Kuşçu, söz konusu kayıtlarda
Başbakan Menderes'e ulaşmasının etrafındaki
darbeciler sebebiyle mümkün olmadığını anlatıyor.
Demokrat Parti'nin 1950'de tek başına iktidarından sonra
Cumhuriyet Halk Partisi ile tek partili dönemde saadet yılları yaşayan ordu içinde bir grup, hazmedemedikleri bu durum karşısında darbe yapmak için örgütlenir. 1957 yılında
Türkiye tarihinde "9 Subay Olayı" olarak anılacak olan darbe girişimi dönemin
Milli Savunma Bakanlığı
İstanbul Temsil Bürosu Başkanı
Binbaşı Samet Kuşçu'nun durumu fark etmesiyle engellenir. 2004 yılında Antakya'da 86 yaşında hayatını kaybeden Samet Kuşçu, hayatına dair tüm sırlarını paylaştığı Mehmet Tekin'e 1960 darbesinin bilinmeyen yönlerini anlatır. Arkadaşı Tekin'in sorularını cevaplayan Kuşçu, ordu içerisindeki yapılanmayı anlatmak için Menderes'e ulaşmak istemişse de engellendiğini anlatıyor. "Başbakan Menderes'in etrafındaki
darbeciler ona ulaşmamı engelledi." diyen Kuşçu, Menderes ile görüşemediği için 1960 darbesinin yaşandığını ifade ediyor.
İstanbul'da görev yaptığı dönemde, temasta bulunduğu
subaylar arasında farklı bir hava esmekte olduğunu, anormal bazı olayların gelişeceğini fark eder. Bunların ihtilal hazırlığının sebep olduğu gerginlikten kaynaklandığını düşünür. Demokrat kimliği nedeniyle cunta yapılanmasının içine dâhil edilmez. Fakat, İstanbul'daki görevinden dolayı cuntanın içine düşmüştür. Darbe girişimiyle ilgili ilk uyarısını ordudan arkadaşı Kazım Demirkan'a yapar. O da DP İstanbul
Milletvekili ve aynı zamanda gazeteci olan Mithat Perin'e konuyu aktarır. Fakat uyarıları dikkate alınmaz. Bunun üzerine konuyu Başbakan
Adnan Menderes'e taşımayı düşünen Kuşçu, bu sefer asker kökenli ve darbecilerle birlikte hareket ettiğini sonradan öğrendiği
Başbakanlık Özel Kalem Müdürü
Muzaffer Ersü'nün engeline takılır. Muzaffer Ersü ile Samet Kuşçu'nun arası iyi değildir.
KARARTMA OPERASYONU BAŞLIYOR
Samet Kuşçu'nun anlattığına göre, kendisi İstanbul'daki görevi sırasında Ersü'nün Ankara'ya gitmek için yaptığı
uçak talebini özel işi olduğu gerekçesiyle reddetmiştir. Muzaffer Ersü bu yüzden Kuşçu'ya kırgındır. Ersü, Kuşçu'nun Menderes'e ulaşma girişimlerini engeller. Kuşçu'nun cuntayı deşifre etmesi üzerine darbeciler de harekete geçer. Olayın üzerini örtmek için iddianın DP'nin siyasi hamlesi olduğunu söylerler. Cuntanın
sivil uzantıları vardır ve bunlar önemli noktaları tutmuşlardır. Emniyet, istihbarat,
bürokrasi, yargı ve siyasetin yanı sıra medya da bunlar arasındadır. Olayın ortaya çıkması üzerine
delillerin üstünün örtülmesi operasyonu başlatılır. Kuşçu'nun akli dengesinin bozuk olduğuna dair gazetelerde haberler çıkmaya başlar. Yarbay Faruk Güventürk'ün önderliğindeki
9 subay yargılanır.
Yargılama sonucunda 'hiçbir delil bulunamadı' denilerek darbeci subaylar hakkında
beraat kararı verilir. Darbeyi deşifre eden Kuşçu ise 'TSK'yı yıpratmak'tan suçlu bulunur.
Ordudan
ihraç edilir.