"Kongre binası önündeki iki palyaço!"

"Oylama başladıktan bir kaç saat içindeki gelişmeleri kimse tahmin edemedi. Başkan Trump'ın sabah saatlerinde pimini çektiği bomba, öğleden sonra tam bir terör eylemine dönüştü. Bilanço ağır oldu."

SHABER3.COM

Kongre binası önündeki iki palyaço!
KADİR GÜRCAN| Samanyoluhaber

Birkaç gün önce seksen altıncı yaş gününü kutladığım Amerikalı Akademisyen dostum, geçtiğimiz yaz aylarında Trump'ın kaybetmesi durumunda, görev değişiminin çok kolay olmayacağı konusunda endişelerini paylaşmıştı. “Seçim günü ile, Yeni Başkan'ın görevi devralacağı 20 Ocak arasındaki yetmiş gün zor geçecek! Yükselen gerilim, sıradışı olaylar için zemin hazırlıyor!” dediğinde, itiraf etmeliyim ki, abarttığını düşünmüştüm. 

Ailesi ABD'ye göç ettiğinde iki yaşında olan yaşlı akademisyen, İkinci Dünya Savaşı'nın zorlu günlerini, mülteci olmanın bütün zorlukları ile New York'ta yaşamış. JFK suikasti, Martin Luther Kind'in öldürülmesi, Vietnam Savaşı, siyasetin bugün olduğu gibi insanları ayrıştırdığı McCarthy'li siyaset ortamı, gri tonu ağır günler olarak tanımlıyor. 

Dostum, Başkan Trump'ın sık sık “Good Old Days”, Geçmiş, mutlu günler, diyerek atıf yaptığı ve muhafazakar Amerikalılar'ın nostaljilerini gıdıklayan o günler için, “Ben o günleri yaşadım. Hiç de öyle iyi günler değildi!” diyerek Başkan'ın abartılarına katılmadığını söylüyor. Öyle ya, akranları Vietnam'a giderken, Baba Trump'ın torpili ile çürüğe çıkan Başkan Trump en azından cepheye gitmekten kurtulmuş. Akranları askerde iken, zenginliğin tadını çıkardığında şüphe yok!

Başkan Trump'ın Kasım ayında başlayan kaybetme trendi hiç hız kesmedi. Bir yerde durdurmak için çok uğraştı ama, nafile! Seçim hakkında geliştirdiği bütün komplo teorileri, oyların tekrar sayılmasıyla-Georgia'da üç kez sayıldı- mahkeme kararlarıyla, Yüksek Mahkemedeki Trump'ın atadığı hukukçuların da oylarıyla, ciddiye alınmadı. Hafta başında Georgia'da son yirmi yıldır ilk kez iki Demokrat Senator'un seçilmesi, Trump'ın başkanlığında Cumhuriyetçi Parti'nin kalesine çok ağır bir yenilgi yuvarladı. Trump taraftarlarını çileden çıkaran bir başka sürpriz, Georgia'da ilk kez Siyahi, Afrikan Amerikan, bir senatörün seçilmesi oldu. Hem siyahi hem de demokrat! Yenilir yutulur mağlubiyet değil. Türk Milli Takımı'nın, bahçıvan ve aşçılardan oluşan Honduras Milli Takımına yenilmesi kadar ağır bir darbe!

6 Ocak günü Kongre, Başkan Biden'in seçim zaferini resmileştiren son oylama için bir araya geldiğinde, Kongre Binası'nın önü Trump lehinde slogan atan göstericilerle doluydu. Oylama başladıktan bir kaç saat içindeki gelişmeleri kimse tahmin edemedi. Başkan Trump'ın sabah saatlerinde pimini çektiği bomba, öğleden sonra tam bir terör eylemine dönüştü. Bilanço ağır oldu: Beş ölü, elli iki yaralı. 

Öğleden sonraki sıra dışı gelişmelere rağmen Kongre, Biden'in başkanlığını onaylayan son prosedürü tamamladı. Aslında Demokratik bir sistemde, başkanın geniş yetkileri ve bunun sınırlarını zorlayan budala bir başkan ile aynı sistem içindeki kurumların ilginç bir tecrübesine şahit olduk. Bütün sinirlerin alt-üst olduğu bir ortamda, Kongre'nin oylamayı ertelemeden aynı gün içinde bitirmesi ciddi bir soğukkanlılık örneğiydi. Gece saat 4'te oylamanın sonucu Amerikan Halkı ile paylaşıldı.

Ülkenin bütün haber kaynakları, hadiseyi an be an Amerikan seyircisi ile paylaştılar. Bu yüzden, ekranların karartılması, devlet radyosundan kahramanlık türküleri, mehter marşları, basın ve yayının sansürlenmesi, silahlı kuvvetlerin yönetimi ele geçirdiklerine dair bir bildiriyi okuyan 5'li Amigo'ya rastlamadık. Olayın başladığı ilk saatlerden itibaren, Facebook ve Twitter Başkan Trump'ın paylaşımlarını askıya aldı. Cuma günü itibariyle de Twitter, Trump'ın hesaplarını tamamı ile kapattığını duyurdu. 

Türkiye ve Mısır örneklerinde olduğu gibi, aslında işleyişin tam tersine olup, diktatör taslaklarının yaptığı gibi bütün medya organlarına iletişimin darbeciler tarafından kesilmesi gerekmez miydi? Bu yüzden, “Amerika'da isyan çıktı. Darbe oldu!” kolaycılığı akla gelebilecek harc ı alem enflasyonuna düşmekten kendimizi koruyalım. 

Herkesin nefesini tuttuğu 6 Ocak Çarşamba gecesi, haber kanalları Başkan Trump'ın Amerikan tarihine yeni bir kara gün yaşattığı noktasında adeta fikir birliğine vardı. İki ayın sonunda, Kongre'ye yapılan terörist saldırıdan sonra yenilgiyi kabul eden Trump, devir-teslim işlerinin gerektiği şekilde yerine getirileceğine söz verdi. Belki kendi farkında değil ama, Demokrat ve Cumhuriyetçi Kongre üyeleri, geriye on gün kalmasına rağmen Başkan Trump'ın ya hemen istifa etmesi ya da Yüce Divan'a sevkedilmesi gerektiğini konuşmaya başladılar bile. Beyaz Saray'daki bir başkanın altından koltuğun çekilmesi, normal şartlarda yirmi sekiz gün istiyor. Ancak Kongre, Başkan Trump için özel bir menü hazırlayıp, hızlı bir tarife üzerinde çalışmaya kararlı. 

Son bir haftadır Boğaziçi Üniversitesi eylemlerinden tir tir titreyen Saray ve iktidarın, Kongre Binası önünde yaşanan hadiseleri demokratik bir ortamın refleksleri olarak anlama ihtimalini beklemiyoruz. Ancak, “Amerika'nın sonu! Ayol, demokrasi çöküyor!” diyerek sevindirik olmalarının, kanaatimce iki sebebi var. Biden'in kazanmasına çok içerleyen Saray ve havuz medyası Kongre Binası önündeki hareketliği “Ha gayret Trump! Arkandayız!” heyecanı ile seyrettiklerinden eminiz. Ama olmadı! Favorileri Trump'ın bu çabası da boşa çıktı.

Kongre binası önünde, kameraların dikkatini çeken bir başka figür, kafasına boynuz geçirmiş bir palyaço idi. Daha sonra Şaman Ritüelleri'nden etkilendiği yazılan bu müzelik şahsın, Trump döneminde yükselmeye başlayan Qanon kültüne mensup olduğu ortaya çıktı. Qanon mensupları, bu kalkışmanın büyük bir direnişe dönüşeceğini düşünmüşler! Türkiye'de, milliyetçi eğilimi elinde tutanların, Amerika'daki bir kalkışmaya bu kadarcık bir katkıda bulunduklarından dolayı kurum kurum kurulmalarını yadırgamadım! Saray ve iktidar gölgesindeki Türk kamuoyunun, demokratik reflekslerle, üçüncü dünya ülkelerindeki darbe alışkanlıklarını ayırt etmesi için daha uzun bir zamana ihtiyaçları var. Kıymetli bir düşünür bunun için “İki yüz yıla ihtiyacımız var!” demişti. İnşallah yanılır!

6 Ocak'tan iki gün sonra gördüğüm yaşlı dostum “Nixon'ın istifaya zorlandığı ve sonunda istifa ettiği gün kadar sevinçliyim! Amerikan Demokrasi kültürü bunu da aştı! Darısı sizin başınıza!” diyerek sevincini benimle paylaştı. “Darısı sizin başınıza!” kısmını anlayamadım! İnşallah, beş ay önceki tahmini gibi bir önsezi değildir!


<< Önceki Haber "Kongre binası önündeki iki palyaço!" Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER