Herkes için 'Örnek Hayatlar'

Samanyoluhaber.com yazarı İlahiyatçı Dr. Ali Demirel her yazısında müslümanlar için 'örnek hayatlar' dan hatırlatmalar yapıyor

SHABER3.COM

ALİ DEMİREL- SAMANYOLUHABER.COM 

ÖRNEK HAYATLAR

O günler, sabredilmesi gereken günlerdi

Dâru’n-Nedve’de tek başına kaldığı için sözünü dinletemeyen Ebû Tâlib çok dertliydi. Üstelik Mekkeliler, ona da diş göstermiş, “Sahip çıktığın sürece bu sıkıntıyı sen de çekeceksin!” mesajını vermişlerdi. 
Baba emaneti yeğeninin hatırına herkese kucak açan insan, Ebû Tâlib’ten başkası değildi. Bütün tehlikeleri göğüsleyerek her¬kesi kendi himayesine aldı. Bundan böyle inanan herkes için yeni adres, Şi’b-i Ebî Tâlib (Ebu Talib mahallesi) idi. 
Bugünkü toplama kamplarından daha beterdi Şi’b-i Ebî Tâlib! Bundan sonraki üç yıllık hayat, kıt kanaat imkânlarla kurulan ya¬malı çadırlarda geçecekti. Üstelik Şi’b-i Ebî Tâlib’e giden bütün yolları tutmuş ve etrafta kuş uçurtmuyorlardı.
Musibetler sağanak halde yağıyordu
Güçleri yetse, Mekke’nin havasını da kendi tekellerine alacak ve bir nefes oksijenden bile mahrum edeceklerdi. 
Su yoktu. 
Yiyecek yoktu. 
Doktor yoktu. 
İlaç yoktu. 
Günlerin musibet olup sağanak sağanak yağdığı günlerdi Şi’b-i Ebî Tâlib. 
Çoluk çocuk, yaşlı ihtiyar, hasta herkes aynı musibeti ya¬şıyordu.
Masum çocukların Fârân Dağları’na çarpıp gelen seslerinden gözlere uyku girmiyordu. Yiyeceğin olmadığı bu zeminde suya hasret giden dudaklardan, semalar ötesine yükselen kim bilir ne yanık nâmeler söz konusuydu.
Bir lokma yiyecekten bile mahrum bırakılmışlardı. Çaresizlikten elinde avucunda ne varsa onu satmak için yola çıkanlar en¬gelleniyor, şöyle veya böyle bir alıcı ile buluşanların da alış-verişi¬ne engel olunuyordu. 
Zalimler, alış-veriş yapma¬yı, yan yana gelip oturmayı, hatta konuşmayı bile yasaklamışlardı. O sıkıntılı günlerde gözünü dünyaya açanlar da Şi’b-i Ebî Tâlib’de ölenler de vardı. 
Davalarına ihanet etmediler
Ebû Cehiller fark edememişti. Bu öyle bir dava idi ki dünden bu tarafa nice zalimler, zulümleriyle köpürüp durmuş ama bu davanın erlerini yolundan çevirememişti. Bugün de çeviremeyeceklerdi. İnanan insan, yeri geldiğinde ağaç kabuğu ve yaprağı da yerdi ama Ebû Cehiller istedi diye davasına ihanet etmezdi ve et¬mediler.
Ebû Cehillere inat ashâb-ı kirâmda, müthiş bir kenetlenme söz konusuydu. Sıkıntılı da olsa şimdi Şi’b-i Ebî Tâlib, âdeta herkesi içine alan geniş bir ev gibiydi. 
Belki de bu günler, Varaka İbn-i Nevfel’in, ilk günden ha¬ber verdiği günlerin habercisiydi. 
Belli ki bu günler, Hakk’ın hoşnutluğunu kazanıp sâhil-i selâmete ermek için sabredilmesi gereken günlerdi...,,

TWİTTER : @aliihsandemirel


<< Önceki Haber Herkes için 'Örnek Hayatlar' Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER