AK Parti'den MHP'ye belgeli cevap

AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ'dan hükümetin başlattığı Kürt açılımına ateş püsküren MHP'ye ağır suçlamalar...

AK Parti'den MHP'ye belgeli cevap

Bahçeli'nin "ABD projesi" suçlamalarına AK Parti Grup Başkan Vekili Bekir Bozdağ'dan sert yanıt geldi: "Asıl bölücü başını ipten almak ABD projesi..." İşte açıklamalarından satırbaşları... "MGK MİLLİ PROJE DİYOR" Bundan sonra terör sorunun çözümü de ancak milletimizle beraber başarabiliriz. Biz bu sürecin milletimizin oluşturduğu örgütlerin destekleriyle yürümesinden yanayız. Bu sorunun çözümüne dair fikri olan katkısı olan kim varsa lütfen susmasın. Akan kanı durdurmayı, akan gözyaşını dindirmeye herkesi katkı vermeye davet ediyorum. Bu proje milli bir projedir. Sayın bakan daha işin başında bunun bir devlet politikası olduğunu ifade etmiş, MGK bildirisinde de devletimizin bölünmez birliğini pekiştiren bir proje olduğu ve daha önce de değerlendirmelerde bulunulduğu ve bu projenin devamı yönünde bir karar çıkmış. Bütün bunlara rağmen, ülkemizin milli güvenliğinden sorumlu en üst kurul bu bir milli projedir diyor, Bahçeli'nin bunu bir ABD projesi olduğunu söylemesini kabul etmek mümkün değildir. "ASIL ABD PROJESİ ÖCALAN'I İPTEN ALMA" Sayın Bahçeli, T.C.'yi küçük görme, bu sorunun çözümüne dair adımlar mı atılıyor, bunun arkasında bir yabancı parmağı arama kompleksinden vazgeçmelidir. Çünkü milliyetçilik kompleksli yaklaşımları reddeder. Ancak hayatları siyasi talimatla geçenlerin, komplekse düşmeleri kadar normal bir şey yoktur. Bu sürece bütün STK'lar destek verdi, siyasi parti liderleri önerilerini yaptılar. Devletimizin en üstünden cumhurbaşkanı çözüm diyor, başbakan çözüm diyor, MGK çözüm diyor, STK çözüm diyor, basın çözüm diyor, acıyı içinde hissedenler çözüm diyor, ama birileri bundan rahatsız oluyor. MHP kamuoyuna somut açıklamalar yapılmadığı halde, ön yargılı hareket ederek daha sürecin başında, çözüm ilan edenleri hain ilan ederek, Türkiye'nin devleti ve milletiyle bölünmez bütünlüğü pekişsin diyenler, ihanet ithamıyla karşı karşıya. "MHP ÇÖZÜMDEN RAHATSIZ" Kan dursun diyorsunuz hain diyor, artık şehit cenazesi gelmesin diyorsunuz bunu dediniz size hain deniyor. Türkiye güçlü olsun diyorsunuz, hain deniyor. MHP terör sorunun çözümünden rahatsız mıdır? Akan kanın durmasından rahatsız mıdır? Şehit cenazelerinin bir daha olmayacağı ihtimalinden rahatsız mıdır? Bindirilmiş kıtalarla kurt işareti yapmayı, siyasetinin hamasetinin ekseni mi kabul ediyor? Çözüm gelirse böylesi bir propaganda dan mağdur olacağı için mi rahatsız oluyor? Kanın durmasını istiyorsa nasıl durduracaktır? Hükümete anlatamıyorsa 70 milyona çıkıp anlatsın. Falan formüllerle durdurulmasını istiyoruz, bizim yapacaklarımız bunlardır, formüllerimiz bunlardır diyerek. "ASIL KANIN AKMASINI İSTEMEK İHANET" Biz CHP'nin raporlarını okuyabiliyoruz. Beyanlarını takip etme imkanlarımız var. Ancak bu süreçte MHP'nin görüşlerini fikirlerini okuma durumu olamamıştır. Kanın durmasını istemek ihanet değildir. Asıl ihanet kan akmasını istemek ve kanın akmasından yana tavır koymaktır. Ülkemizde bölücü terör nedeniyle artık al bayrağa sarılı şehit cenazelerinin olmamasını istemek ihanet değildir, şerefli bir vazifedir. Bu ülkede yaşayan herkesin bir eşit kardeş olmasını istemek, onların huzuru için çalışmak ihanet değildir, şerefli bir görevdir. Sevginin saygının kardeşliğin türküsünü söylemek ihanet değildir, vazifedir. Ancak düşmanlığın ırkçılığın türküsünü söylemek ihanettir. Devletin bölünmez bütünlüğü pekiştiren, milli bir projeyi harekete geçirmek ihanet değildir. Asıl ihanet ülke menfaatleriyle parti menfaatleri önüne geldiğinde, parti menfaatlerini öne almaktır. MHP'nin başta genel başkanı olmak üzere yaptıkları açıklamalar maalesef sürecin sağlıklı işlemesine önemli katkılarda bulunmuyor. 21 yüzyılda yaşıyoruz ve bu yüzyılda yeni anlayışa ihtiyaç vardır. Milliyetçiliği farklı yorumladığı zaman dünya çok zarar gördü. Yugoslavya'da milliyetçilik başka boyutlara gitti Yugoslavya kaybetti. ÇUKURDA SİYASET ANLAYIŞINA CEVAP İÇİN ÜZÜNÜM Türkiye'de kardeş kavgasına sahne oldu. 12 Eylül öncesi bunlarla doludur. Biz bütün aşırılıkların bu ülkeye kaybettirdiğine inanıyoruz. Bundan sonraki süreçte de ortak aklı esas alarak yol yürümenin doğru olduğunu ifade ediyoruz. Bunları ifade ettiğimden üzgünüm. Ama çukurda yapılan bir siyaset anlayışına cevap vermek zorunda kaldığım için üzgünüm. Siyaset iktidarda başka muhalefette başka olmamak ister. Ben onların mantığıyla birkaç şey sormak istiyorum. 20 Ekim 1991'de seçim oldu. O zaman DYP ve SHP hükümet kurdu. Toplam milletvekili sayısı 261'dir. Ancak güven oylamasında hükümet 280 oy aldı. Güvenoyu veren MHP'dir. Peki SHP'nin içinde kimler vardı. Ahmet Türk vardı, Leyla Zana vardı. MHP'nin mantığıyla sormam gerekirse, sayın Başbakan'ın, DTP görüşmesini, PKK'yla görüşme olarak değerlendirenlerin, o zaman MHP, PKK'yı iktidara mı taşıdı? Böyle bir mantık olabilir mi? TÜRKEŞ DEP'LE GÖRÜŞTÜ Rahmetli Alparslan Türkeş, DEP heyetiyle görüşme yaptı. 1992'de. Rahmetli Türkeş DEP heyetiyle görüşüyor. O mantıkla sorarsanız. O zaman MHP tam 17 sene önce PKK'yla müzakere başlattı. Böyle bir şey olabilir mi? Etkin pişmanlıkla ilgili bir takım yasalar çıkarıldı. Bugüne kadar tam 8 tane yasa çıkmış. Bunların 2 tanesi ANAP-DSP-MHP koalisyon hükümetinde çıkarılmıştır. Yani 8 pişmanlık yasası çıkıyor, 4'ünde MHP'nin desteği var. MHP grubu adına konuşan Kilis milletvekili diyor ki, pişmanlık yasaları terör örgütlerinin çökertilmesi, etkilerinin azaltılması için bir yol bulunduğu konum itibariyle dağılmaya yüz tutmuş örgüte son darbeyi vurmak için en büyük fırsattır. Ama 2003'te biz bir tane çıkardık. O zamanki tavırları, teröristleri serbest bırakmak, şehit ailelerinin boynunu bükmektir dediler. Bu doğru mu? Etik olmayan bir yaklaşımı gözlerin Bölücü başının idamdan kurtulması. İşte ABD projesi buydu. Bölücü başının boynundan ipini çıkarmaktı, bunun taşeronluğunu da MHP yaptı. Seçimden önce meydan meydan gezildi. Bizi meclis'e gönderin, biz gitmezsek Abdullah Öcalan'ı asamaz. Biz asmazsak yağlı urganı boynumu Ürkeklere değil erkeklere oy verin. Meydanların ana propagandası bu. Millet de inandı buna. Millet böyle oy verdi. Peki ne oldu? Ankara 2 nolu DGM'nin verdiği idam kararı 27 Aralık 99'da değişti. Başbakan'lıkta bu idam dosyasının yolunu kesen Sayın Bahçeli'dir. Ne mani oldu sayın Bahçeli? Millet aman Abdullah Öcalan'ı asmayın diye Ankara'ya mı yürüdü? Bu millet size yalvardı mı? İzah eder misiniz, kim rica da bulundu. Dosyayı göndermediler. Hep konuşuyorlar. PKK'yı muhatap alma diye. PKK'yı ilk ve son defa muhatap alanlar bunlardır. İşte bu belgenin içinde. RESMİ BELGEDE PKK'YA ÇAĞRI VAR: ÖCALAN'I ASARIZ Resmi belgede PKK'ya çağrı yapıyorlar. Terörü devam ettirirseniz Abdullah Öcalan'ı asarız. Milletin yanında erkek, TBMM'de ürkek olacak tavrı biz hiç benimsemedik. Neden bu dosya başbakanlıkta bekletildi? Bölücü başı dosyası bekletilen tek mahkumdur. Bu ayrıcalığın imtiyazın sebebi nedir? Neden? Şimdi sebebini rahmetli Ecevit'ten öğreniyoruz. Belli bir süre görüşülmediği zaman, o süreden sonra milletvekilleri gündeme alınmasını isteyebilir ve o konuda bir kararı genel kurul Milletvekillerinden biri getirin asalım derse, idamdan kurtaramayız diye, Meclis'ten korktukları için milletin meclisinden kaçırmışlardır. Ecevit 2006 Aksiyon dergisinde getirin asalım derlerse ne yaparız diye endişelerini dile getirmiş. Bu endişe bekletmiştir dosyayı. İdam cezası ne zaman kalktı? 2002'de kalktı. Yani 2002'nin Ağustos ayına kadar idam cezası vardı. 2002'de usüli işler yapıldı, onun dışında başka işler yapılmadı. Neden derseniz. AB Katılım ortaklığı Türkiye belgesi 2000. BAHÇELİ DİYOR: İDAM KALKMAYACAK Mart 2002'de ulusal program yayımlanıyor. Kesinlenmiş idam cezalarının infaz kararı TBMM'dir. TCK'da ölüm cezasının kaldırılması hususu, TBMM tarafından orta vadede kaldırılacaktır. Peki orta vade nedir biliyor musunuz? 2001'e kadar bitmesi kararlaştırılan, 2001'de bitmese bile 2001'de başlayacak süreci kapsar. Sayın Bahçeli'nin 25 Haziran 2002 tarihli gazetesinde sayın Ertuğrul Özkök'le röportaj yapıyor. Getirin şu dosyayı Meclis'te oylayın derse ne olacak? Bahçeli'nin cevabı şöyle: İdam cezaları uygulanmayacak diyen o moratoryumu kim imzaladı? Altında bizim imzamız yok mu? Elbette imzalarımıza sadık olacağız. Biz asmayacağız, imzamıza sadık kalacağız. Siz sadık kalıyorsunuz da, bu millete seçim meydanlarında verdiğiniz söze sadakat vazifeniz değil mi? AB'ye sadakatle bağlı, millete aldatıcı yalancı bir yaklaşım. Esas milliyetçilik millete verilen sözde sadık olmaktır. MHP'li sayın üyeler idamın kaldırılmasını isteyen bu maddenin aleyhine onca konuşma yaptıktan sonra, bu arada ne oldu da oy vermediler? Kim onlara çekimser kalın talimatı verdi? Bu kanun teklifi komisyona herhangi bir kaza gelmeden genel kurul'a gelsin talimatını sayın Bahçeli geldi mi gelmedi mi? Halep oradaysa, arşın burada. Kim talimat verdi sayın milletvekillerine. 1 Ağustos 2002 Türkiye gazetesi: İdam'da sürpriz gelişme Zaman: MHP idamı AB paketinden çıkarılmadı Akşam: İdam kazasız geçti Milliyet: İdam komisyondan geçti Hürriyet: Komisyonda idam oyu Hepsi de benim anlattıklarımı yazıyor. Peki MHP neden bunu yaptı? Verdiği sözü tutuyor, AB'ye başkalarına verdiği sözü tutuyor. Çıkarsaydın ne olurdu? MECLİS'İ 40 GÜN KİRLETTİLER İdamın kaldırılması konusundaki tavrı milletin gözü önündedir. Ben belgeleriyle açıkladım. Biz yakında mayın yasası görüştük değil mi? MHP karşıydı. Meclis'i 40 gün kilitlediler. İdamı kaldıran madde 1 günde geçti. Madem samimiydiniz karşıydınız, bu bir ihanetti. Bölücü başının emirlerine uymaktı, neden direnmediniz? Size mani olan kimdi? Niye Meclis'i kilitlemediniz? Vakıflar Yasası'nı çıkardığımız zaman kıyameti kopardılar. Erzurum'dan urgan attı. Ben bir kez daha soruyorum: 1999'da idam kesinleşti mi? Kesinleşti. İktidar kim? MHP. Niye asmadın? 2000'de iktidar kim MHP. Niye asmadın? 2002'de iktidar kim MHP. Niye asmadın? Ondan sonra da kalkıp konuşuyor. Eline ayağına mı yapıştı bu millet Öcalan'ı asmayın diye. Aradın da ip mi bulamadın, yoksa ayağının altına sehpa mı bulamadın? Ben size söz verdim ancak yapamadım demek gerekir. Alemi kör herkesi sersem yerine koyarak olmaz. Bunları söylemek zorunda kaldık. Zira o kadar ağır ithamlar yapıldı ki, cevap vermezsek kendimizi suçlu hissederdik. Bu gürültüyü çıkaranları Biz bütün bunlara rağmen Allah rızası için gelin bu konuyu siyasi polemiklere alet etmeyelim. Bu konu siyasetüstü partilerüstü bir konudur. Devam eden çözüm sürecine herkes katkıda bulunsun. Ben bu vesileyle herkesi aklı selime, siyasi kurallara uymaya, sağ duyuya davet ediyorum.
<< Önceki Haber AK Parti'den MHP'ye belgeli cevap Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER