'Yunan arıları balımızı çalıyor'

Yunanistan'ın Midilli adasındaki arıcılara ait arıların Aydınlılar'ın "çam balımızı çalıyorlar" iddiası...

'Yunan arıları balımızı çalıyor'

Balkan Arıcılar Birliği Genel Başkan Yardımcısı Ziya Şahin, ''Milli park ilan edilerek arıcıların girmesi yasaklanan Aydın'ın Güzelçamlı bölgesine 2 kilometre uzaklıkta bulunan Yunanistan'ın Midilli adasındaki arıcılara ait arılar bizim parkımızdaki çam balımızı çalıyor'' dedi. Şahin, yaptığı açıklamada, dünya çam balı üretiminin yüzde 92'sinin Türkiye'de yapıldığını, çam balı üretimi yapılan alanların yüzde 75'inin ise Muğla'da bulunduğunu söyledi. Şahin, ''Türkiye'nin toplam bal üretimin yüzde 30'u Muğla'da yapılıyor. İhraç edilen balın tamamına yakını Muğla'dan gönderiliyor. Bu nedenle Muğla, bal üretimi açısından dünya çapında büyük önem taşıyor'' dedi. Ziya Şahin, Yunanistan'ın bal üretimine ve arıcılığa çok büyük destek verdiğine işaret ederek, şöyle konuştu: ''Türkiye'de bal üretimine uygun alanlar yangınlarla, kaçak kesimlerle ve mermer ocakları ile yok ediliyor. Komşumuz Yunanistan'da ise bu alanlar koruma altına alındı. Aydın'ın 'Güzelçamlı' bölgesi Milli Park alanı ilan edildi ve buraya arıcıların girmesi yasaklandı. Ama bu parka 2 kilometre mesafede bulunan Yunanistan'ın Midilli adasındaki arıcılara ait arılar, bizim parkımızdaki çam balımızı çalıyor, buradan onlar yararlanıyor. Arılar, 5 kilometre mesafeye kadar uçup, bal toplayabiliyor. Çam balı; kızıl çamların dallarındaki ' Marchelina Helenica' adı verilen 'Basra'' böceği denilen böceğin salgısıdır. Bizim üreticilerimiz bundan yararlanamıyor ama Yunan üreticiler bizim ormanlarımızdan bu şekilde yararlanıyor. Biz, Milli Park alanının Türk arıcılara açılması ve Türk arıcılık yasasının bir an önce çıkartılmasını istiyoruz.'' -ARICILIK KÜRESEL ISINMA VE KİRLİLİK TEHDİDİ ALTINDA- Şahin, arıcılık sektörünün Muğla'da önemli bir yere gelmesine rağmen arıların bal yaptığı doğal çevrenin hızla yok edildiğini belirterek, ''Muğla'da bulunan mermer ve taş ocakları, turizm atıkları ve termik santraller arıcılığımızı tehdit ediyor'' diye konuştu. Muğla'da yaklaşık 6 bin ailenin geçimini bal üretiminden sağladığına işaret eden Şahin, şunları söyledi: ''Biz, arıcılık yapılan bu alanların koruma altına alınmasını istiyoruz. Yüzde 68'i ormanlarla kaplı Muğla'da sadece yüzde 14'lük bir alanda arıcılık yapılabiliyor. Bal üretilen alanlarda yapılaşmaya izin verilmemeli. Bu bölgelerde bulunan taş ve mermer ocakları kapatılmalı. Arıcılık ve mermercilik yapılacak alanlar kesin çizgilerle belirlenmeli. Küresel ısınmanın neden olduğu olumsuz sonuçlar nedeniyle arıcılık artık bitme noktasına geldi, arıcılık için tehlike çanları çalıyor. Muğla'da yılda ortalama 35 bin ton bal üretiliyor. 2006 yılında bal üretiminde yaşanan azalmanın nedeni küresel ısınmadır.'' Muğla'da yaşanan orman yangınlarının da arıcılık sektörünü olumsuz etkilediğini söyleyen Şahin, ''Yanan ormanlık alanlarda 60 yıl arıcılık yapılmaz, bu bölgelerden 60 yıl boyunca bal alınamaz'' diye konuştu. -''YATAĞAN TERMİK SANTRALİ ARICILIĞI TEHDİT EDİYOR'' Muğla'nın Yatağan ilçesinde arıcılık yapan Yılmaz Turgut ise Yatağan Termik Santrali'nin bölge arıcılığını tehdit ettiğini iddia ederek, şunları söyledi: ''Geçmiş yıllarda üretim çok fazlaydı. Bal üretimi her yıl azalıyor. Bunun nedenleri arasında bölgede bulunan Yatağan Termik Santrali de var. Santralden kaynaklanan kirlilik nedeniyle arıların bal topladığı çam ağaçları kuruyor. Çam balını 'Basra' dediğimiz bir böcek üretiyor. Santral ve mermer ocaklarından kaynaklanan kirlilik nedeniyle bu böceğin yaşam alanları daraldı. Arıcılara devletin sağladığı destek yetersiz.'' -MUĞLA ÇAM BALI- Öte yandan, Muğla Arı Yetiştiricileri Birliğine ait internet sitesinde ''Muğla Çam Balı ve Bal'' hakkında şu bilgiler yer alıyor: ''Yapılan klinik gözlemler ve deneysel araştırmalar sonucu, çam balının 'antibakteriyel' ve 'antienflamatuar' özelliklere sahip olduğu ortaya çıkmıştır. Bal, yaralardaki enfeksiyon ile ölü hücrelerin ağrısız olarak temizlenmesinde ve yeni dokuların gelişmesinde son derece etkilidir. Balın ilaç olarak kullanılışından tarihi yazıtlarda dahi bahsedilmektedir. Günümüzde de bilim adamları ve doktorlar balın yaraların tedavisindeki etkisini yeniden keşfetmektedirler. Bal ılık suyla karıştırıldığında 7 dakika içinde kana karışır, hızlı bir enerji kaynağıdır. İçerdiği serbest şekerlerden dolayı beynin çalışması kolaylaşır. Bal, fruktoz ve glikoz gibi basit şekerlerin doğal bir karışımıdır. Yapılan son araştırmalara göre, şekerlerin bu kendine has karışımı yorgunluğun giderilmesinde en etkili yöntemdir ve atletik performansı artırmaktadır. Kan yapımına destek olur. Bal, kan yapımı için vücudun gereksinim duyduğu enerjinin önemli bir bölümünü karşılar. Ayrıca kanın temizlenmesine de yardımcı olur. Kan dolaşımını düzenleyici ve kolaylaştırıcı yönde etkisi vardır. Damar sertliğine karşı önemli bir koruyucudur.''
<< Önceki Haber 'Yunan arıları balımızı çalıyor' Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER