İntihar eden
Ali Tatar masum muydu, değil miydi, bilemeyiz.
Bildiğimiz, ortada çok ciddi iddialar olduğu, bu iddialar sonucu tutuklanan subaylar olduğu.
Komutan cenazeye gidince
Genelkurmay,
Ergenekon'a karşı PR çalışması yapmış oldu.
Kendisine merkez diyen ama aslında yarı-askeri olan medya bunu
manşetlere taşıdı.
Verilmek istenen
mesaj basitti: ‘'İddiaların hepsi palavra. Doğru olsa,
komutan kendisini öldürmek isteyen yarbayın cenaze törenine katılır mıydı?''
Bunu yapan, suikast iddialarını hiç sorgulamayan yarı-askeri medya.
Hani,
Genelkurmay Başkanı Başbuğ'un
Trabzon konuşmasını ‘sert mesaj' veya ‘fırkateyn mesajları' diye manşete taşıyan medya.
Ertuğrul Özkök, ortama güç katmak için Ergenekon'u tiye alan karikatürleri konu alan bir yazı kaleme almıştı.
Aslında Ergenekon yok, komutanlara suikast yok, Bülent Arınç'ın evinin önünde yakalanan bir albay ile binbaşının amacı da kendisine
çiçek vermekti.
Bu gericilerle liboşlar bir oldu, laiklere tuzak kuruyorlar.
Bu solcu dönmesi liboşlar da salak aslında.
İran'da ne olduysa burada da aynı olacak, önce irtica gelecek, sonra en başta solcu liboşların kafası kesilecek.
Etiler,
Moda,
Bağdat Caddesi ahalisinin bir bölümü bu anlatımı yiyor.
O nedenle, bir yandan
küfür ediyor ama sayıları giderek azalsa da, yarı-askeri yayın organlarını almayı, izlemeyi sürdürüyor.
Çünkü onlar için
Kürt sorunu yok.
Güneydoğu'daki çatışma ortamını
Vietnam filmi izler gibi seyrediyorlar, çünkü ölen onların çocukları değil.
Hrant Dink'e biraz üzülmüşlerdir belki ama gavurun da fazla kaşındığı düşüncesi daha baskındır zihinlerinde.
Baskıya, korkuya, cinayete, suikaste dayanan bir dönem sona eriyor.
Ama bir dönem biterken yenisi bir gecede kurulamıyor.
Bütün sancı bundan.
İttihatçılar hala direniyor.
Ellerinde
silah, siyasetçi adresleri, krokilerle yakalanmaları bu yüzden.
Hala 12 Eylül'ün faşizan Türkiyesi'ndeler.
Onun için hala 12 Eylül'e güzellemeler düzüyorlar.
Arınç'a suikast haberini küçültüp ‘'O komutan cenazede'' manşeti atmaları hala eski tezgahın ürünü.
Oysa o komutana sormaları gereken bir sürü soru var.
- Askerleriniz niye size suikast
düzenleme iddiasıyla
tutuklu?
-
Deniz Kuvvetleri'nde subaylar niye böyle
intihar ediyor?
- Bu kadar baskıya dayanamayan askerler, savaş baskısına nasıl dayanır? Cephede de intihar mı edecekler?
- Deniz Kuvvetleri'ne ait silahlar niye yeraltından çıkıyor?
-
Güven Erkaya'nın kurduğu yapının kalıntıları mı bunlar?
Bunları sormuyorlar.
Bir kısmızna ‘Kaç' dedikleri ekibin tamamını kurtarmak için Ergenekon'u tiye alıyorlar kafalarınca.
Siz bunu gidin
Danıştay saldırısı kurbanlaına anlatın.
ERGUN BABAHAN-STAR