[Hüseyin Odabaşı] Haset ve 15 Temmuz

Haset, dünya sevgisi gibi kötü ahlakın başıdır. Ne diyor hadis-i şerif dünya sevgisiyle alakalı; “Dünya sevgisi bütün hataların başıdır.” ( Beyhakî, Şuabu'l-İman 7/338, No: 10501)

SHABER3.COM

HÜSEYİN ODABAŞI- 

Haset, dünya sevgisi gibi kötü ahlakın başıdır. Ne diyor hadis-i şerif dünya sevgisiyle alakalı; “Dünya sevgisi bütün hataların başıdır.” ( Beyhakî, Şuabu'l-İman 7/338, No: 10501) Haset, insanının her şeye sahip olma duygusuna dayanır. Bu temel bir duygudur. Ebet arzusunun büyük bir sevgi ile dünya hayatına yönlendirilmesi ile ortaya çıkar. Rabbimizden talepte bulunmayı es geçerek başkalarının elindeki imkanlara göz dikmek anlamına gelir. Bu aslında nefsin bir oyunudur. Şeytanın güdümündeki nefsimiz ilk önce hiçbir hayrı işlemek istemez. Yanaşmaz. Fakat bir kimse nefsini dinlemez de Allah yolunda mesafe kat etmeye başladığında bu sefer haset duyguları hortlar. Haset elinden kaçan kuşun yeniden avlama hamleleridir. Ve bu tahripkar duygu bazılarında ömür boyu devam eder.
 Çare Üstadımızın dediği gibi Ene’yi yırtıp Hüve’yi çıkarmaktır. (Yirmi Dördüncü Söz, Beşinci Dal) Çünkü öncelikli bir vazife olarak enenin mahiyetini bilmeden ve onu ıslah etmeden mazhar olduğumuz maddî ve manevî nimetler kalbimizi değil enemizi şişirir ve böylece hüsranımız artar: “Biz, müminler için şifa ve rahmet olan, zalimlerin de sadece zararını artıran Kur'an'ı indiriyoruz.”(İsra, 82) Demek Kur'an-ı Kerim herkes için faydalıdır diyemeyiz.    “Kalplerinde gizli inkâr hastalığı vardır. Allah hastalıklarını daha da artırmıştır.” (Bakara, 10) Ne demişler: “Halkın isti‘dâduna vâ-bestedür âsâr-ı feyz, ebr-i nîsandan sadef, dürdâne; ef’î, sem kapar.” Nisan yağmuru; sedefe düştüğünde inci, yılanın ağzına düştüğünde ise zehir olur. İşte hasetçinin ağzına düşen her lütuf onda kin ve nefrete dönüşür. Yani haset virüsü daha çok sermayesi olanlarda meydana gelir. “Hasetten çekinin. Zira haset bir ateşin odunu yakıp tükettiği gibi iyi amelleri yakar bitirir.” (Ebu Davud, Edep)   Haset marazı, daha çok hizmet edenler için, Allah yolunda banamasın demeden koşturanlar için ve Kur’an’a talebe olanlar için geçerlidir. Haset darlığın değil varlığın imtihanıdır. Eşkıya, sermayesi olmayan kervana saldırmaz. Mevlâna Hazretleri 40 yıllık ibadet ambarında bir avuç buğdayı kalmayanlara sorar: “Hep ibadet edip çalıştığın halde 40 yıllık ibadet ambarında neden hatırı sayılır bir sermayen kalmadı?”(Http://semazen.net) Çünkü sen haset farelerinin ve günah güvelerinin ibadet ambarına dadanmalarına mâni olmadın, olamadın. Önce haset farelerine mâni ol, sonra ambarına buğday taşı.    İlk haset olayı İnsanoğlu yaratıldığında yaşandı. Hz. Adem’in özel bir maharetle yaratılmasına dayanamayan Şeytan (Azazil) haset ve kıskançlık krizlerini aşamadığından Allah’ın “Ademe saygı duy” emrini kulak ardı etti. Şeytan’ın bu çekememezliğini, itaatsizliğine gerekçe olsun diye ileri sürdüğü “Ben O’ndan daha hayırlıyım. Çünkü, beni ateşten O’nu topraktan yarattın” (Al -i İmran, 12) mazeretinden çıkarmak mümkün. Ve meleklerin seviyesinde bir Azrail'ken hasedi sebebiyle Şeytan’a dönüştü.    Derken çekememezlik Adem’in evlatlarına da sıçradı. Kabil Habil’e verilen şeylerden dolayı hasedine yenik düştü ve O’nun canına kıydı. Katil oldu. Kıyamete kadar işlenen her cinayette kendi payına düşen bir günah oluştu. Yusuf ve kardeşleri arasındaki hasedi çekememezliği, bilmeyenimiz var mı? Bir peygamber ve kısmen de idareci olan babanın varisi olabilmek kardeşler arasındaki haset ateşini tetikledi. Şeytan’ın da dürtüklemesiyle aralarında şu karara vardılar: “Yusuf'u öldürün yahut onu uzak bir yere atın ki babanızın sevgi ve teveccühü yalnız size kalsın.” (Yusuf Suresi, 9)   Yusuf'un (a.s) kardeşlerinin yerine günümüzün siyasal islamcılarını, Yusuf'un yerine de hizmet hareketini koyarak bu ayeti yeniden okuyalım. “Bu cemaati öldürüp yok edelim veya uzak beldelere göç etmek zorunda bırakalım ki özellikle eğitim hamleleriyle Türk milletinde oluşan bu sevgi, ilgi ve teveccüh yalnız bize kalsın.”   Şeytan Allah’ın Hz. Adem’e olan teveccühünü kıskandı. Kabil de Habil'in haklılığına dayanamadı, kabullenemedi. Yusuf'un kardeşleri de Yusuf'un seçilmişliğine tahammül edemediler. Ve bu hasetçiler bütün hasetçiler gibi 15 Temmuz tuzağını kuran günümüzün hasetçilerine kadar tuzak kurma yoluna gittiler.  “Evladım dedi babası: “Sakın bu rüyanı kardeşlerine anlatma! Sonra seni kıskandıklarından sana tuzak kurarlar.”(Suat Yıldırım, Yusuf Suresi, 5) Evet, bütün hasetçiler tuzak kurar, karalama yapar.  Tuzak kurarlar ama kurdukları tuzaklara yine kendileri düşer. Hasetçi hem tahripkâr hem de ahmak olduğundan zararı büyüktür. Alem -i İslam’da günümüze kadar yaşanan bütün bozgunların başlamasına sebep olan Viyana bozgununun altında, Kara Mustafa Paşa'nın başarısını çekemeyen Giray Han’ın Osmanlı ordusunu düşmanların arkadan sarmasına göz yumması, müsaade etmesi vardır. Bu bakımdan tarih, pire için yorgan yakan ahmak hasetçilerle doludur.   O zaman hasedi ve hasetçileri yenme adına ne yapalım? Yusuf Has Hacip, haset ve hasetçilerin zararından kurtulmak için geri adım atmayı tavsiye eder. “Bir kimse sana çıkar yüzünden düşman olursa sen kendi çıkarından vazgeç ve onunla barış sağla. Bu tür düşmanın çıkarı gözetilirse o sana yaklaşır minnet duyar.” (Kutadgu Bilig, 173) Müslümanların birbirine düşüp de ardı arkası kesilmeyen savaşlarla telef olmaması için Muaviye karşısında hilafetten vazgeçen Hz. Hasan Efendimizin bu davranışını Peygamberimiz (SAV) işaret- i gaybi olarak takdir etti, biliyorsunuz: “Şüphesiz benim bu torunum Seyittir. Onun vasıtasıyla Allah Müslümanlardan iki büyük fırkanın arasını bulacaktır.” (Buhari, Sulh,9)   Bostan ve Gülistan sahibi Sadi Şirâzi’ye göre, hasetçiye haset ettiği şeyi vermek de bazen çare olmaz: “Çünkü o senin elindekini istemiyor o, senin yok olmanı istiyor.” der. O zaman Allah’a sığınmaktan başka çare kalmıyor; Haset etmekten ve hasetçilerin şerrinden Allah’a sığınırım! Amin. Pire için gözü doymadığından yorgan yakmaktan çekinmeyen ahmak hasetçilerin şerrinden Rabbimize sığınıyoruz. Amin!
<< Önceki Haber [Hüseyin Odabaşı] Haset ve 15 Temmuz Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER