İstanbul Tabip Odası: Akademisyenlere yönelik cadı avına son verilsin!


İstanbul Tabip Odası, Güneydoğu'daki olaylarla ilgili bildiri imzaladıkları için haklarında soruşturma başlatılan akademisyenlere destek açıklaması yaptı. Açıklamada, "Akademisyenlere yönelik cadı avına son verilsin!" denildi.

İstanbul Tıp Fakültesi Monoblok önünde toplanan İstanbul Tabip Odası, İstanbul Dişhekimleri Odası, SES İstanbul Şubeleri, Dev Sağlık-İş üyeleri, basın açıklaması yaptı. Eylemciler adına konuşan Dr. Mehmet Kaya, "Barış talebimizi duyurmak için gerçekleştirdiğimiz Beyaz Nöbet'in 5. günündeyiz. Bugünkü nöbetimizin ayrı bir önemi var. Bu sabah barış için girişimde bulunan akademisyenlere yönelik gözaltılar başladı. Bu hukuksuz duruma yönelik olarak kurum temsilcileri düşüncelerini ifade edecekler." dedi.

İstanbul Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Samet Mengüç da, "Barış talebini dile getiren akademisyenler Başbakan, YÖK, medya ve paramiliter güçlerin baskılarına maruz bırakılmakta, bu akademisyenler kriminalize edilerek birer terörist gibi lanse edilmeye çalışılmaktadır. Süreç bir linç kampanyasına dönüştürülmüş durumdadır. Bu medeni hiçbir ülkede asla kabul edilecek bir davranış değildir. Ülkenin bir bölgesinde henüz doğmamış bebekler, çocuklar, yaşlıların katledildiği bir ortamda, bu ortamın sonlandırılmasına yönelik taleplerin bu kadar kriminalize edildiği bir ortamda sözün bittiği bir noktadayız. El birliğiyle sanki bir düğmeye basılmışcasına bir linç kampanyası başlatılmış durumda. Bununla da yetinilmeyerek bu sabah, ülkenin birçok yerinde, evleri basılarak, gövde gösterisi yapılarak akademisyenler gözaltına alınmaya başlamıştır. Bizler bu insanlık dışı durumu kabul etmeyeceğiz. Bizler asla susmayacağız, bedeli ne olursa olsun barış talebini haykırmaya devam edeceğiz. İstanbul Tabip Odası olarak akademisyenlerin imzaladığı metni biz de imzalıyoruz." ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı da, "Bizler hocalarınız olarak bu ülkede yaşanan katliama tanıklık ettik. Lütfen siz de tanıklık etmeye devam edin. Çünkü bilim gerçeği söylemeyi gerektirir. Biz bilim insanları olarak hiç de 'sözde' olmayan, bu ülkenin aydınlığı olan insanlar olarak gerçeği söylemeye devam edeceğiz. Bu gücü de sizlerden, bizimle birlikte yanımızda olan öğrencilerimizden, toplumdan alacağız. Ölülerimizi yarıştırarak varolamayız, geleceği kuramayız. Biz ölümler olmasın diye, barış olsun diye, insanlar işkenceye maruz kalmasın, insanlar arabaların arkasına bağlanıp sürüklenmesin diye çabalıyoruz. Ellerimizde genç meslektaşlarımızın fotoğrafları var. Biz bu insanların otopsi raporlarını okumak zorunda kalmayalım diye bu barış metnini imzaladık. Bir daha ölümler olmasın, bir daha böylesi acılarla karşı karşıya kalmayalım diye barış metnini imzaladık." diye konuştu.

Dev Sağlık-İş Genel Sekreteri Gürsel Kaya ise, "5 gündür burada, barış için nöbet tutuyoruz. Bu ülkede barış gelinceye kadar mücadeleye devam diyoruz. Tekellerinde bulundurdukları basınıyla, yandaşlarıyla, paramiliter güçleriyle, mafya güçleriyle insanları sindirmek diktatörlerin karakterinde vardır. Çünkü kendi düzenlerini yürütmenin başka bir yolu yoktur. Bugün bu ülkenin akademisyenlerini, düşünürlerini cezaevlerine koymak, gözaltına almak ancak diktatörlerin diktatörlüklerini sürdürmek için izledikleri bir yoldur. Ama bilsinler ki diktatörlükler yıkılmaya mahkumdur. Biz bir kez daha sesleniyoruz; bizler bu ülkeyi, bu ülkenin tüm insanlarını seviyoruz. Bu ülkeye barış gelinceye, bu ülkenin güzellikleri birlikte paylaşılıncaya kadar mücadeleye devam edeceğimizi duyuruyoruz." şeklinde konuştu. CİHAN
<< Önceki Haber İstanbul Tabip Odası: Akademisyenlere yönelik cadı avına... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER