'İrtibat ve iltisak'ı icat eden yargının oyalama taktiği: OHAL Komisyonu

Uluslararası Af Örgütü tarafından hazırlanan raporda OHAL Komisyonu'nun başvuruları ciddiyetle ele alıp sonuca ulaştıran ve adalet dağıtan bir mekanizma olmaktan çok uzak olduğu vurgusu var.

SHABER3.COM

Geçen sene Ocak ayında kurulan ve Temmuz 2017'de Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile açığa alınan veya ihraç edilen kamu görevlileri ile kapatılan dernek ve kuruluşların başvurularını almaya başlayan Olağanüstü Hâl (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonu, Eylül ayında başvuru almayı sonlandırdı. Ekim ayı başında yazılı bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, komisyonun 118 bin 660 başvurudan 30 binini incelediğini, bin 900 kişinin görevlerine iade edildiğini, 28 bin 100 dosyanın ise reddedildiğini ifade etti.

Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi tarafından hazırlanan "Dönüşü Olmayan İhraçlar?: Türkiye'de Kamudan İhraç Edilenler İçin Etkin Çözüm Yok" başlıklı rapor ise komisyonun etkin bir çözüm yolu sunmadığını vurguluyor. Rapora göre, başvurular hakkında karar vermesi için herhangi bir zaman sınırı bulunmayan ve Türkiye'de idari makamlar için öngörülen 60 günlük cevap verme süresinden muaf tutulan komisyon, ihraç edilen çok sayıda kamu çalışanına bir yıldan uzun bir süre önce başvurdukları halde herhangi bir yanıt vermiş değil. HDP Kocaeli Milletvekili, TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu üyesi Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu da yanıt alamamış başvuruculardan biri…

"Bizim için işe dönmekten ziyade onur mücadelesi"

İzmit Seka Devlet Hastanesi'nde doktor olarak görev yaparken ihraç edilen Gergerlioğlu, Temmuz 2017'de yaptığı başvuraya henüz cevap alamamış. DW Türkçe'ye konuşan Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Milletvekili olduk ama komisyon bizi hâlâ değerlendirecek" diyor. Komisyonun ağır aksak çalıştığını ve verdiği ret yanıtlarının "gayri ciddi" olduğunu savunan HDP Milletvekili, "Sendika üyeliği gibi yasal olan faaliyetler haklı ihraç nedeni gibi sunuluyor" diye konuşuyor.

OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'nun, hakkında soruşturma olmayan veya açılmış davadan beraat eden kişileri görevlerine iade etmediğini belirterek, işe iade kararlarında standart kriterler olmadığı gibi ret kararlarına yazılan gerekçelerin ise "kopyala-yapıştır" şeklinde birbirine benzediğini söylüyor. Af Örgütü raporuna göre de, komisyonun ihraç kararlarını onamak üzere öne sürdüğü gerekçeler hukuki dayanak ve zeminden yoksun…

Komisyona başvuran kişiler, ret kararı aldıkları takdirde sırasıyla İdare Mahkemesi, Bölge İdare Mahkemesi, Danıştay, Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvurabiliyor. İhraç edilen doktor Gergerlioğlu, "Hukuk kırıntısı varsa komisyondan kabul alırım' diye düşünen başvurucular ret kararı ile şok yaşıyor. Ben de cevap bekliyorum, ret gelirse AİHM'e kadar gideceğim. Bu artık bizim için işe dönmekten ziyade bir onur mücadelesine dönüştü" diyor.

Komisyon işleyişinde AİHM etkisi

AİHM, KHK ile görevinden uzaklaştırılan öğretmen Gökhan Köksal'ın başvurusunu reddedince 15 Temmuz darbe girişimi sonrası ihraç edilenler çareyi, OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu'nda aramıştı. DW Türkçe'ye konuşan insan hakları hukukçusu Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, AİHM'in komisyon faaliyete geçmeden verdiği kararı eleştiriyor. "AİHM'in verdiği kararın zamanlaması kadar içeriği de kötüydü. Komisyonun nasıl çalıştığını görüp ona göre karar vermediği için komisyonun işleyişinde belli standartların geliştirilmesi, gerekçelerin daha düzgün yazılması ya da bu açılardan bir baskı kurulması ihtimali de ortadan kalktı" diyor.

Af Örgütü raporuna göre, OHAL döneminde 129 bin 612 kamu sektörü çalışanı KHK ile işinden ihraç edildi. İhraç edilen 3 bin 799 kişi daha sonra yine KHK ile görevine iade edildi. OHAL Komisyonu'nun ret kararlarında, yasaklı gruplarla bağlantılı olan veya olduğu varsayılan bankalar, yardım kuruluşları, sendikalar, medya kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve okullarla temasa geçmek gibi faaliyetler bir grupla "iltisaklı" ya da "irtibatlı" olmanın kanıtı olarak kullanılabiliyor. Komisyon kararlarının şeffaf bir şekilde kamuoyu ile paylaşılmadığını ifade eden Kerem Altıparmak, diğer yandan da, "iltisak" ve "irtibat" kavramlarının Türkiye'deki hukuk sisteminde daha önceden bilinmeyen kavramlar olduğunu söylüyor. "Elimizde ne hukuki tanım ne de içtihat var. Dolayısıyla komisyon neye 'iltisaklı' ya da 'irtibatlı' derse belirleyici o oluyor" diyerek komisyondan hukuka uygun karar çıkmasının mümkün olmadığını belirtiyor.

"OHAL değil, oyalama komisyonu"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldırım Kaya ise OHAL Komisyonu'nu "oyalama komisyonu" olarak nitelendiriyor. CHP Ankara Milletvekili Kaya, komisyonun ihraç edilen vatandaşların mahkemeye gitmesine erteleme amacıyla kurulduğunu savunarak, "OHAL Komisyonu dedikleri oyalama uygulamasından başka bir şey değil. Komisyona yapılan başvurular ile hukuki mücadele yolu engellenmek istendi" diye konuşuyor.

Yıldırım Kaya, OHAL Komisyonu'ndan çıkan kararların az sayıda olduğuna işaret ederek, "Kimi kamu görevlileri, haklarında takipsizlik ya da beraat kararı verilmelerine rağmen işlerine iade edilmedi. Gerçek bir komisyon olsa bu kişiler görevlerine iade edilirlerdi" diye ekliyor.

Burcu Karakaş / DW Türkçe
<< Önceki Haber 'İrtibat ve iltisak'ı icat eden yargının oyalama taktiği:... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER