Şırnak'ta yaşanan gerginliğin piminin, 14 Mayıs'ta Biliçtepe'de öldürülen 7
teröristin cenazesinin çatışma bölgesinden alınıp alınmaması ile çekildiği öğrenildi. Çatışma bölgesinden 4
teröristin cenazesi alındı. Geride kalan 3 teröristin cesedi ise 'kritik yerde bulundukları' gerekçesiyle
Tümgeneral Mustafa
Bakıcı'nın emriyle çatışma bölgesinde bırakıldı. Bu da BDP'nin ve
terör örgütü PKK'nın bölgede tansiyonu yükseltmesi için iyi bir fırsat oluşturdu.Bir başka iddia ise teröristlerin etkisiz hale getirilmelerinin ardından, Şırnak ve civarındaki illerde bulunan BDP teşkilatlarına
telefon edilerek, 'Leşlerinizi gelin alın' denilmesi. Tümgeneral
Mustafa Bakıcı'nın, çatışma bölgesinde bırakılan 3 terörist cenazesini, sınırın
Irak tarafında kaldığı gerekçesiyle aldırmaması da ilginç bulunuyor. Zira askerî birimler, yetkileri kapsamında Irak sınırından 15 kilometre içeriye kadar girerek
operasyon yürütebiliyor.
Bölgede terörist cenazeleri
otopsi için, genel bir
uygulama olarak,
Hakkâri ve Şırnak gibi toplumsal hassasiyet ve örgütsel provokasyonun üst seviyede olduğu yerlerin dışında
Diyarbakır ve Malatya'ya gönderiliyor. Şırnak
Cumhuriyet Başsavcısı, çatışmanın yaşandığı yerden alınan 4 terörist cenazesinin, otopsi yapılmak üzere Diyarbakır'a gönderilmesi ve cenazelerin taşınabilmesi için bir askerî helikopterin görevlendirilmesi talimatı verdi. Ancak Tümgeneral Mustafa Bakıcı, cumhuriyet savcısının bu talimatına direnerek 4 teröristin cenazesini Şırnak şehir merkezine getirtti.
Şırnak-
Hakkari sınırında öldürülen 5 teröristin cenazelerinin alınmasında da benzer sorunlar yaşandı. 150 kişilik bir grup, Kureyşin Tepesi'nde bulunan 5 cenazeyi almaya gitti. Ancak sadece 1
ceset alındı. 150 kişilik grubun terörist cenazesini almak amacıyla bölgeye gitmesi üzerine Şırnak Valisi, Tümen Komutanı Mustafa Bakıcı'ya, terörist cenazesinin Şırnak'a getirilmesi sırasında ve sonrasında gerilim yaşanmaması için gerekli güvenlik tedbirlerini alması ve
arama yapılmaması talimatı verdi. Ancak Tümgeneral Mustafa Bakıcı, "Devletin duruşunu ve gücünü göstermemiz gerekir." sözleriyle bu talimata direndi. Valinin emrine rağmen Mustafa Bakıcı, gruba sert müdahale edilmesi emri verdi. Şehir merkezine gelişlerinde asker tarafından havaya ateş açıldı.
REFERANDUM ÖNCESİ DE TERÖRİST CESETLERİ HAKKARİ'DE GEZDİRİLMEK İSTENMİŞ
Uludere'de 12 PKK'lının öldürülmesiyle ilgili tartışmalar sürerken çarpıcı bir bilgi daha ortaya çıktı. Referandum öncesinde de terör üzerinden gerilim tırmandırılmıştı. O dönem şöyle bir olay yaşandı: 19 Haziran 2010'da Şemdinli'ye bağlı
Gediktepe üs bölgesine yapılan saldırıda 11 asker şehit düştü.
Başbakan Erdoğan, Gediktepe'ye giderek mevzilerde brifing almıştı. Bu olaydan birkaç gün sonra Şemdinli'de 9 PKK'lı öldürüldü. O sırada vahim bir iddia gündeme geldi. Dönemin komutanı
Gürbüz Kaya, kömür haline gelmiş cesetleri, üstü açık kamyonete koyarak Hakkâri merkez ve Yüksekova'da dolaştırmak istemişti. Gerekçesi ise 'devletin gücünü göstermek'ti. Provokasyona sebep olabilecek olayı Hakkâri Valisi Muammer Türker'in son anda engellediği öğrenildi.
'Şırnak'ta devleti, valilik makamı temsil ediyor'
Şırnak Valiliği, Uludere ilçesinde 12 teröristin öldürülmesinden sonra çıkan olaylarla ilgili şehirde kamu kurumları arasında ciddi görüş ayrılıklarının yaşandığı bilgisinin gerçek olmadığını bildirdi. Şırnak Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, "Haberlere konu edilen ve asayişi etkileyen hususlarla ilgili olarak Valiliğimizce ilgili birimler koordine edilerek, gerekli tedbirler en üst düzeyde alınmış, herhangi bir müessif olayın meydana gelmesine müsaade edilmemiştir. Bunun dışındaki diğer haber ve yorumlar ise gerçeği yansıtmamaktadır. Devleti temsil eden ve ilin her türlü güvenlik/asayişinden birinci derecede sorumlu ve yetkili olan valilik makamı kamu kurum ve kuruluşlarını devlet ciddiyeti ve
hizmet gereklerine uygun olarak uyum içerisinde yönetmektedir. Valiliğimizce yürütülen hizmetler hukuka ve hiyerarşik yapıya uygun olarak yerine getirilmektedir." denildi.