Türkiye'nin geleceğini alt üst edecek büyük tehlike

Hukuk, Etik ve Siyaset Araştırmaları (HESA) Yeni Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu ve Türkiye’de Değişimin Yönü raporu hazırladı.

Türkiye'nin geleceğini alt üst edecek büyük tehlike

Hazırlanan raporda yasada yer alan bazı muğlak hükümlerin ‘işkence’ ve ‘faili meçhul cinayet’ gibi istihbarat örgütleri tarafından geçmişte kullanılmış olan hukuk ve insanlık dışı yöntemlerin yeniden kullanılacağı endişesi dile getirildi.

HESA'dan Prof. Dr. İbrahim Cerrah editörlüğünde Yeni Milli İstihbarat Kanunu ve Türkiye’de Değişimin Yönü – Milli İstihbarat Teşkilatı Kanunu’nda son değişikliklerin ‘özgürlük – güvenlik’ dengesi ve demokratik hukuk devleti açısından taşıdığı riskler başlıklı rapor hazırladı. Beş bölümden oluşan raporda ‘siyaset – istihbarat ilişkisi ve istihbaratın denetim sorunu, anayasal hak ve özgürlükler açısından yeni mit kanunu, yeni mit kanununa göre göre Türkiye’de istihbaratın yönü, yeni mit kanununa göre Türkiye’de değişimin yönü, istihbarat skandalları’ başlıkları yer alıyor.

İstihbarat kurumlarının varlık nedeni ve kime hizmet ettiği her ülkenin kendi rejiminin niteliğine göre farklılık göstereceğinin belirtildiği raporun sonuç kısmında, “baskıcı rejimlerde korunmaya çalışılan şey devletin bekası olmuş olsaydı istihbarat kurumlarının bunca hukuksuz ve keyfi kullanımına açık yasalara ihtiyaçları da olmazdı.” ifadelerine yer verildi.

Raporda ayrıca Türkiye’de içeriden ve dışarıdan gelen tehditleri öngörüp önleyemeyen, elemanları suç işleyen, sık sık yanılan, başka ülkelerin istihbarat örgütleri tarafından yanıltılan bilen bir istihbarat teşkilatının var olduğu öne sürüldü. Türkiye’nin gerek istihbarat kurumuna verdiği yetkiler ve gerekse medyaya koyduğu yasaklar ile gelişmiş ülkelerden daha çok bir Ortadoğu ülkesinin andırdığının altı çizildiği raporda şu değerlendirmelerde bulunuldu: “Hiçbir demokratik ve gelişmiş istihbarat kurumlarına bu kadar aşırı yetkiler verildiği görülmemiştir. Demokratik ve meşru yönetimler ayakta kalabilmek için hukuk dışı ve aşır yetkilerle donatılmış istihbarat kurumlarına değil, hukuka ve halka güvenirler. İstihbarat teşkilatlarına bu kadar yetkilerin verilmesi ancak baskıcı diktatörlerin ‘istihbarat’ devletlerinde görülür.”

Yeni MİT yasasında yer alan bazı düzenlemelerde İran’ın Devrim Muhafızları Ordusu’nun sahip olduğu bazı yetkilerinin örnek alındığının ileri sürüldüğü raporda şu tespitlere yer verildi: “MİY Yasası’na göre Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK) istihbarat konusunda milli güvenlik siyasetini belirleyecek görev ve yetkisi MİT’e devredilmektedir. Ayrıca, MGK kararları sadece tavsiye değerindeyken MİT bünyesinde oluşturulan Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’nun kararları ‘belirleyici’ nitelik taşımaktadır.

Raporda hukuk ihlalleri olarak belirlenen bazı maddeler ise şöyle: Anayasanın bireysel hak ve özgürlükleri teminat altına alan bazı maddeleri bu yas ile ihlal edilmiştir.

Anayasal bir kurum bile olmayan MİT’in içinde oluşturulan Milli İstihbarat Koordinasyon Kurulu’na tanınan ‘bağlayıcı/belirleyici karar’ alma yetkisi ile yürütme ve yargı erkleri ihlal edilmiştir.

Yasada yer alan bazı muğlak hükümler ‘işkence’ ve ‘faili meçhul cinayet’ gibi istihbarat örgütleri tarafından geçmişte kullanılmış olan hukuk ve insanlık dışı yöntemlerin yeniden kullanılacağı endişesi doğurmaktadır.

Yasada MİT elemanlarına adeta bir tür dokunulmazlık verilmektedir.


Bu yasaya göre hangi suç işlese işlesinler MİT elamanları hakkında yargı kurumları tamamen etkisiz hale getirilmiştir.

Yasada yer alan bazı hükümler PKK ve KCK gibi illegal örgüt elemanlarının MİT tarafından sanki MİT elemanıymış gibi kullanılıp yine MİT elemanlarının sahip olduğu dokunulmazlıktan yararlanma imkanı vermektedir.

HESA Başkanı Cerrah: Devleti sokaktaki gariban vatandaş yıkamaz

Raporun tanıtımının ardından Hukuk Etik ve Siyaset Araştırmaları (HESA) Başkanı Prof. Dr. İbrahim Cerrah, basın mensuplarının sorularını cevapladı.  Cerrah, "Devleti sokaktaki gariban vatandaş yıkamaz. Sıradan bir öğretim üyesi devleti yıkamaz, devlete çok büyük zarar veremez. Devlete en büyük tahribatı devlet gücünü elinde bulunduran insanların hukuku ihlal etmesi verir. Çünkü kanunlara istediğiniz şeyi koyabilirsiniz." dedi.

'TEK PROBLEM 17 ARALIK YOLSUZLUKLARINI ÖRTME ÇABASI DEĞİL'

'Bugün gazetelere de yansıdı önümüzdeki dönem içerisinde Güvenlik Bakanlığı adı altında bir yapı oluşturulmak isteniyor. Taslak çalışmasının olduğu öne sürüldü. Bunun başına şu an ki MİT Müsteşarı’nın getirileceği söyleniyor. Bunun sürdürülebilirliği ve yaşanabilirliği ne kadardır?' sorusuna ise Cerrah şu cevabı verdi: "Ben 17 Aralık’tan sonra yaşanan her şeyin aklıselim ile ve devlet akli ile takınır bir tutum olmadığını düşünüyorum. Bu yolsuzlukları, bu ithamları ki bu şu andaki çabaların cüzi bir kısmı, örtmek için her şeyi yapacaklardır. Tek problem 17 Aralık yolsuzluklarını örtme çabası değil. Türkiye üzerinde oynanan çok büyük bir proje var. Yolsuzluğa bulaşan insanları da bunların ortaya çıkması endişesi ile tehdit ve şantajla susturarak aslında, sadece yolsuzluğa bulaşan insanlar bunları yapıyor değiller."

(CİHAN)
<< Önceki Haber Türkiye'nin geleceğini alt üst edecek büyük tehlike Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER