Ses getiren yolsuzluk operasyonu sonrası yürütülen sinsi plan!

Samanyolu Yayın Grubu Ankara Temsilcisi Abdullah Abdulkadiroğlu, yolsuzluk ve rüşvet operasyonu ve "kraldan çok kralcı" olanları köşesine taşıdı.

Ses getiren yolsuzluk operasyonu sonrası yürütülen sinsi plan!

"Bu son yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda da aynı ekip, aynı argümanlarla sahada." diyen Abdulkadiroğlu, köşesinden çok çarpıcı sorular sordu; "Acaba “asıl hedefin Başbakan olduğu” algısının pekişmesini sağlamaya çalışanların amacı, kendi yapacakları faaliyetlerin koruma altına alınmasını mı sağlamaktı? Acaba bazıları o kamuflaja sığınarak kendilerince yeni bir sistem mi kurmaya çalışıyorlardı ? Acaba bu sistem bizzat kendilerini Sayın Başbakan’a korutarak Erdoğan sonrası siyaseti rahat rahat dizayn çalışması olabilir miydi ?" İşte Abdullah Abdulkadiroğlu'nun ilgili yazısı...

7 Şubat korosu işbaşında

Önce şu konuda bir karar vermek lazım.

Bazıları neye itiraz ediyor ?

Yolsuzluk ve rüşvete mi, yoksa bunların ortaya çıkmasına ya da çıkarılmasına mı ?

Daha hükümetten bir açıklama gelmeden ortaya atlayan servis elemanları “bu olay ikinci 7 Şubat’tır, asıl hedef Başbakan Erdoğan’dır” demeye başladı.

Aslında bu servis elemanları dershanelerin kapatılması tartışmasının başından beri kendilerine verilen bilgiler doğrultusunda aynı şeyi yazıp çiziyorlar.

Bütün olup bitenden cemaatin sorumlu olduğu yalanını pazarlıyorlar. 

Ancak bir noktaya dikkat etmek gerekiyor.

Dershane meselesinden tutun da, MGK kararı ve fişleme belgeleri de dahil, servis elemanlarının argümanları hep birbirine benziyor.

Bu son yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda da aynı ekip, aynı argümanlarla sahada.

“İkinci 7 Şubat ve Erdoğan’ı yedirmeyiz.”

Aynı merkezden kumanda edildikleri konusunda kendilerini fazlaca ele veriyorlar.

Konu ne olursa olsun onlar bir şekilde minder dışına kaçıp, kendilerine verilen argümanları dillendiriyorlar.

Dershaneyi konuşalım diyorsun “yedirmeyiz” diyorlar.

Bu belge ne diyorsun “yedirmeyiz” diyorlar.

Fişleme diyorsun “yedirmeyiz” diyorlar.

Yolsuzluk-rüşvet diyorsun “yedirmeyiz” diyorlar. 

Kasalar, para sayma makinaları, ayakkabı kutuları diyorsun “yedirmeyiz” diyorlar.

Sorulara bir türlü cevap veremiyorlar.

Sayın Başbakan’ı kendilerine kalkan yaparak bir operasyon yürütüyorlar.

Üstelik sürekli 7 Şubat vurgusu yapmaları gözleri o tarihte olanlar sonrası yaşananlara çeviriyor.

Ne olmuştu ?

Savcı; MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ı ifadeye çağırınca ortalık toz duman oldu.

Bunu cemaatin yaptığı yönünde kara propaganda başlatıldı.

Kamuoyunda Fidan üzerinden Başbakan’a gelineceği ve asıl hedefin Sayın Erdoğan olduğu algısı oluşturulmaya çalışıldı. 

Öncelikle bu algının Sayın Başbakan nezdinde kabul görmesi sağlandı.

MİT personelinin soruşturulması Başbakan’ın iznine bağlandı.

Şimdi bazı sorular soralım.

Acaba “asıl hedefin Başbakan olduğu” algısının pekişmesini sağlamaya çalışanların amacı, kendi yapacakları faaliyetlerin koruma altına alınmasını mı sağlamaktı ?

Acaba 7 Şubat’ı kendileri için bir milat kabul etmişler ve o tarihten sonrasıyla ilgili kendilerine tehdit olabilecek her harekete karşı bir kamuflaj mı oluşturmuşlardı ?

Acaba bazıları o kamuflaja sığınarak kendilerince yeni bir sistem mi kurmaya çalışıyorlardı ?

Acaba bu sistem bizzat kendilerini Sayın Başbakan’a korutarak Erdoğan sonrası siyaseti rahat rahat dizayn çalışması olabilir miydi ?

Acaba Erdoğan sonrası siyaset sahnesinde kendileri için birincil tehdit gördükleri cemaat-camia olarak anılan bu yapıyı Sayın Başbakan’a temizletmek mi istiyorlardı ?

7 Şubat sonrası ortaya çıkan söylemlerin aynılarının dershane meselesiyle başlayan süreç sonrasında da dillendirilmeye başlanması aynı noktaya dikkatleri çekiyor.

Ve şimdi yolsuzluk-rüşvet soruşturması başlar başlamaz, neyin ne olduğunu daha bilmeden servis elemanlarının ortaya atlayıp, bunun Başbakan’a karşı bir tehdit olduğunu savunmaya başlamaları, “asıl hedef Erdoğan” demeleri ilginç değil mi ?

İşaret ettikleri adres tıpkı 7 Şubat’ta olduğu gibi yine camia.

Yoksa 7 Şubat sonrası sağlamaya muvaffak oldukları gibi, bir daha hiç kimse bu tür soruşturmalara tevessül edemesin diye konuyu en üstten ve kökten çözdürmeye mi çalışıyorlar ?

Masa başında cemaate karşı üretilen komplo teorileri ve senaryolarla toplumsal gözdağı operasyonu yürütülüyor. 

Devlet içinde çete ve örgüt gibi ifadelerle, bir daha böyle bir harekete tevessül edenlere gözdağı veriliyor.

Ne ilginç ki; 7 Şubat sonrasında da bugün de servis elemanları aynı, argümanlar aynı, sloganlar aynı, hedefe koydukları aynı.

twitter/aakadiroglu
<< Önceki Haber Ses getiren yolsuzluk operasyonu sonrası yürütülen sinsi... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER