Suç 'Doğa'nın mı, YOKSA...

Samsun'da yaşanan sel felaketinin ardından Sabah Gazetesi'nin bugünkü manşeti başta olmak üzere, medyada yer alan bazı ifadeler, ilahiyatçılara göre adeta buram buram şirk kokuyor.

Suç 'Doğa'nın mı, YOKSA...

9 kişinin ölümüne sebep olan dere taşması olayını manşetten "Doğanın öcü felaket oldu" başlığıyla gören Sabah Gazetesi, din adamlarına göre, bu ifadesiyle 'dini açıdan sorunlu' bir yayıncılığa imza atıyor. Gazetelerdeki bu ifadeyi net bir dille eleştiren İlahiyatçı Prof. Dr. Faruk Beşer, doğa ve tabiat olaylarının arkasında Allah'ın olduğunu ifade ederek, direkt bunu doğa yapmış gibi göstermenin Allah'ı devreden çıkarmak, ona şirk koşmak anlamına geldiğini ifade etti. Bu tarz söylemlerin kesinlikle doğru olmadığını belirten Beşer, önemli bir hususa daha dikkat çekerek, bu ifade mecaz anlamda kullanılmış olsa dahi, imanı güçlü olmayan, bilgisi zayıf insanları da 'sanki bu olayı doğa yapmış da arkasında bir Yaratıcı yokmuş gibi' bir görüşe sevk edebileceğinden, bunun her iki tarafın da hanesine günah olarak yazılabileceğini belirtti. Beşer: "Böyle bir ifade kesinlikle hatadır ve bu hatayı medyamız bilerek ya da bilmeyerek yapıyor. Bazen kadere isyan ediyor, bazen tabiata isyan ediyor. Bazen böyle olması kader değildir diyor. Halbuki bunların hepsi bir kaderdir. Ama her kader bir sebebin sonucudur. Bütün bunları ayırmayan insanlar böyle sorumsuzca laflar söylerler. O sorumsuzca laflar sadece kendi şirklerini, küfürlerini anlatmış olmaz. Aynı zamanda inancı ve bilgisi zayıf insanları da kandırır, aldatır onlar da böyle bir inanca sevk olunurlar. Oysa ki Efendimiz (S.A.V) buyuruyor ki, 'Bir kötülüğe sebep olan kişi o kötülüğü yapmış gibi günah alır, bir iyiliğe de sebep olan kişi o iyiliği yapmış gibi sevap alır.' Dolayısıyla böyle sözler çirkin sözlerdir. Kınanacak sözlerdir. Biz de onları Allah'a havale ediyoruz.' dedi. Sorumlular hakkında soruşturma yapılmasını gazetecilik faaliyeti gereği talep etmesi gereken basın yayın organlarının olayı sadece 'Doğa öç aldı' gibi ifadelerle manşetine taşıması, bu yolla durumu hafif gösterme çabası olarak görülüyor. Bilgisine başvurduğumuz İlahiyatçı Prof. Dr.Beşer de bu konuya dikkati çekiyor. Beşer; "İnsanların hatası sonucu meydana gelen olayların, sebepler dairesinde değerlendirilmesi gerektiğini vurgulayarak, "İnsanlar hata yaparlar, planlamayı yanlış yaparlar, yapılmaması gereken yere ev yaparlar.. Ona ruhsat veren belediyeyi de hesaba çekmek lazım. Oraya binayı tehlikeli yere yapanlara da hesap sormak lazım, onları da cezalandırmak lazım. Böyle olunca sadece bir tabiat olayı olarak kalmıyor. Bunlar da işin öbür çirkin yanı.. diyor. Beşer şöyle devam ediyor: Bizler yaptığımız işi en güzel şekilde yapmalıyız. Bu bizden istenen bir şey. Yağmur yağıyor da kanalizasyonlar tıkanıyorsa, sel felaketi oluyorsa, evleri su basıyorsa, öyle yapmalıyız ki bunlar olmamalı. Bunlara sebebiyet verenler insanlar.. Biz görevlerimizi yapmıyoruz sonra Allah'ı suçluyoruz. Allah asla abesle iştigal etmez. Allah kuluna asla zulmetmeyi sevmez." TUĞBA KARAGÜLLE / SAMANYOLUHABER.COM
<< Önceki Haber Suç 'Doğa'nın mı, YOKSA... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER