazan ayları arasındaki şu Şaban ayında insanlar gafildir. Bu öyle bir aydır ki ameller, âlemlerin Rabbine bu ayda yükseltilir. Ben oruçlu iken amellerimin yükseltilmesini severim.” ( Neseî, Savm: 70)

Ramazana Şaban ayında hazırlanmak, iftar, sahur, teravih, infak ve diğer hayır ve hizmetlerimizi planlamak çok önemlidir. Mesela, herkesin bildiği gibi Ramazanın başında seyrek olan iftar davetleri ve programları, ayın sonunda yoğunlaşır ve birçok kimse bir günde birkaç yere davet edilmiş olup hazırlıklar boşa gider. Oysa ilk günden itibaren iftarlar planlansa bu problem azaltılmış olur.


Peygamberimizin oruçları


Günümüzde oruç çok ihmal edilmiş, neredeyse Ramazan dışında unutulmuş bir ibadettir. Diğer aylarda oruç tutan kimseler pek azdır. Oysa Peygamber Efendimiz (s.a.v.) oruç tutmayı çok severdi. Neredeyse yılın yarısını, belki daha fazlasını oruçlu geçirirdi.

Peygamber Efendimizin (s.a.v.) yıl içinde tuttuğu oruçları çok ayrıntıya girmeden beli başlı olarak şöyle sıralayabiliriz:

  • Ramazan ayında 29 veya 30 gün.
  • Şaban ayının bazen tamamında, bazen bir kısmında.
  • Receb ayının bir kısmında.
  • Muharrem ayının bir kısmında.
  • Şevval ayında 6 gün.
  • Zilhicce ayının ilk 9 gününde.
  • Eyyâm-ı Bîd (ayın dolunay olduğu günler), yani Kamerî ayların 13, 14 ve 15. günlerinde olmak üzere her ay 3 gün, yılda 36 gün.
  • Her haftanın Pazartesi ve Perşembe günlerinde olmak üzere yılda 104.


Yukarıda verdiğimiz zaman dilimleri içinde elbette birbiriyle kesişenler vardır. Yani Ramazan ayını 30 oruç saydığımızda o aya ait olan Pazartesi ve Perşembe oruçlarıyla ayın dolunay günlerindeki oruçları sayıya katmamak gerekir. Kesişenleri çıkarıp kalanları topladığımızda bile göreceğiz ki, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) neredeyse yılın yarısını, belki de daha fazla bir kısmını oruçlu geçirmektedir.

Herkes bu kadar oruç tutmayı başaramasa bile biraz gayretle tuttuğu oruçların sayısını arttırabilir. İşte Şaban bunun için hem eşsiz bir fırsat, hem faziletli bir aydır. Ailemizi ve çevremizi bilgilendirerek oruca teşvik etmek, hatta iftarlar ikram ederek oruç tutmalarına vesile olmak bizim de sevabımızı kat kat artırır.


YAZI KAYNAĞI

<< Önceki Haber Ramazan'a hazırlık ayı: Şaban Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER