Kopenhag'da iklim savaşları

İklim değişikliğine sebep olan sera gazlarının azaltılması için bir kez daha uzlaşma yollarının aranacağı Kopenhag Zirvesi ümitsiz başlıyor. Büyük ihtimalle uzlaşma bir başka bahara kalacak.

Kopenhag'da iklim savaşları

'İklim değişikliği, iki dünya arasındaki çatışmayı temsil ediyor: Yeryüzünün atmosferik sistemi ile siyasal sisteminin, yani tek bir atmosferin oluşturduğu dünya ile 200'den fazla devletin oluşturduğu dünyanın çatışmasını...' Bir bilim adamına ait yukarıdaki sözler, 7-18 Aralık 2009'da Danimarka'nın başkenti Kopenhag'da düzenlenecek İklim Değişikliği Konferansı'nda yaşanacak çetin müzakereleri özetliyor aslında. Kopenhag'a ümitsiz gidilirken; petrol ve doğal gaz gibi fosil yakıtların yoğun olarak kullanımı devam ediyor. Buna bir de bilimin hâlâ enerji ve verimlilik sorununu çözememesi eklenince, atmosfere salınan sera gazlarının önüne geçilemiyor. Bu gazların plastik bir örtü gibi sardığı dünyanın ortalama sıcaklığı son bin yılın en yüksek değerine ulaşmış durumda. Artık şiddeti ve sıklığı giderek artan aşırı hava olayları meydana geliyor. Kasırgalar, seller ve kuraklıklar, yerkürenin dört bir yanında birbirini izliyor. İnsanlığın bu gidişata 'dur' deme iradesi olan Uluslararası İklim Müzakereleri, Aralık 1990'da başlatıldı ve 150 ülkeden müzakere heyetlerinin katılımıyla 15 ay içerisinde Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) hazırlandı. Türkiye, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) üyesi olarak Çerçeve Sözleşme'nin gelişmiş ülke eklerinde (Ek-I ve Ek-II) yer aldı. Ancak bunun gerektireceği yükümlülükleri yerine getiremeyeceği gerekçesiyle sözleşme yürürlüğe girdiği tarihte taraf olmadı. Türkiye bu eklerden çıkmak üzere girişimlerde bulunurken, 1997 yılında Çerçeve Sözleşme tarafları, Ek-I ülkelerine sayısal emisyon azaltım yükümlülüğü getiren Kyoto Protokolü'nü kabul etti. Protokol, gerekli çoğunluk olan küresel emisyon hacminin yüzde 55'inin temsili şartını Rusya'nın da onaylamasıyla 8 yıl sonra sağlayarak 16 Şubat 2005 tarihinde yürürlüğe girdi. Türkiye'nin Çerçeve Sözleşme nezdindeki 'gelişmiş ülke' konumu 2001 yılında değişti. Çerçeve Sözleşme 7. Taraflar Konferansı (COP7)'nda alınan karara göre, Türkiye'nin Ek-II'den çıkartıldığı ve Ek-I'de yer alan diğer ülkelerden farklı bir durumda bulunduğu oy birliğiyle kabul edildi. Taraf ülkeler de Türkiye'nin kendine özgü şartlarını dikkate almaya davet edildi. Bu sayede finansman ve teknoloji transferi zorunluluğundan kurtulan Türkiye, 24 Mayıs 2004 tarihinde Çerçeve Sözleşme'ye taraf oldu. "Çerçeve Sözleşme'ye Yönelik Kyoto Protokolü'ne Katılmamızın Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı", 5 Şubat 2009'da yürürlüğe girdi. Türkiye, 26 Ağustos 2009 tarihinde Kyoto Protokolü'ne resmen taraf oldu. Konuyla ilgili olarak dünya çapında çalışan kuruluş ise Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli (IPCC). Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) ve BM Çevre Programı (UNEP) tarafından yürütülen IPCC, 1990'dan bu yana hazırladığı 4 değerlendirme raporuyla dünyayı bekleyen riskler konusunda farkındalık oluşturmaya çalıştı. Sonuncusu 2007'de yayımlanan bu raporlardan yola çıkan bilim adamları, yerkürenin giderek ısınmasıyla neler olacağını tahmin etmeye uğraşıyor. Kıyıların, kentlerin, ormanların, nehirlerin, ekili toprakların geri dönüşü olmayan yıkımlar yaşayacağı öngörüldü. Dünyanın son yüzyılda 0.74 derece ısındığı, 2050'ye kadar ise 2 derece ısınma riskinin bulunduğu ortaya kondu. Bunun gerçekleşmesi hâlinde yeryüzündeki canlıların yüzde 30'unun neslinin tükeneceği ve büyük felaketler yaşanacağı uyarısında bulunuldu. Kyoto Anlaşması'nı ABD henüz imzalamadı. Çin, Hindistan ve Rusya da süreç içinde taraf oldu. En çok sera gazı çıkaran bu ülkelerin tutumu sebebiyle, beklenen sonuç elde edilemedi. Son iki yıldır ise miadı 2012'de dolacak Kyoto Anlaşması sonrası için uygulanacak kriterler üzerinde görüşmeler yapılıyor. BM, bu amaçla Kopenhag'daki İklim Değişikliği (Taraflar) Konferansı'nı (COP 15) düzenliyor. ABD Başkanı Barack Obama'nın Kyoto Anlaşması'na ve sera gazı azaltımına sıcak bakan açıklamalarından sonra Rusya, Hindistan ve Çin'den gelen ılımlı açıklamalar bu toplantı için ümit olmuştu. Ancak yapılan 4 uluslararası hazırlık toplantısında görüldü ki taraflar bu konuda somut bir anlaşma ortaya koymaktan çok uzak. Kopenhag'da bir anlamda 'acil kurtarma planı' beklentisi daha toplantı başlamadan kırıldı bile. Türkiye'yi iklim değişikliği görüşmelerinde temsil eden heyetin başkanı Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sedat Kadıoğlu, Aksiyon'a yaptığı açıklamada, "Kopenhag'da muhtemelen bağlayıcı bir karar çıkmayacak. Ancak çerçeve sözleşme imzalanabilir. Bunun da içi 2010'da doldurulacak." diyor. Kopenhag öncesi uluslararası çapta "Dünyayı seç" adlı bir kampanya yürüten WWF (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) Türkiye Genel Müdürü Filiz Demirayak, Kopenhag'daki konferansın çözüm yolunda önemli bir adım olduğu görüşünde. Demirayak'a göre, gelecek, dünya liderlerinin, alacağı kritik kararlarla şekillenecek. İklimi kurtarabilmek için ekonomik küresel enerjiyi hedefleyen bir politika geliştirmeliler ve bunu yaparken de bu kararın olumsuz sosyal etkilerini en aza indirecek planlamalar yapmalılar. WWF'ye göre Kopenhag toplantısında üzerinde mutabakata varılması gereken altı küresel hedef var: Gelişmiş ülkelerin sera gazı emisyonlarını 2020'ye kadar 1990 yılı düzeylerinin yüzde 40 altına indirmeyi taahhüt etmesi. Gelişmekte olan ülkelerin sera gazı emisyonlarını, hiçbir değişiklik yapılmadığı durumda 2020 yılı itibariyle ulaşacağı seviyenin yüzde 30 altına indirmeyi hedeflemesi. Gelişmekte olan ülkelere, düşük karbon ekonomileri oluşturmalarını desteklemek üzere finansal kaynak sağlanması. Gelişmekte olan ülkelerin vereceği taahhütlerin başında, ormansızlaşmaya karşı önlem alınmasına yer verilmesi. 2050 yılı itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının, 1990 seviyesinin en azından yüzde 80 altında olması gerektiği konusunda anlaşmaya varılması. Uzmanlara göre nihai anlaşma, Kopenhag'dan sonra tarafların bir araya geleceği Aralık 2010'daki Mexico City Zirvesi (COP 16)'nde belirlenecek.
<< Önceki Haber Kopenhag'da iklim savaşları Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER