Zamanaşımı, süresiz af gibi işliyor

Yüce Divan davalarıyla yeniden gündeme gelen zamanaşımı, sürekli yürürlükte olan bir af yasası gibi çok sayıda suçlunun cezasız kalmasına yol açıyor

Zamanaşımı, süresiz af gibi işliyor

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Nuri Ok’un, Yüce Divan’da yargılanan eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski bakanlar Güneş Taner ve Yaşar Topcu hakkındaki davaların zamanaşımından düşürülmesini istemesi dikkatleri yeniden ‘yargıdaki zamanaşımı sorunu’na çekti. Adalet Bakanı Cemil Çiçek, konuyla ilgili açıklamasında herkesin zamanaşımı konusuna dikkat etmesi gerektiğini belirterek bunun bir anlamda af gibi sonuç doğurduğunu vurgulamıştı. Adalet Bakanlığı’nın istatistiklerine göre her yıl davaların yaklaşık yüzde 20’si zamanaşımı nedeniyle ortadan kalkıyor. Geçen yıl temyiz başvurusuyla Yargıtay’a gelen 10 bin 487 davada zamanaşımı kararı verildi. Sonuç itibarıyla suçlular cezasız kaldığı için toplumun adalete güveni azalıyor, insanlar haklarını aramak için mafya gibi yargı dışı yöntemlere başvuruyor. Türkiye’de özellikle mahkemelerdeki ‘aşırı iş yoğunluğu, yargının altyapısındaki sorunlar, çelişkili bilirkişi raporları, sanıkların kaçması ve yasalardaki boşlukların davalılar tarafından suiistimal edilmesi’ gibi nedenlerle yıllarca süren birçok dava zamanaşımına uğrayarak düşüyor. Bankaların hortumlanması başta olmak üzere yolsuzluklarla mücadele amacıyla 2000 ve 2001’de gerçekleştirilen 30’dan fazla operasyon yargı aşamasında hız kesti. Sanıklar davaları uzatmak ve zamanaşımından yararlanabilmek için yasadaki boşluklara başvurdu. Bunun için başvurulan yöntemlerin arasında davayla ilgili tebligatlarda yaşanan aksamalar, sık sık avukat değiştirilerek ek süre istenmesi, çelişkili bilirkişi raporları nedeniyle yeni bilirkişi tayini, savunma süresi gibi sanığa tanınan sürelerin olabildiğince uzatılması ve ek süre talepleri geliyor. Sanıkların davayı uzatma girişimlerinin yanı sıra yasalardan ve mahkemelerin işleyişinden kaynaklanan problemler de davaların gecikmesine yol açıyor. Ayrıca çeşitli suçlardan dolayı haklarında ceza davası açılan binlerce sanık, davalarını zamanaşımına uğratmak için mahkemelerden kaçıyor. İstanbul, Ankara ve İzmir gibi sadece 3 büyük şehirde mahkemelerin verdiği gıyabi tutuklama kararıyla aranan kişi sayısı 200 bini buldu. Türkiye’de sağlıklı bir adres sisteminin bulunmaması nedeniyle sanıklar ikametgahlarını değiştirerek izlerini kolayca kaybettiriyor. Bu nedenle polisin aranan kişileri yakalayıp mahkemeye teslim etme çabaları sonuç vermiyor. Adalet Bakanlığı müfettişleri, mahkemelerde yaptıkları teftişlerde davaların gecikmesine ve zamanaşımına uğramasına yol açan çok sayıda hukuka aykırı işlem ve eksiklik tespit ediyor. Bakanlığın internet sitesinde de maddeler halinde sıralanan tavsiye listesinde zamanaşımı sürelerinde hata yapılmaması, davaları uzatacak tutumlardan kaçınılması, belgelerin zamanında işleme konulması, bilirkişi seçiminde dikkatli davranılması gibi uyarılar yer alıyor. Zamanaşımı sürelerinin kısa olması ve çok sayıda davanın bu yüzden sonuçsuz kalması nedeniyle yeni Türk Ceza Kanunu’yla bu süreler önemli ölçüde uzatıldı. Buna göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasında zamanaşımı 20 yıldan 30 yıla, 20 yılın üzerindeki hapis cezalarında 15 yıldan 20 yıla, 5 yıl ile 20 yıl arasında hapis cezası gerektiren suçlarda 10 yıldan 15 yıla, 5 yıldan düşük hapis cezalarında ise zamanaşımı 5 yıldan 8 yıla çıkarıldı. Çocuklar hakkında ise zamanaşımı süreleri daha kısa tutuldu. Zamanaşımı süreleri 12 -15 yaş arasındaki çocuklar için yarıya düşerken, 15-18 yaşındakiler için 3’te 2 olarak uygulanıyor. Kamuoyunun merakla takip ettiği birçok dava aynı akıbete uğradı Susurluk’un kayıp silahları: Emniyet Özel Harekât Dairesi eski Başkan Vekili İbrahim Şahin’in de aralarında bulunduğu 10 polisin “kayıp silahlar” davası zamanaşımına uğradı. Örtülü ödenek: Eski DYP Genel Başkanı Tansu Çiller’in başbakan olduğu dönemde örtülü ödenekten dolandırıcı Selçuk Parsadan’a verildiği öne sürülen 5,5 milyar liranın tahsili davası zamanaşımına uğradı. Alaattin Çakıcı: Alaattin Çakıcı hakkında Hıncal Uluç, Emin Cankurtaran, Engin Civan’ı yaralamaya azmettirmekten açılan davalar zamanaşımından düştü. Cavit Çağlar: Cavit Çağlar’ın şirketi Nergis Holding AŞ’nin, 1995’te Ascor firmasına ait 91 paravan şirketten aldığı sahte faturalarla 445 milyar liralık haksız KDV aldığı iddialı dava, zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle düştü. Türkbank: Türkbank ihalesine fesat karıştırmak suçundan yargılanan Korkmaz Yiğit, Hayyam Garipoğlu ve Mehmet Kocabaş hakkındaki dava zamanaşımına uğradı. Halk Bankası: Eski Halkbank Genel Müdürü Yenal Ansen ve bazı yöneticilerin Garibaldi firmasına 14 milyon 250 bin dolar kredi kullandırmalarıyla ilgili dava zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırıldı. İşkence davaları: İşkence yapmaktan yargılanan ve işkence yaptıkları, Adli Tıp Kurumu raporlarıyla belgelenen çok sayıda polis hakkında açılan dava zamanaşımına uğradı. Hayalî ihracat: Hayalî ihracat yolsuzluklarıyla gündeme gelen Yahya Demirel’in hayali ihracat davası 1987 yılında zamanaşımına uğradı. Orhan Aslıtürk: ‘Naylon fatura’ yolsuzluğundan hakkında dava açılan eski Şişli Belediye Başkanı Gülay Çokay’ın eski kocası Orhan Aslıtürk’ün vergi kaçakçılığından İstanbul’da yargılandığı dava zamanaşımına uğradı. Sarı Avni: Sarı Avni lakaplı uyuşturucu kaçakçısı Avni Musullulu silah kaçakçılığı nedeniyle açılan davada zamanaşımından yararlandı. Çetin Emeç cinayeti: Çetin Emeç ve Turan Dursun’un öldürülmesi olayında yardım ve yataklık yaptıkları gerekçesiyle haklarında dava açılan 7 kişi zamanaşımı nedeniyle yargılanamadı. Batık bankalar: 1994’teki ekonomik kriz sırasında batan TYT Bank, Marmarabank ve İmpexbank’ın sahipleri Bülent Ener, Atilla Uras, Eliyeşil ailesi ve damatları Emlakbank eski Genel Müdürü Bülent Şemiler hakkında açılan davalar zamanaşımına uğradı. ZAMAN
<< Önceki Haber Zamanaşımı, süresiz af gibi işliyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER