O Mühürsüz oylar tekrar mühürlendi

Referandum üzerinden bir hafta geçti ama tartışma bitmedi. Ama bu zaman zarfında trafo kedileri boş durmadı. Mühürsüz oy tartışmasını bitirecek hamle geldi

İşte usulsüzlüğün skandal görüntüsü

Sözcü Gazetesi Ankara temsilcisi Saygı Öztürk yazısında önemli bir iddiayı dile getirdi. İddiaya göre mühürsüz çıkan oylara referandum sonrası mühür vuruldu ve Şimdilerde sayılsa bile çuvallardan mühürsüz oy çıkmayacak. O yüzde yeniden sayım şaibenin kalkması için çözüm değil...

İşte Öztürk'ün yazısındaki ilgili bölüm:

YSK, seçimleri doğruluk ve dürüstlük içinde yapmak ve yönetmekle görevlidir. Seçim hukukunda, itiraz ve
şikayet mekanizmaları yanında “tam kanunsuzluk” hâli de bulunuyor. “Tam kanunsuzluk” konusu, seçim
kanunlarında yer almıyor. Bu konu, seçim hukukumuza YSK kararlarıyla girdi.

İŞLEM KESİNLEŞSE BİLE

“Tam kanunsuzluk” hali, kanunlarda belirtilen, adaylar ve seçimlerle ilgili emredici kuraldır. Bunlara
uyulmamasının sonucu ise işlemin “yok hükmünde” olmasıdır. Örneğin, kanunlardaki seçilme yeterliliğine
ilişkin kurallar emredicidir. Bunlara uyulmamasının sonucu, işlem kesinleşse bile iptaldir.
Zarf ve oy pusulalarının mühürlü olması da, Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında
Kanun'un 77, 98 ve 101. maddelerinin emredici hükmüdür. Zarf ve oyların mühürlenmesinin nedeni,
seçimlerin (referandumun) güvenirliğini sağlamaktır. Örneğin bir sandıkta mühürsüz zarf ve oy pusulaları
sayıldı ve bu konuda herhangi bir itiraz olmadığından sonuç kesinleşti, ilan edildi. Daha sonra zarf ve oy
pusulalarının mühürsüz olduğu ortaya çıktı. İşte bu “tam kanunsuzluk” halidir. Bu durumda YSK kararı ile o
sandıktaki sonuçlar iptal edilir ve sayım sonuçları buna göre belirlenir.

TEK ÇÖZÜM: İPTAL
Onursal Yargıtay Üyesi Ali Suat Ertosun, ülke sorunlarına kafa yoran, geçmişteki görevleri nedeniyle “Devlet
Üstün Hizmet Madalyası”yla ödüllendirilen saygın bir isimdir. “YSK'nın, verdiği kararla, ‘tam kanunsuzluk'
konusundaki başvuruların önünü peşinen tıkadığı” görüşünde…
Ertosun, “Aslında YSK da, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin ek 1 no'lu protokolün 3. maddesini öne
çıkararak, ‘asıl olanın temel bir hakkın korunması olduğunu, hakkın güvenli bir şekilde kullanılmasını temin
eden araç niteliğinde bulunduğunu, hata veya ihmali tespit edilen sandık kurulu başkan ve üyeleri hakkında
ilgili seçim kurullarınca yasal gereğinin takdir ve ifası için suç duyurusunda bulunulması gerektiğine' karar
vermekle, ortada tam kanunsuzluk hali bulunduğunu kabul etmiştir” diyor.
Peki, bundan sonra yeniden sayım yapılsa bu ikna edici olacak mı? Ertosun da birçok hukukçu gibi
“Olmayacaktır” diyor. Mühür tartışılırken, zarf ve oy pusulalarındaki mühür noksanlıklarının önemli bir
bölümü de çoktan giderildi. Çözüm, yeniden sayım değil halk oylamasının iptali ve oylamanın yenilenmesidir.

İNCELENMEKSİZİN REDDİNE

Yapılan halk oylamasında, yasanın açık hükmüne rağmen, mühürsüz zarfların “geçerli” kabul edilmesi
karşısında, CHP iç hukuk yollarını sonuna kadar kullanmaya kararlı… Bazı başvurulardan sonuç
alınamayacağı söylense, bilinse de başvuruların yapılmasında hiç geri adım atılmayacak.
Kanun hükmünde kararnameyle memuriyetten ihraç edilenlerden bazıları yürütmenin durdurulması ve
kararın iptali için Danıştay'a başvurdu. Danıştay, topu idare mahkemelerine attı. İdare Mahkemesi de kanun
hükmünde kararname'nin kanun yerine geçtiğini hatırlattı, bu yöndeki davaları incelemeksizin reddetti. Bu
kez davaları istinaf mahkemelerine götürenler oldu. İstinaf mahkemeleri de idare mahkemesi kararını onadı.
Yani “Kanun hükmünde kararname metinleri yasa gücündedir, idari davaya konu olmaz. Bu nedenle
incelenmeksizin reddine” dedi.

Peki, CHP'nin başvurusundan bir sonuç çıkar mı? Danıştay tarafından, YSK'nın kararları aleyhine yargı
yoluna gidilmediği için “incelenmeksizin reddine” denilmesi sürpriz sayılmaz. Geriye kaldı Anayasa
Mahkemesi'ne bireysel başvuru yapılması… Çünkü, YSK kararları aleyhine, anayasayla yargı yolu
kapatıldığından “kabul edilemezlik” kararı verilir.

AZİZ YILDIRIM KARARI ÖRNEK OLDU

Fenerbahçe Kulübü Başkanı Aziz Yıldırım, hakkındaki davada görev alan hakim ve cumhuriyet savcıları
aleyhinde Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuruda bulunmuştu. Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu
(HSYK) tarafından yürütülen soruşturma ve verilen kararlar nedeniyle adil yargılanma, etkili başvuru
haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştü. Anayasa Mahkemesi, “Yargı denetimi dışında bıraktığı işlem”
nedeniyle yetkisizlik kararı vermişti.

AİHM'ne gidilebilir mi? İç hukuk yolu tamamen kapalı olduğuna göre, tek açık kapı AİHM gibi gözüküyor.
Bunun için de iç hukuk yolları sonuna kadar kullanılacak.

<< Önceki Haber O Mühürsüz oylar tekrar mühürlendi Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER