Son yıllarda yerli yersiz bir şekilde başta Hocaefendi olmak üzere tartışmaların odağına hizmet hareketi getiriliyor. İtibarsızlaştırma ve bitirme projesi adım adım uygulanıyor. 

Bu tartışmaların jenerik cümlesi olarak da "Paralel devlet " seçildi. 

Paralel devlet; için en basit manada, ülkenin kanunları dışında kendilerine mahsus kanunları olan bir yapının, bu kanunları uygulamak suretiyle devlet içerisinde devlet olmasını ifade eder. 

İddia edildiği şekliyle, Kürt Parlamenterler Federasyonu KONGRA-GEL ile ayrı bir yasama organı, kent meclisleriyle de belediye ve özel idare meclislerine paralel ayrı bir yerinden yönetim yapılanması oluşturmuş bir yapı, paralel devlet değil midir ? 

Önümüzdeki yerel seçimleri fırsat bilip, "bundan sonra buralarda  devlet biziz" baskısıyla halkı sindirerek, korkutarak adaylarını seçtirme, illegal bir yapıyı ve paralel yapının varlığını göstermeye yetmez mi? 

Ülkemiz sınırları içinde böyle bir yapı var mı? Varsa bu tanıma kim girer? Bu soruya Sayın Başbakan, gerek mitinglerde gerekse Meclis'te yaptığı grup toplantılarında KCK şeklinde defalarca cevap vermiştir. 

Tüm bu süreç milletin gözü önünde açıktan yapılıyor. Ayrıca, yazarlar ve stratejistler tarafından da bunun adı konmuşken bir anda bazı AK Parti milletvekilleri ve başta terörist başı olmak üzere daha sonra da hükümete yakın ve bir takım odaklara yakın gazeteciler tarafından hizmete fatura edilmek istenmesi gözlerden ve temiz vicdanlardan kaçmıyor. Acaba bazı gerçekleri gizleme, perdeleme mi veya psikolojik savaşın bir parçası mı sorusunu da akıllara getiriyor. 

Dün kahramanlaştırdıklarınızı bugün karalarsanız, dün çıkardığınız anayasayı bugün inkar edip, hukuk sistemini askıya alırsanız; illegal paralel devlet sizden intikamını alıyor demektir. 

En önemlisi de örgüt muamelesi yapmak ki; bu da milletin kendisine hakaretten başka bir şey değildir. 

Hidayet Karaca  

Samanyolu Yayın Grubu Başkanı