‘Önce alkışladılar sonra öldürdüler’

Eski AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik, Başbakan Davutoğlu’nun tasfiyesini Osmanlı’daki ‘kardeş katli’ne benzetti. Çelik, “Bu olaydan sonra, Vehbi Vakkasoğlu’nun ‘Önce Alkışladılar, Sonra Öldürdüler’ isimli kitabını hatırladım.” dedi.

Hüseyin Çelik'te Erdoğan'a eleştiri

Video: Arşiv

Eski Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile yaşadığı anlaşmazlığın ardından görevlerini bırakmak zorunda kalan Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun tasfiyesini ‘kardeş katli’ne benzetti. 

AK Parti’nin ilk dönemlerinde elde edilen kazanımlardan geriye doğru gidildiğini, gücün tek adamın elinde toplandığını anlatan Çelik, bu durum için ‘muhafazakâr Kemalizm’ nitelemesinde bulundu. 

Kişisel web sitesinde ‘Kardeşlik hukuku dediğimiz bu mu ola?’ başlıklı bir makale yayımlayan Hüseyin Çelik, özetle şunları yazdı:

KARDEŞ KATLİ HUNHARCA

Osmanlı padişahlarının önemli bir kısmı, saltanatlarını güçlendirmek ve kendi yerlerine şehzadelerden birinin geçirilmesine mani olmak için kardeşlerini, bazen de hanedanın bütün erkek mensuplarını katlederlerdi. 

Öyle zamanlar gelmiştir ki, bu katliamlardan dolayı hanedan sona erme tehlikesiyle karşı karşıya gelmiştir. (…) 

Kim bu kardeş katli uygulamasını ne adına savunursa savunsun, ben şahsen aklımın erdiği günden beri bunu hunharca bir uygulama olarak görüyorum. (…) 

Esas hassasiyet, devletin bekası ile değil, monarkın saltanatının devamıyla ilgilidir. 

Monarşiler çeşitlilik arz etse bile, yönetimin dayandığı temel paradigmalar değişmez. 

Hepsinde işin özü güçler ayrılığı değil, güçler birliği prensibidir. 

Bütün güç tek elde toplanmıştır ve o ‘güç’, gücünün paylaşılmasına asla tahammül etmez,

‘MUHAFAZAKÂR KEMALİZM’

AK Parti iktidarının ilk on yılında, Sayın Erdoğan‘ın liderliğinde çok büyük mesafeler alındı. 

Ne var ki bu kazanımların devam etmesi bir yana, esefle müşahade ediyoruz ki, bu anlamda ciddi bir geriye gidiş yaşanmaktadır. (…) 

Bir süre önce Ahmet Hakan’a verdiğim mülakatta “Kemalistlerin düştüğü hataya düşmeyelim.” demiştim. 

Gücün tek elde toplanması, kurulların sembolik ve seremonyal hale gelmesi, ortak aklın kaybolması, lidere sadece hoşuna gidecek, onu tasdik etme anlamına gelebilecek sözlerin söylenebilmesi, ‘muhafazakar Kemalizm’den başka bir şey değildir.

Çok şükür bugün artık ‘kardeş katli’ diye bir şey yoktur. Ancak, şeref ve haysiyetleri ile oynadığımız, binbir türlü hakaret ve iftiraya uğrattığımız, itibarlarını ayaklar altına aldığımız, sabah akşam trol ve troliçelerin, satılık ve kiralık kalemşörlerin, ekranları dolduran infaz timlerinin saldırılarına muhatap kıldığımız, çileli günlerdeki yol ve dava arkadaşlarımıza, yani manevi kardeşlerimize uygulanan kıyıma ne diyeceğiz?

BAŞBAKAN GÜL OLMALIYDI

Sayın Davutoğlu, değerli bir bilim ve siyaset adamıdır. Aramızda tatsız diyebileceğimiz bir tartışma bile geçmemiştir. 

Ancak Sayın Erdoğan’dan sonra, benim genel başkan adayım hiçbir zaman Davutoğlu olmadı. Bunu kendisine de ifade ettim. 

Ben, Cumhurbaşkanımız’a kendisinden sonra Sayın Abdullah Gül’ün AK Parti’nin genel başkanı ve başbakan olması gerektiğini gerekçeleriyle birlikte aleni olarak söyledim. 

Ama Sayın Erdoğan, Sayın Davutoğlu’nu tercih etti. Biz Sayın Davutoğlu’na da, birçok değerli arkadaşımızın tasfiyesine en azından seyirci kalmasına rağmen hürmette kusur etmedik. 

Hatta ‘nasıl yardımcı olabiliriz?’ diye gayret gösterdik.

Peki, bütün bunlara rağmen, Davutoğlu‘na revâ görülen muameleye kaç insan ‘Bu şık oldu’ diyebilir?

Bu olaydan sonra, değerli dostum Vehbi Vakkasoğlu‘nun yıllar önce okuduğum ‘Önce Alkışladılar, Sonra Öldürdüler’ isimli kitabını hatırladım. Gerçekten tarih tekerrürlerle doludur.”

AK PARTİ KÜME DÜŞEBİLİR

“Genel başkanlığa adı geçen arkadaşların çoğu ile uzun yıllar yan yana çalıştık. 

Daha işin başında, bu insanları ‘düşük profilli’ diye niteleyen densizliğe ne diyeceğiz? 

Bu iz’andan yoksun yakıştırmayı yapanlar hâlâ itibarlı adam muamelesi görecekler mi? (…) 

AK Parti kurulurken biz, arkadaşlarımızın hukukunu kendi hukukumuz, itibarını kendi itibarımız kabul ettik ve bu anlayışla birbirimize sahip çıktık. 

İtibar cellatlığı yapılmasına devam edilirse, buna müsaade edilirse AK Parti’nin de küme düşen partilerin arasına karışması mukadder olur. 

Bugün, AK Parti’nin tek rakibi artık kendisidir.”



Kızının okulunu ziyaret etti

Başbakan Ahmet Davutoğlu, eşi Sare Davutoğlu ile birlikte kızları Hacer Bike’nin eğitim gördüğü Hacı Ömer Tarman Anadolu Lisesi’ni ziyaret etti. 

Öğretmenlerle görüşen Davutoğlu, aralarında kendi kızının da bulunduğu öğrencilerin hazırladığı ‘Gençlik Konseri’ni izledi. 

Ardından Muazzez Karaçay İlkokulu’na geçerek burada öğretmenler ve öğrencilerle hatıra fotoğrafı çektirdi. 

Davutoğlu, veda ziyaretleri kapsamında Meclis Başkanı İsmail Kahraman ile de gün içinde bir görüşme gerçekleştirdi.

<< Önceki Haber ‘Önce alkışladılar sonra öldürdüler’ Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER