Lagendijk, Cumhurbaşkanı
seçimi ile ilgili olarak, ''Kimseye bir tavsiyede bulunmak istemem, ancak tansiyonun yükselmesine izin vermeyin. Şu anda her şey daha istikrarlı. Herkes
AK Parti'nin ne yapacağını izliyor. AK Parti ne kadar büyük bir sorumluluk aldığının farkında' dedi.
Lagendijk, Yeditepe Üniversitesi'nde, ''AB-
Türkiye İlişkileri'' konulu
yaz okulu kapsamında düzenlenen, ''Uzun Vadede
Avrupa: Nereye Gidiyoruz?'' başlıklı seminerde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğine ilişkin,
Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas
Sarkozy'nin ''Türkiye AB üyesi bir
ülke olmaz çünkü Avrupa'ya ait değildir'' şeklindeki açıklamasını eleştirdi.
Lagendijk, AB'nin geleceğine bakıldığında coğrafi sınırların önemli olmayacağını, Avrupa'nın sınırlarının, ülkelerin nereye ait olmak istediklerine göre belirleneceğini vurguladı.
Avrupa'da, Türkiye'den Avrupa'ya göç ve
İslam korkusu ile kültür,
inanç ve tarih farkı olduğunun düşünüldüğünü ifade eden Lagendijk, Avrupa'da yaşayanların yüzde 50'sinin, Türkiye'nin
AB üyeliği konusunda kararsız bir tutum sergilediklerini söyledi.
Lagendijk, insanların, Türkiye'nin Avrupa haritasında yer almadığını düşündüklerini, çünkü bunun okullarda okutulduğunu belirterek, ''Avrupa'da insanlar hala Boğaz Köprüsü'nden sonrasını
Asya olarak kabul ediyor'' dedi.
Joost Lagendijk, ''Türkiye, zaman alsa da krizler ve problemler yaşansa da AB üyesi olacak. Çünkü AB ve Türkiye'nin karşılıklı çıkarları bulunuyor'' diye konuştu.
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Lagendijk, ''AK Parti'nin 22 Temmuz genel seçimlerindeki başarısının AB ilişkilerini nasıl etkileyeceğine'' ilişkin bir soru üzerine, seçim sonucunun Avrupa'daki tepkilere bakılırsa, ''istikrarın ve ekonomi ile
demokrasi alanındaki reformların devam edeceği'' şeklinde anlaşıldığını belirtti.
Avrupa tarafından, yeni hükümetin AB konusunda bundan sonra ne yapacağının merak edildiğini ifade eden Lagendijk, AB konusunda Erdoğan'ın ''bütün enerjisini AB yolunda harcayacağına'' dair sözlerinin bu konuya bir açıklama olarak değerlendirebileceğini söyledi.
-''AK PARTİ BENCE ARTIK MERKEZDE BİR PARTİDİR''-
Lagendijk, bir gazetecinin, ''AK Parti'nin seçimlerdeki zaferi AB'deki Türk karşıtlığını güçlendirir mi?'' sorusu üzerine de AK Parti'nin zaferinden sonra Avrupalılar'ın sonucu ''Türkiye'de iki kişiden biri
Avrupa Birliği'ne oy verdi'' şeklinde yorumladıklarını kaydetti.
''AK Parti'nin İslamcı bir parti olarak değerlendirilemeyeceğini'' ifade eden Lagendijk, ''İslamcı bir parti Türkiye'de yüzde 46 oranında oy alamaz. AK Parti bence artık merkezde bir partidir'' dedi.
Joost Lagendijk, ''
Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili olarak, Abdullah Gül'ün adaylığında ısrar, Türkiye'nin AB ile ilişkilerini nasıl etkiler?'' şeklindeki soru üzerine ise
Başbakan Erdoğan'ın söylemlerine bakıldığında gerilim yaratmayacak şekilde dikkatli davranacağının anlaşıldığını, ancak bekleyip görmek gerektiğini ifade etti.
Lagendijk, ''Kimseye bir tavsiyede bulunmak istemem, ancak tansiyonun yükselmesine izin vermeyin. Şu anda her şey daha istikrarlı. Herkes AK Parti'nin ne yapacağını izliyor. AK Parti ne kadar büyük bir sorumluluk aldığının farkında'' diye konuştu.
-''SARKOZY AB ADINA KONUŞAMAZ''-
AB'nin yeni hükümetten taleplerine ilişkin bir soruya da Lagendijk, Avrupa'nın önce kendisine dönüp bakması gerektiğini söyledi.
Lagendijk, Türkiye'nin istikrara kavuştuğunun söylenebileceğini dile getirerek,
İngiltere Başbakanı
Gordon Brown,
İtalya Başbakanı Romano Prodi ve
İspanya Başbakanı
Jose Luis Rodriguez
Zapatero gibi Avrupa liderlerinin ''Bekleyelim, görelim'' şeklinde değil, ''Evet biz Türkiye'nin üye olmasını istiyoruz'' şeklinde tavır almaları gerektiğini ifade etti.
Avrupa liderlerinin meydanı Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'e bırakmamaları gerektiğini vurgulayan Lagendijk, ''Sarkozy AB adına konuşuyor, ama konuşamaz'' dedi.
Bir gazetecinin, ''Türkiye'deki son milletvekili seçimlerinde ordunun rolünün ne olduğuna'' ilişkin sorusuna da Lagendijk, şu yanıtı verdi: ''Türkiye'de hükümet ve ordu arasında bir fikir ayrılığı olduğu herkes tarafından biliniyor. Avrupa Birliği'nin talep edeceği tek şey ordunun siyasete daha az müdahalesidir.
Anayasa tartışmalarının da yapıldığı şu günlerde, Türkiye için, tüm devlet kurumlarının işlevlerini yeniden tanımlama zamanıdır. Avrupa'da kimse hükümetten içinde ordunun rol aldığı bir
mesaj beklemiyor. Kısaca, Sayın
Büyükanıt, lütfen
politika dışında kalın'' diye konuştu.