Milat Gazetesi'nden Nil Gülsüm'ün röportajından ilgili bölüm...
28 Şubat hakkında ne düşünüyorsunuz?
Mevzu 28 Şubat olduğunda Refah-yol'un yanı sıra
CHP'nin de yaşadığı bir
mağduriyet var. 1995 yılında Sayın
Çiller Başbakan'dı. Sayın Karayalçın da Başbakan Yardımcısıydı. Genel Başkan değiştiği için Sayın
Baykal Genel Başkan oldu ve ‘
erken seçim istiyorum' dedi. Bu karar yoğun bir şekilde
baskı gördü.
Medyanın da baskısı oldu.
Baskının sebebi neydi?
O dönem medya patronlarının hepsi
banka sahibiydi ve o düzenin bozulmasını istemiyorlardı. Ayrıca o dönemin sıkıntılarını sadece askere yüklemek, insafsızca bir şeydir.
Başka kimler vardı?
Siyasetçiler,
iş dünyası,
sivil toplum örgütleri, banka patronları. Bütün bunlar çullanmıştır.
CHP o dönemde ne yaptı?
O dönemde CHP bu banka yolsuzluklarıyla ilgili çok ciddi mücadele etti. Sadece banka olayıyla değil, aynı zamanda, Susurluk'la da mücadele etti. O dönemde çeteleşme konusunda en iyi mücadele eden CHP olmuştur.
Bu tavrın CHP'ye etkisi ne şekilde oldu?
Bankalarla ve yolsuzluklarla mücadele eden CHP'ye karşı bir
kampanya açıldı. Bu kampanyanın hedefinde hem CHP, hem de sayın Baykal vardı. Bu olağanüstü kampanya, 1999'da CHP'yi barajın altında bıraktı. 28 Şubat, Erbakan'ı mağdur ederken, CHP'yi de ciddi şekilde mağdur etmiş, barajın altında bırakmıştır.
‘Baykal isteseydi, 28 Şubat döneminde Başbakan olabilirdi' dediniz. Baykal'a kim Başbakanlık teklif etti, o neden kabul etmedi, ayrıca bu bilgi neden daha önce değil de şimdi söylendi?
Ben o dönemi birebir içinde yaşayan birisi değilim. Sadece Sayın Baykal'a değil, o dönemdeki siyasetçilerin birçoğuna, buna benzer teklifler yapılmıştır. Ama Sayın Baykal'ın böyle bir teklifi reddettiğini biliyorum. Bunu teklif edenlerin isimlerini burada verecek durumda değilim. Sayın Baykal, kabul etmedi çünkü böyle bir ara sürece, millet tarafından seçilmiş bir partinin bertaraf edilmesine gönlü razı değildi.