Meclis TV’nin reytingi yükselir mi?

Ülkemizde siyaset, cumhurbaşkanlığı sürecinde tıkanınca erken seçim kaçınılmaz oldu ve 22 Temmuz'da sandık göründü.

Meclis TV’nin reytingi yükselir mi?

Partiler oy oranlarını artırmak için tüm alternatifleri değerlendiriyor. Henüz aday adaylarının belli olduğu bu süreçte çeşitli vesileler ile kamuoyunun yakından tanıdığı isimler de gündeme gelmeye başladı. Vekil olmak için kolları sıvayanlar arasında ekranlardan tanıdığımız birçok isim var. Sunucu Şebnem Kısaparmak ve İkbal Gürpınar, türkücü İbrahim Tatlıses, güreşçi Hamza Yerlikaya gibi isimler bunlardan sadece birkaçı. Seçime az bir zaman kala vitrin telaşında olan partilerin aday listeleri açıklandığında bu isimlerden hangileri listelerde olacak henüz bilmiyoruz. Fakat bu isimler Meclis’e girdikleri takdirde ülkenin yönetiminde ne gibi katkıları olur, diye merak etmiyor da değiliz. İnsan bu fena bir varlık, türlü türlü hinlik düşünüyor. Yani bu isimler Meclis’te işe ya da konuya daralırlar da şimdiye kadar yaptıkları işleri vekil sıfatıyla sürdürmeye yeltenirlerse ne olur? O vakit karşımızda nasıl bir Meclis olur? Sözgelimi, İkbal Gürpınar bütün vekillerin ailelerini kardeş aile ilan etmeye kalkarsa, İbrahim Tatlıses bir yandan türkü söylerken diğer taraftan mangal partilerine Meclis bahçesinde devam ederse, Şebnem Kısaparmak ağlamaklı sesi ile Genel Kurul’da şiir okuyup vekilleri gözyaşlarına boğarsa? Ne dersiniz, Meclis TV’nin reytingi yükselir mi? Ekranlardan tanıdığımız popüler isimlerin siyaset arenasına göz kırpıp vekil adaylığına başvuruda bulunmaları aslında her seçim döneminde karşılaştığımız bir manzara. Geçtiğimiz dönemlerdeki seçim süreçlerine baktığımız zaman da Cüneyt Arkın, Ferhat Tunç, Şahin Özer, Halil Ergün, Bora Gencer, Şafak Karaman, Hülya Koçyiğit, Meral Konrad gibi isimler yine siyaset ile gündeme gelmiş; fakat kısa sürede bu sevdalarından vazgeçmek zorunda kalmışlardı. Seçim süreci yaklaşıyor. Milletvekili aday listelerinin açıklanmasına az bir zaman kaldı. Partilerin hangi sıradan kimleri aday olarak göstereceği bu hafta belli olacak. Siyasette yer almak isteyen isimlerin listelerde yer alıp almayacakları da kesinlik kazanacak. Belki birkaçı listelere girecek, belki de birçoğunun isteği aday adaylığından öteye gidemeyecek. Peki ya tam tersi olursa? Yani İbrahim Tatlıses, Şebnem Kısaparmak, İkbal Gürpınar, Hamza Yerlikaya, Şahnaz Çakıralp gibi popüler isimler Meclis’te yer alırsa nasıl bir manzara çıkar ortaya? Hele bir de bu isimlerin yanı sıra Türkiye Yazarlar Ansiklopedisi’ni hazırlayan İhsan Işık, bir zamanlar aşk yazılarını severek okuduğumuz Nevval Sevindi, Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı (TŞOF) Derviş Günday, yapımcı Osman Yağmurdereli gibi isimler de aday listelerinin ilk sıralarına girip seçilirse farklı bir Meclis atmosferi ile karşı karşıya kalırız. İbrahim Tatlıses, her fırsatta ‘İbo Şov’’da Urfa’dan bağımsız aday olduğunu ve kendini sevenler için Meclis’e gireceğini söylüyor. Meclis’te İbrahim Tatlıses hangi komisyonlarda görev alır diye düşündüğümüzde gözümüzün önüne ‘Türkü Komisyonu’ geliyor. Herhalde bir yandan Meclis’te mangal partisi yapıp bunu diğer vekillerle de paylaşan Tatlıses, diğer taraftan oktavlı sesi ile “Sabuha” şarkısını söyler. ‘Meclis’te kebap partisi mi olur’ demeyin, Tatlıses’in olduğu her yerde mangal partisinin olma ihtimali de oldukça yüksektir. Eski haber spikeri Şebnem Kısaparmak’ı biz daha çok şiir okuması ile tanıyoruz. Hepimizin malumu, ekranlardan annelere yönelik şiirlerini okurken gözyaşlarını tutamayan Şebnem Kısaparmak, DP’den aday adayı. Mehmet Ağar, Anadolu kadınını temsil ettiği için Şebnem Kısaparmak’a çok ihtiyacı olduğunu düşünüyor. Bir telefon ile partinin Genel İdare Kurulu’na da üye olan Kısaparmak, Meclis’te Anadolu kadınına yönelik çalışmalar yapacağını düşünüyor. Böyle bir durumda herhalde Genel Kurul’da Meclis kürsüsünde Şebnem Kısaparmak duygulu sesi ile şehit annelerine şiir okurken bütün vekilleri gözyaşlarına boğacaktır. Diğer taraftan Meclis sıralarında oturan sunucu İkbal Gürpınar, artık ekranlardan kardeş aile aramak yerine, bu çalışmasını Meclis’te gerçekleştirecek. Her fırsatta milletvekillerini kardeş aile olmaya özendiren Gürpınar, böylelikle halkla vekillerin kaynaşmasında iyi bir köprü görevi görecek. Milli güreşçimiz Hamza Yerlikaya’nın Meclis’te ne yapacağını herhalde az çok hepimiz tahmin ediyoruz. Asrın güreşçisi Yerlikaya’nın yer aldığı Genel Kurul toplantılarında milletvekilleri atışmak yerine güreş tutmayı tercih eder. Elbette Hamza Yerlikaya’nın vekillere verdiği güreş derslerinde başarı sağlayan vekillerin karşı partiden olan bir vekili tuşa getirmesinin daha kolay olacağını da göz ardı etmemek lazım. Bu durumda güreş derslerine devam eden vekillerin başarı oranının daha yüksek olacağını söylemek de gerekir. Tabii aşkın konuşulmadığı bir Meclis de herhalde eksik kalır. Aşk her yerde olduğu gibi Meclis’te de en çok konuşulanlar arasında yer alacak ve gazeteci Nevval Sevindi, aşk ile ilgili görüşlerini vekiller ile kürsüden paylaşıp onların kalplerini fethedecek. Böyle renkli bir Meclis’in ansiklopedisini yazmamak büyük kayıp olur. Bu durumda Türk siyasetçiler ansiklopedisini hazırlamak vazifesi de İhsan Işık’a düşer. TŞOF Başkanı Derviş Günday’ın içinde bulunduğu bir Meclis’te birçok vekil özel makam aracı kullanmaktan vazgeçecektir. Günday’ın temin ettiği araçlar ile vekillerin ulaşımı daha kolay sağlanır. Bazı aday adaylarının isimlerine baktığımızda böyle bir Meclis atmosferi canlanıyor gözümüzde. Uluslararası ilişkiler uzmanı ve siyaset bilimci Prof. Dr. Bener Karakartal, bir gazeteye verdiği röportajda, bu durumu şöyle değerlendiriyordu: “Bir siyaset bilimci olarak şoke olmuş vaziyetteyim. Adaylar kadın olsun, sarışın olsun, televizyona çok çıkmış olsun, neredeyse magazin düzeyinde şöhret olsun. Siyasi partiler, yarının Türkiye’sini fotoğraf üzerinde yapılan tercihlerle mi yönetmeyi düşünüyorlar? Çok yazık.” Sinema dünyasından tanıdığımız ve siyasette aktif olarak kendisini izlediğimiz Ediz Hun, ünlülerin siyasete merak salmalarını olumsuz bir durum olarak değerlendirmiyor; ama eğitimin önemini vurguluyor. Bu isimler Meclis’te nasıl bir çalışma sergiler bilmiyoruz. Fakat şu anda yaptıkları işleri devam ettirirseler Meclis’te renkli görüntüler oluşacağı da kesin. İbo Şov’un raconu ile siyasetin raconu farklı Ahmet Hakan Coşkun (Gazeteci): Türkiye’de bundan önce de popüler isimler siyasete heves etmiştir. Fakat bu heveslerini siyaset arenasında tatmin etmeleri mümkün olmamıştır. Siyaset dünyasının da, magazin dünyasının da kendine ait dinamikleri var. Bu farklılıkları nedeni ile ünlü isimler siyasette başarılı olamazlar. Kendi yaptığı işte başarılı olabilir bu insanlar; fakat bu, siyasette de başarılı olacakları anlamına gelmiyor. Biz bir futbolcuyu çok sevebilir, alkışlayabiliriz; ama bu onu siyaset sahnesinde görmek istediğimiz anlamına gelmiyor. Sanat dünyasında kendilerine olan hayranlığın siyaset arenasında da onları takip edeceklerini düşünüyorlar. Bu yanılsama var insanlarda. Halk Türk Silahlı Kuvvetleri’ni de çok seviyor; ama onu siyasetin içinde görmek istemiyor. İbrahim Tatlıses şayet ola ki Meclis’e girse bile mutsuz olur. Siyasetin raconu ile ‘’İbo Şov’’un raconu birbirinden farklı. Hayal kırıklığı olur. İyi eğitimli olmak önemli Ediz Hun (Eski siyasetçi-oyuncu): Şöhret dünyasından insanlar elbette siyasete girebilir. Önemli olan, bu kişilerin belli bir eğitimden geçmiş olması ve iyi bir eğitim almaları. Fakat vitrin için kişileri partilere angaje etmek doğru değil. Bu isimlerin hangi sıraya yerleştirilecekleri, seçilip seçilmeyecekleri belli değil. Önemli olan, bu isimlerin Meclis’e girme durumunda bir şeyler yapıp yapamayacakları. Seçmen ünlüye bakmaz Günseli Özen Ocakoğlu (Reklamcı): Eğer partiler hâlâ vitrin için ünlü isimleri koyuyorsa listelere yazıklar olsun. Demek ki biz hâlâ siyaset yapmayı öğrenememişiz. Fakat gerçekten içi dolu ünlüler varsa başımızın üstünde yeri var. Bu isimlerin birçoğunun izleyicisi var, ekranlarda onları dinleyen bir kitle var. Onlarla ağlayan, onlarla gülen, onları seven insanlar var. Fakat bu insanlar ne kadar birikimliler, değer yaratabilirler bilmiyorum. Bu insanların siyasete soyunması çok doğru gelmiyor bana. Reklam sektöründe ünlü kullanımı diye bir alan var; fakat siyaset alanı için bu doğru bir seçim değil. Burada ünlülerle siyasi partiler reklamdan çok algıyı yönetiyor. Ben Türk halkının sağduyusuna inanıyorum. Türk halkı, ünlü ünsüz diye vekillerini seçmeyecektir. RAHİME SEZGİN - Zaman Pazar
<< Önceki Haber Meclis TV’nin reytingi yükselir mi? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER