İşte Erdoğan'ın açıkladığı o belgeler

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 1926-1950 yılları arasında CHP dönemine ait, camilerle ilgili 9 belgeyi açıkladı.

İşte Erdoğan'ın açıkladığı o belgeler

Başbakan Erdoğan, 1926-1950 arasında 513 cami, çoğunun üzerinde cami olan 327 arsa, bin 70 mescitin satıldığını belirterek, "'Bunlarla birlikte, kilise, manastır, türbe, mezarlık, imaret, darüşşifa ve benzeri çok sayıda tarihi eserin satışı yapılıyor. Toplamda 3 bin 411 adet hayrat vakıf taşınmazının satışı gerçekleştiriliyor" dedi. Erdoğan, camilerin kapatılması, müzeye, depoya çevrilmesi, metruk halde bırakılarak ahırlara dönüşmesi ve bu değişim ile dönüşümün 19 Kasım 1935'te çıkarılan bir yasayla başladığını ifade ederek, elindeki 9 belgeyi açıkladı: ''Belge 1: Camilerin satışını mümkün hale getiren yasa -Resmi Gazete. Çıkarılan kanunda şu ifade var: -Sayın Kılıçdaroğlu belge konuşuyor- Tasnif harici cami ve mescitler ulusal mevzuata göre kendilerinden başkaca istifade edilmek üzere kapatılır. Bu kanunun çıkmasının ardından, Türkiye'nin hemen her vilayetinde, her kasabasında, camiler kapatılmaya başlanıyor. Bakın, nerede ne kadar caminin kapatıldığı, satıldığı, farklı amaçlar için kullanıldığını gösteren bir cetvel var. Belge 2: Cetvel. 1926-1950 arasında 513 cami satılıyor. 327 cami arsası ki bunların da çoğunun üzerinde cami var, bunlar da satılıyor. Bin 70 mescit satılıyor. Bunlarla birlikte, kilise, manastır, türbe, mezarlık, imaret, darüşşifa ve benzeri çok sayıda tarihi eserin satışı yapılıyor. Toplamda 3 bin 411 adet hayrat vakıf taşınmazının satışı gerçekleştiriliyor. Bunların tamamının belgeleri, delilleri de elimizde. Ben burada, Sayın Kılıçdaroğlu'na bu yüzlerce sayfalık belgeden sadece bir kaçını gösteriyorum. Belge 3: Bakanlar Kurulu kararı. Sivas'taki Ulu Caminin, bakım ve onarım giderleri devlet bütçesinden ödenmek şartıyla, devlet müzesi yapılmak üzere Milli Eğitim Bakanlığı'na tahsisi; adı geçen bakanlığın isteği üzerine Bakanlar Kurulunca 9 Mart 1948 tarihinde kararlaştırılmıştır. İmza, Cumhurbaşkanı İsmet İnönü.'' Belge 4: Vakıflar Umum Müdürlüğü'nden Tekirdağ Valiliği'ne. Satılmasına vekiller heyetince -yani Bakanlar Kurulunca- karar verilip tebliğ edilmiş ve edilecek olan cami ve mescitlerin satış ilanlarının mevkii, mahalle ve sokak ve vakfı adı tasrih edilmek sureti ile harap vakıf bina şeklinde neşrettirilmesi, cami, mescit yeri denilmemesi saygı ile rica olunur. Görüyorsunuz, bunlar millet uyanmasın diye yapılıyor. Çünkü millet uyansa CHP'nin akıbeti tehlikeli olacak. 17 Ocak 1938. Belge 5: Vakıflar Genel Müdürlüğü, Başbakanlığa önemli ve acele notuyla bir yazı gönderiyor. Yazıda aynen şu ifadeler var: Tarihi ve mimari bakımdan çok değerli olan Üsküdar'da Atik Valide Camii ve müştemilatından Atik Valide Tekkesi ile Çinili'deki Efgan Tekkesi, Milli Müdafa Mükellefiyeti Kanunu hilafına, vakıflar müdürlüğüne haber verilmeksizin işgal edilmiş ve yapılan teşebbüs sonunda yalnız Efgan Tekkesi'nin havuzlu odası boşaltılarak içinde hayvan bağlı bulunan Atik Valide Tekkesi odalarının işgaline devam edilmekte bulunmuştur. Bu eserler ve Efgan Tekkesi'nin havuzu emsalsiz ince ve kıymetli yadigarlardır. Bunca tebligata karşı vuku bulan bu gibi tecavüzler şüphesiz ki layıksız ve acıklıdır. Üsküdar'da bir kaç hayvan alacak kiralık bina bulmak zor bir şey değildir. Cumhuriyet tarihinde yanıklı iz bırakacak olan bu gibi hallere son verilmesinin icabedenlere tebliğine müsaade buyrulmasını önemle arz ve rica ederim. Vakıflar Umum Müdürü. Evet. İşte, buna benzer çok sayıda hadise, bu yazıda da ifade edildiği gibi, Cumhuriyet idaresi tarihinde maalesef yanıklı iz bırakmıştır. Bir başka Belge: Karacabey Kasabasından bir vatandaş, Vakıflar Genel Müdürlüğü'ne dilekçe yazıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü de bu dilekçeyi Başbakanlığa gönderiyor. Tarih, 27 Eylül 1941. Karacabey Kasabası halkından Behçet Öner tarafından gönderilen tel yazıda, kazada mevcut camilerin tamamen ciheti askeriyece işgal edildiğinden bahisle, ramazanda cemaatle namaz kılınmak üzere cemaati çok olan Ulu Camii'nin tahliyesi istirham edilmektedir. Evet. Karacabey'de Ramazan'da namaz kılacak yer kalmıyor ve vatandaş, bir tane olsun caminin tahliye edilmesini istiyor. Ona da müsaade etmiyorlar. İkinci Dünya Savaşı'nı bahane edip, camileri askeri amaçlarla kullanan dönemin Hükümeti, camilere gereken hürmeti göstermediği gibi, buraları tahrip ederek tarihi eserlere de çok ciddi şekillerde zarar veriyor.'' Belge 7: Gaziantep'teki Selim Efendi Camii, ne olmuş biliyor musunuz? Ama Kılıçdaroğlu'nun bundan haberi yok. Cumhuriyet Halk Partisi'ne satılmış. Çok manidar. CHP burayı teşkilat binası olarak kullanıyor. Buyurun belge burada. Belge 8: Edremit'teki Yıldırım Camii, üzerine halkevi yapılmak üzere CHP'ye satılıyor. 300 lira bedel mukabilinde CHP'ye satılıyor. Ama Sayın Kılıçdaroğlu'nun bunlardan haberi yoktur. Çünkü kılavuzları başka şeylerle uğraşıyor. Kendisi, 'geceleri dikkatli geçirin' diyor ama geçirmiyorlar. Belge 9: Osmangazi İlçesi, Tophane Mahallesindeki cami, bando ve muhafız birliğine teslim ediliyor. O döneme ait, yüzlerce gazete kupüründen biri: 20 Nisan 1936. Gazetenin adını da vereceğim, Cumhuriyet Gazetesi. Nasıl? 'Bu ne insafsızlık. Seferihisar'da tarihi bir cami ahır yapılmış.' Erdoğan, o dönemde kapatılan cami ve mescidlere ilişkin Diyarbakırlı bir Ermeni vatandaşın Yeni İstiklal gazetesine gönderdiği mektubu da okudu. İşte o mektup...
<< Önceki Haber İşte Erdoğan'ın açıkladığı o belgeler Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER