Nöbetçi Sulh Ceza hakiminden ders niteliğinde karar

'İki polis müdürünün tahliyesine karar veren nöbetçi hakimliğin gerekçeli kararı ders niteliğindedir.'

Nöbetçi Sulh Ceza hakiminden ders niteliğinde karar

İzmir’de geçen hafta, İstihbarat ve Terörle Mücadele’de önemli görevlerde bulunmuş isimlere yönelik düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 24 polisten 22’si adliyede serbest bırakılmıştı. Sulh ceza hakimi tarafından tutuklanan emniyet müdürleri Taner Aydın ve Memduh Tosun da avukatlarının nöbetçi İzmir 1. Sulh Ceza Hakimliği’ne yaptığı itiraz sonucu 48 saat sonra serbest kaldı. Polis avukatlarından İsmail Hakkı Küçük, iki polis müdürünün tahliyesine karar veren nöbetçi hakimliğin gerekçeli kararının, hukuki açıdan ders niteliğinde olduğunu söyledi.

'SORUŞTURMA, KOVUŞTURMAYA AYKIRI'

Gerekçeli kararı değerlendiren Av. Küçük, “Tahliye kararı veren nöbetçi 1. Sulh Ceza Hakimliği, gerekçeli kararında çok önemli hususlara dikkat çekiyor. Kanun gereği, kanunun verdiği bir görevi yerine getiren bir insana bu yaptığı işlerden dolayı suç işlediği ileri sürülerek soruşturma, kovuşturma yapılamaz. Nöbetçi sulh ceza hakimi, bu hususu özellikle birinci olarak ifade etmiş ve bunu değerlendirmiş. Ayrıca Anayasamız'da hakimlerin bağımsızlığı ve güvencesi olan Anayasa maddesine bu yapılan soruşturmanın, kovuşturmanın aykırı olduğunu, hakim güvencesini ortadan kaldırdığını, geriye dönük olarak hakim kararlarıyla yapılan işlemlerle ilgili bu hakim kararlarının, idarenin denetime ve özellikle yerindelik denetimine tâbi tutulmasının bir hukuk devletinde düşünülemeyeceğini belirtmiş. Ve, 'Eğer' demiş, 'bu soruşturmayı siz yapacak ve bununla ilgili insanları yargılayacak olursanız, aynı zamanda hakim kararlarını da yargılıyorsunuz demektir. İdareye denetleme yetkisi veriyorsunuz demektir. O zaman Anayasa’nın, kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesini, hepsini bertaraf etmiş olursunuz, yok saymış olursunuz.' Bunu ifade etmiş sulh ceza hakimi.” dedi.

'HUKUKUN GEREĞİ OLAN İŞLEMLER EYLEME DÖNÜŞTÜ'

Gerekçeli kararda, gerek Terörle Mücadele Şubesi’nde gerek savcılıkta gerekse sorgu hakimliğinde adeta şüpheli ve müdafilerin yaptığı savunmaların özetlendiğini aktaran Küçük, “Bir hakim tarafından, yapılan savunmaların dikkate alındığını, hukukun gereği olan hususların bu şekilde eyleme dönüştürülmesi bir avukat olarak bize mutluluk verir, çünkü biz özellikle sorgu hakimine ve savcıya, üstüne basa basa şu hususları ifade etmiştik: Bizim ülkemizde bir anayasa var, hukuk devletiyiz. Kanunsuz suç ve ceza olmaz diye bir şey var. Gerekçeli kararı çok takdir ettim, sulh ceza hakimine teşekkür ediyorum. Adliyelerde böyle siyasi güç sahiplerinin arzusu ve isteği doğrultusunda onlara yaranmak için eğilip bükülen, adliyeyi onların önünde yatıran hakimlerin, savcıların yanında böyle dik duran insanların, gerçekten hukukun gereğini yapabilen hakim ve savcıların olduğunu görmek sevindirici bir şey. İleriye dönük ülkemiz adına, halkımız adına bir hukukçu olarak mutluluk verici bir şey.” dedi.

'DERS NİTELİĞİNDE BİR KARAR'

İzmir 1. Sulh Ceza Hakimliği’nin tahliyelerle ilgili gerekçeli kararını "ders niteliğinde" olarak değerlendiren Av. Küçük, “Gerçekten ders niteliğinde bir karar. Ben bunu sorgu hakimine yaklaşık 1,5-2 saat anlatmıştım. Diğer meslektaşlarım da değişik açılardan anlatmıştı. O kadar izah ve anlatımdan sonra halâ yani tutuklama kararı, yok adli kontrol kararı verebilmesine şaşırdım hakimin ama bu nöbetçi hakimin böyle bir güzel karar vermesi beni çok sevindirdi.” dedi.

'TUTUKLAMA VE ADLİ KONTROL KARARLARI HAYALİ TEMELDE'

Tutuklama kararlarını veren hakimin tutuklama ve adli kontrol gerekçelerinde belirtilen bazı şeyler bulunduğunu, bunların hayali olduğunu ileri süren Av. İsmail Hakkı Küçük, “Adli kontrol ve tutuklama gerekçelerinde belirtilen bazı şeyler var, bunlar çok hayali. Tahliye kararında hakim bunları da belirtmiş. Demiş ki, ‘Somut olacak, kaçma şüphesi uyandıran şey sende ne? Bunu kararında yazacaksın.’ demiş. Bu adamlar istenildiği zaman aranan ve bulunan, çağrıldığı zaman gelen insanlar. Bunu defalarca göstermişler. Kaçmamışlar, operasyonu duyar duymaz gelip müracaat etmişler. Yani kararda belirtilenin tam tersi sanıkların, şüphelilerin lehine hususlar var. Sen lehine olan hususları görmezden geliyorsun, kendin somut bir delili, bulgusu olmayan, hayali kaçma tehlikesi şüphesi var, delili karartma şüphesi var diyerek insanları tutukluyorsun. Bu mevcut hukuk düzeni içinde, anayasal düzen içinde, ceza hukukunda kesinlikle mümkün olmayan, olmaması gereken bir husus demiş. Bu da çok yerinde, güzel bir durum.” diye konuştu.

CHA
<< Önceki Haber Nöbetçi Sulh Ceza hakiminden ders niteliğinde karar Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER