Dağbaşında akreditasyona tepki

Helikopter kazası sonrası haber çekimi için enkaz alanına giden CİHAN kameramanı Lütfi Aykurt'un askeri helikoptere alınmamasına tepki yağıyor...

<b>Dağbaşında akreditasyona tepki</b>

BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası sonrası haber çekimi için enkaz alanına giden Cihan Haber Ajansı (CİHAN) kameramanı Lütfi Aykurt'un askeri helikoptere alınmamasına basın kuruluşları ve gazeteciler tepki gösterdi. Konuyu değerlendiren medya mensupları, Genelkurmay Başkanlığı'nın soruşturma açması gerektiğini belirtti. Konuyla ilgili soruları cevaplayan Medya Etik Konseyi Başkanı Halit Esendir, yapılanın kesinlikle insani bir tavır olmadığını dile getirdi. Kurumu ne olursa olsun herhangi bir gazetecinin o şartlarda dağ başında bırakılmasının doğru olmayacağını belirten Esendir, "Olağanüstü şartlarda müdahale eden kişilere ve normal mesleğini yapan bir insana orda ölüm tehlikesi de olabilir. Herhangi bir gazeteci herhangi bir ajans olabilir hiçbir fark etmez. Dağda bir haber takibinde ve orda kalmanın mümkün olmadığı bir durumda bırakılması kesinlikle doğru değil" şeklinde konuştu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Başkanı Orhan Erinç, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu ve beraberindeki 5 kişinin hayatını kaybettiği helikopter kazası sonrası haber çekimi için enkaz alanına giden Cihan Haber Ajansı (CİHAN) kameramanı Lütfi Aykurt'un askeri helikoptere alınmamasına tepki gösterdi. Söz konusu tavrın kabul edilemez olduğunu vurgulayan Erinç, "Bu yaklaşım aynı zamanda söz konusu kurumun kendi içinde bir değerlendirme yapması zorunluluğunu ortaya koymuştur" ifadelerini kullandı. Konuyla ilgili soruları cevaplayan TGC Başkanı Orhan Erinç, kamu kurum ve kuruluşlarının mevzuat açısından, kamu görevi yapan basın mensuplarına yardım etmesi gerektiğini dile getirdi. Gazeteciler ve yayın organları arasında bir ayrıma gidilmesinin kesinlikle kabul edilemeyeceğini belirten Erinç, "Burada verilen bilgilerden açıkça anlaşılıyor ki; bir ayrım söz konusu. Türk basının önde gelen sorunlarından biri akreditasyon ve bunun gazetecileri etkilemesi de söz konusu. Biz meslek örgütü olarak akreditasyon konusu dahil, objektif yaklaşım önerilenden bulunuyoruz. Uygulamaları eleştiriyoruz. Ama ne yazık ki çeşitli nedenlerle böyle olaylar yine meydana geliyor" şeklinde konuştu. Yapılanın görev anlayışıyla da bağdaşmadığını vurgulayan Erinç, "Bu yaklaşım aynı zamanda söz konusu kurumun kendi içinde bir değerlendirme yapması zorunluluğunu ortay koyuyor." şeklinde konuştu. Erinç söz konusu uygulamayı kesinlikle kabul edemeyeceklerini sözlerine ekledi. Sabah Gazetesi yazarı Nazlı Ilıcak da Aykurt'un dağ başında kaderine terk edilmesine tepki gösterdi. Ayrımcılığın fevkalade çirkin bir tutum olduğunu belirten Ilıcak, "Doğan Haber Ajansı muhabirini helikoptere alıyor, Cihan Haber Ajansı muhabirini almıyorsa bu çok çirkin. Herhalde bu bilgi Genelkurmay'a ulaşırsa bir soruşturma da açacaktır." diye konuştu. Olayın bir de insani boyutu olduğuna dikkat çeken Ilıcak, "Ne olursa olsun düşmanın dahi olsa, yaralı bir PKK'lı olsa almayacak mısınız? Orda ölüme mi terk edeceksiniz? Bu son derece ayıp, çirkin bir olay." ifadelerini kullandı. Ilıcak vahim olayın ulaşması halinde Genelkurmay'ın soruşturma başlatacağına inandığını söyledi. Yaşanının normal olmadığını belirten Star Gazetesi Başyazarı Mehmet Altan ise, "Bu düzeyde bir zıtlaşmanın, kamplaşmanın, düşmanlığa varan bir önyargının Türkiye'de var olması Türkiye'nin hangi düzeyde olduğunu gösteriyor, çok üzüntü verici" şeklinde konuştu. Radikal Gazetesi yazarlarından Oral Çalışlar da yaşanan olayın kabul edilemeyeceğini dile getirdi. Çalışlar, "Herhangi bir gazeteci her ne şartla olursa olsun ayrıma tabi tutulmasını doğru bulmuyorum. Bu olay içinde bu düşüncelerim geçerlidir. Zaten yarınki yazımda da bunu ele alıyorum. Genelkurmay Başkanı'nın Harp Akademileri'ndeki açıklamasında bazı basın kuruluşlarının dışarıda bırakılması da doğru değil" şeklinde konuştu. Komutan dağ başında, -15 derecede akredite olmayan bir kurumdan olduğu için gazeteciyi helikoptere almadı ama Doğan Haber Ajansı'nın muhabirini aldı. "NASIL GELDİYSEN ÖYLE İNERSİN" Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Abdülhamit Bilici'nin Zaman Gazetesi'nde yazdığı şok yazının ilgili bölümü: Cihan Haber Ajansı'nın yöneticisi sıfatı ile kendi yaşadığım bir tutarsızlığı paylaşayım. Malum, geçen ay Türkiye Rahmetli Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının kazasına kilitlenmişti. Muhabir ve kameraman arkadaşlarımız da ağır şartlarda bölgede çalışıyordu. Rahmetli meslektaşımız İsmail Güneş'in naşının bulunduğu haber üzerine, arkadaşımız Lütfi Aykurt, gazeteci refleksiyle 4,5 saat yürüyerek bölgeye ulaştı. 15.30'da işi bittiğinde 2500 metre yüksekte hava iyice soğumuş; orada sadece birkaç köylü ile Lütfi kalmıştı. Sağolsunlar, Jandarma Arama Kurtarma ekipleri "Seni burada bırakamayız. Hava soğuyor ve buradan inmen zor, helikopterle götürelim" diyor. Lütfi, helikoptere binmeye hazırlanırken, bir komutan hangi kanaldan olduğunu soruyor ve ajansın adını öğrenince, 'sivil olduğu için helikoptere alamayacaklarını' söylüyor. Lütfi, helikoptere alınan DHA muhabirinin de sivil olduğunu nazikçe hatırlatınca, komutan tersleyip "Nasıl geldiysen öyle inersin" diyerek arkadaşı dağ başında bırakıyor. Evet, çektiği kurtarma çalışmaları gün boyu ekranlarda dönen bir gazeteciye yapılan bu. Salonları anladık, hayati tehlikenin olduğu bir yerde de malum akreditasyon uygulanıyor. Olay bize intikal ettiğinde, sansayon oluşturmak çok kolaydı. Ama "Kişisel bir hatadır, Mehmetçik bunu yapmaz" dedik. Lütfi, kendisiyle gurur duyduğumuz bir personelimizdi. Ama daha önce bir vatandaş ve bir insandı. Genelkurmay Başkanımız evrensel demokrasi standartlarından söz açmışken, bunu samimi kabul edip sormak istedim: Paşam, dağda kalsam beni kurtarır mısınız?
<< Önceki Haber Dağbaşında akreditasyona tepki Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER