Siyasal milliyetçilik kontrgerilla ile iç içe

Mehmet Altan son günlerin güncel tartışma temalarından biri olan milliyetçiliği ele alan yazılarını bir kitapta topladı

Siyasal milliyetçilik kontrgerilla ile iç içe

Türkiye’nin çalışkan kalemlerinden biri ve gazetemizin de başyazarı olan İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi profesörlerinden Mehmet Altan milliyetçilikle ilgili yazılarını Milliyetçilik ve Çeteler adlı bir kitapta bir araya getirdi. Altan’a birkaç soru yönelttik. Türkiye’de milliyetçiliğin 1970’lerden 2000’lere yaşadığı değişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Milliyetçiliği analiz ederken iki bağlamda ele almak gerekir. Birincisi derin devletin milliyetçilik adı altında geliştirdiği, derinleştirdiği kontgerilla anlayışı, ikincisi ise siyasal milliyetçilik. 1970’lerde siyasal milliyetçilikle kontrgerilla zihniyeti daha iç içe, daha ikiz kardeş gibiydi. Bugün ise nispi bir ayrışmadan söz edilebilir. Ergenekon derin devlet çizgisinde devam ederken milliyetçiliği siyasi yelpazede benimseyen ana gövde ise daha merkeze kayarak sivilleşmeye, daha modernleşmeye eğilimli gibi gözükmekte. Ama yeryüzü dünyalaşırken bizim milliyetçiliğin nüanslarında zaman kaybettiğimizi de asla unutmamak gerekir. Milliyetçi akımların Türkiye’ye nasıl bir etkisi oluyor? Türkiye’de milliyetçilik en fazla ağır rekabet altında bulunanları ve benim deyimimle tutanamayanları etkilemekte. Çünkü Türkiye’de ortalama okula gitme süresi dört yıl. Çalışanların yüzde 80’ninin mesleksiz olması demek bir taraftan da gittikçe piyasa mekanizmalarının bozulduğu, piyasa ekonomisinin oturduğu, derinleştiği ve değer üretemeyenlerin piyasada yer bulmakta zorlandığı bir süreç yaşanıyor. Yani, Türkiye’nin Gümrük Birliği’nden bu yana geçirmiş olduğu aşamalar eskisi gibi değer üretemeyenlerin hayatın içinde rahatlıkla yer bulmalarını engelliyor. Dil bilmeyen, iyi eğitimden geçmemiş, rekabet edilmesi halinde kayba uğrayacağına inanan kesimler kendilerinin hayat karşısındaki bu korkularını siyasal milliyetçiliğe sığınarak gidermeye çalışıyorlar. Onun için Türkiye’de siyasal milliyetçilik tanımı kriterleri, ilkeleri belli olmayan bir vatan sevgisi söylemi etrafında hareleniyor. Bu anlayış bir hamasetten öteye geçemiyor. En çok da tutunamayanları etkiliyor. SOSYAL SINIFLAR YOK Milliyetçilik hangi kesimleri etkiliyor? Milliyetçi akımların Türkiye’ye etkisi ta Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana devam ediyor. Türkiye’de sosyal sınıflar gelişmemiştir, sosyal sınıfların düşünce yöntemleri olan liberalizm ve Marksizm buralarda kök salmamıştır. Türkiye’de sürekli Müslümanlığın ve milliyetçi anlayışın ağır izlerinden boy almış milliyetçilik var. Bugün burada maalesef teknoloji üretme, yeni bir buluş yapma, kendi işini yeryüzü standartlarında başarma ve bir dünya vatandaşlığı olarak algılanmıyor, hamaset, kendi gibi konuşmayanı dışlayan bir anlayış olarak ortaya çıkıyor. İnsanlığa katkı yapmadan kanı kanla yarıştırmak üstüne bir milliyetçiliğin anlamı yoktur. Milliyetçi olunacaksa insanlığa katkıda bulunan bir coğrafyanın unsuru olarak kendi bölgenin bereketini çoğaltmak ve dünyaya yağdırmak gibi bir milliyetçilik anlayışına sahip olmak gerekir. STAR
<< Önceki Haber Siyasal milliyetçilik kontrgerilla ile iç içe Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER