Ergenekon davasında FLAŞ gelişme

''Ergenekon'' davasının bugünkü duruşmasında mahkeme heyeti, tahliye taleplerini reddederek duruşmaya 27 Ekim 2008'e kadar ara verilmesini kararlaştırdı.

Ergenekon davasında FLAŞ gelişme

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, ''Ergenekon'' davasının bugünkü duruşmasında, sanıklar ile avukatlarının tahliye taleplerini reddederek, duruşmaya 27 Ekim 2008 tarihine kadar ara verdi. Duruşmada yapılan tahliye talepleri reddedildi. Tutuksuz sanıklarla tutuklu sanıklar, 27 Ekim'de yapılacak 3. oturumda birlikle yargılanacak. Tutuksuz sanıklardan İbrahim Benli, yaptığı açıklamada, tutuksuz sanıkların, müzekkere yazılarak mahkemeye davet edileceğini söyledi. Benli, iddianame ve eklerinin tüm bilgisayarlara yükleneceğini söyledi. ERGENEKON DURUŞMASINDAN DETAYLAR ''Ergenekon'' davasının bazı sanık ve avukatları, duruşmanın televizyonlardan canlı yayımlanmasını istedi. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen davada, müdahillik taleplerinin ardından İP Genel Başkanı Doğu Perinçek ve avukatlarının, İP üyesi sanıklar açısından davanın Anayasa Mahkemesi'nin alanına girdiği yönündeki taleplerini karara bağlayan mahkeme heyeti, bu konudaki istemi reddetti. Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün'ün, heyetin ''yetkisizlik'' konusundaki taleplere ilişkin kararını açıklayacağı sırada bazı sanık avukatları söz almak istedi. Bu sırada söz almak isteyen sanık Kemal Kerinçsiz de, ''Toptan redci anlayışı kabul edemeyiz. Usul hükümlerine uyalım. Savcılar da bugüne kadar usul hükümlerine uymadı. CMK'nın 191'inci maddesine göre iddianamenin kabul kararı okunmadan duruşma açılmış olmaz. Celse açılmadığı için bugüne kadar yapılanlar yok hükmündedir'' dedi. Başkan Şengün'ün kararın açıklanmasını beklemeleri gerektiğini söyleyerek, bağırmamaları konusunda uyardığı sanık avukatları da karar açıklandıktan sonra söyleyeceklerinin bir önemi kalmayacağını belirtti. Şengün, ara karar okunduğu sırada avukatlar Mehmet Tolga Akalın, Necip Yenişen, Kadir Kartal'ın söz almak istemesi üzerine bölümün okunmasından vazgeçildiğini bildirdi. Söz alan avukat Mehmet Tolga Akalın, ''Bu bir celse değildir. Çünkü iddianamenin kabul kararı okunmadan duruşmanın başlayamayacağı düzenlenmiştir'' dedi. Duruşmanın cezaevi içerisinde yapılmasını eleştirerek, bunun AİHM'nin kararlarına aykırı bulunduğunu savunan Akalın, tutuksuz sanıkların ayrı celsede yargılanmalarının da hukuka aykırı olduğunu öne sürdü. Böyle bir davada avukat sınırlamasına gitmenin de adil yargılanma hakkını ortadan kaldıracağını iddia eden Akalın, yapılan uygulamalarla anayasanın ve AİHS'nin çeşitli maddelerine aykırı davranıldığını savundu. MİKROFONU KAPATILDI Avukat Kadir Kartal da, ''Hukuk iğfal edilmiş, tecavüz edilmiş bir durumda'' diyerek sözlerine başladı. Kartal'ın ''Ergenekon'un millet için kutsal bir değer olduğunu'' söylediği sırada da Başkan Şengün mikrofonunu kaparak, bu şekilde konuşmaya devam etmesi halinde mikrofonu açmayacağını bildirdi. Tekrar mikrofonu açılan Kadir Kartal, ''Fetret dönemlerinde Ergenekon, milleti millet yapan bir arada tutan bir özdür. Ergenekon'in zihinlerde olumsuz anlamda kalmaması için bir karar alınmasını ve bunun Resmi Gazete'de yayımlanmasını istiyorum'' diye konuştu. Avukat Necip Yenişen de tutuksuz sanıkların iddianame okunmadan dışarıya çıkarıldıklarını hatırlatarak, bunun tutuksuz sanıkların duruşmaya gelmeye başladıkları sırada iddianamenin yeniden okunması sonucunu doğurabileceğini söyledi. Duruşmanın cezaevinde yapılmasını eleştiren Yenişen, davada aleniyetin sağlanması için duruşmanın televizyonlardan yayımlanmasını istediklerini bildirdi. BAĞIRAN SANIĞA UYARI Bu sırada söz almadan bağırmaya başlayan tutuklu sanık Hüseyin Görüm, ''Bir kişiyi susturmak istiyorlar onun adı İmam Hüseyin. Bizi bir dinleyin, bir dinleyin. Her şeyi açıklayacağım. Danıştay'ı açıklayacağım, ama bir dinleyin'' dedi. Başkan Şengün tarafından bağırmaya devam etmesi halinde dışarıya çıkarılabileceği konusunda uyarılan Görüm, daha sonra yerine oturdu. Tutuklu sanık Oktay Yıldırım da, 17 aydır tutuklu olduğunu belirterek, alınan kararlarla bazı haklarının da kısıtlandığını öne sürdü. Yıldırım, ''12 bin kamu görevlisinin ölümünden sorumlu olan terör örgütü elebaşının savunmasında böyle bir kısıtlamaya gidilmez, adeta bir avukat ordusuyla savunulurken, terörle mücadelede görev almış ve kimlik kartına gazi yazılarak emekli olan benim avukatlarımın kısıtlanması onurumu kırıyor'' dedi. Duruşma salonunun fiziki şartları nedeniyle avukatlarıyla iletişim kuramadığından yakınan Yıldırım, yargılama için daha uygun bir ortam sağlanması gerektiğini savundu. Yıldırım, bugüne kadar ''belirtildi'', ''öğrenildi'' şekilinde pek çok haber yapıldığını anlatarak, duruşmanın da canlı olarak yayımlanması gerektiğini düşündüğünü ifade etti. Oktay Yıldırım, ''Tarafıma en azından bir bebek katiline tanınan hakların tanınmasını istiyorum. Bunun için gereken her türlü bedeli ödedim'' diyerek sözlerini tamamladı. HEYET BAŞKANINA ALKIŞ İlhan Selçuk'un avukatı Prof. Dr. Uğur Alacakaptan da duruşma açılmadan bazı kararlar alındığını belirterek, bunların düzeltilmesini istedi. Sanık Mehmet Zekeriya Öztürk'ün avukatı Yaşar Ağsu, duruşmanın TRT'nin TBMM kanalından yayımlanabileceğini belirterek, basında geçen oturumda bir tutuklunun başka bir tutuklu tarafından dövüldüğü yolunda haberler çıktığını, böyle bir şey olmadığını salondaki herkesin bildiğini, canlı yayınla bu tür haberlerin önüne geçilebileceğini söyledi. Müvekkili olan Öztürk'ün diğer avukatı Ertaç Giray'ın ''Ergenekon'' soruşturması kapsamında gözaltına alındığını belirten Ağsu, ''Meslektaşım buraya geliyor, adil yargılama istiyor, akşama gözaltında'' dedi. Salondaki sanık avukatlarının hepsinin cep telefonlarının dinlendiği, elektronik postalarının incelendiği, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve 3 soruşturma savcısının tehdidi altında olduğunu düşündüklerini savunan Ağsu, avukatların fiziki ve teknik takibe maruz kalmaması için önlem almasını istedi. Bunun üzerine Başkan Şengün'ün ''Hakimin dinlenmediğini kim iddia edebilir'' demesi, sanık avukatları ve yakınları tarafından alkışla karşılandı. ''Bir sonraki duruşmaya gelemeyebilirim'' diyen Ağsu, sanıklara içerisine dava dosyalarının yüklendiği birer diz üstü bilgisayar ve yazıcı verilerek, savunma hazırlamalarına yardımcı olunmasını istedi. MÜDAHİL AVUKATLARIN TALEPLERİ Avukat Oya Aydın da katılma taleplerinin savcı ve ilgili sanığın görüşü sorulmadan reddedildiğini belirterek, bu eksikliklerin tamamlandıktan sonra istemlerinin yeniden görüşülmesini istedi. Aydın'ın istemlerinin içeriğini anlattığı sırada bir başka müdahil avukatı, sanık avukatlarının hakaret ettiğini öne sürdü. Söz alan avukat Özkan Yücel de, geçen oturumda müdahil olma talebinde bulunan avukatlara yönelik sataşmalar meydana geldiğini belirterek, kendilerinin de amaçlarının suçluların cezalandırılması, masumların da beraat etmesi olduğunu söyledi. Müdahil olma isteminde bulunmalarının sanık avukatlarının bazı taleplere katılmama sonucunu doğurmayacağını anlatan Yücel, ''Evet duruşma açılmamıştır, tutuksuz sanıkların ayrı yargılanması doğru değildir, bu salonda duruşma yapılamaz. Biz bu taleplere katılıyoruz. Bir hukukçunun bunlara katılmaması söz konusu olamaz. Ancak müdahil olma taleplerimiz nedeniyle bizim buradan gitmemizi istiyorlarsa bilsinler ki biz gitmeyeceğiz, onlar gitsinler. Bu dava kontrgerilla faaliyetleriyle ilgilidir'' dedi. Yücel'in sözlerinin sanık avukatlarının sözleriyle kesilmesi üzerine Başkan Şengün, duruşmaya ara verdiğini açıkladı. TOLON'UN 2 AVUKATI DURUŞMAYI İZLEDİ Bu arada, emekli Orgeneral Hurşit Tolon'un avukatları İlkay Sezer ve Dilek Helvacı da duruşmayı izledi. Öte yandan, mahkeme heyetinin odalarına geçtiği sırada tutuklu sanıklar da salonda bulunan ve iç salonunun kapısında duran yakınlarına el sallayarak konuşmaya çalıştı. Bazı sanıklar güvenliği sağlayan jandarma erlerinin arasından avukatlarıyla konuşurken, Kemal Kerinçsiz ile Sevgi Erenerol'un sohbet ettikleri görüldü. Erenerol ve Kerinçsiz'e, daha sonra Veli Küçük ile Muzaffer Tekin de katıldı. Oturuma ara verilmesi üzerine sanıkların duruşma salonundan ayrılması sırasında Veli Küçük'ün, yanına gelen avukat kızının kulağına bir şeyler söylediği görüldü. BAZI SANIK AVUKATLARI MÜVEKKİLLERİNİN TAHLİYESİNİ İSTEDİ ''Ergenekon'' davası duruşmasında, sanık avukatları müvekkillerinin tutukluluk durumlarıyla ilgili değerlendirme yapılarak, tahliye edilmelerini istedi. Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'ndeki duruşma salonunda İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen duruşmada, söz alan sanık Orhan Tunç, ağır şeker hastası olduğunu ve cezaevinde iğne yapamadığını belirterek, tahliyesini talep etti. Tutuklu sanıklardan Erkut Ersoy da el konulan bilgisayarındaki dokümanların bir kopyasını isteyerek, tahliye talebinde bulundu. Tutuklu sanıklardan Hayrettin Ertekin'in avukatı Lütfi İşbulan da iddianamenin okunmasının günler alacağını, bu sebeple müvekkilinin tahliyesini istedi. Duruşmada söz verilen avukat Kadir Kartal da müvekkili Kemal Kerinçsiz'in, 3 tane dernek kurduğunu ve önceden izin alarak çeşitli organizasyonlar gerçekleştirdiğini anlatarak, müvekkilinin tahliyesi konusunda karar verilmesini talep etti. MUZAFFER TEKİN Duruşmada söz alan tutuklu sanık Muzaffer Tekin, bombalarla ilgili bir bilgi vermek istediğini ifade edere, 1985 yılında Tuzla Piyade Okulundan mezun olduğundan beri kendisinde bulunan 2 adet el bombasının başlık kısmının bulunmadığını savundu. Tekin, bomba denilen bu şeylerin başlık kısmı bulunmadığı için süs eşyası olduğunu ileri sürdü. Muzaffer Tekin'in avukatı Engin Çelik Kadıgil de duruşmaya gelirken korktuğunu, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılardan 2 tanesinin duruşma salonunda olduğunu, dışarıda olan savcının ise ne yapacağını bilmediğini söyledi. Kadıgil, iddianamenin okunmasını talep etti. DURUŞMADA ALKIŞ SESLERİ Sevgi Erenerol'un avukatı Nevzat Erdemir de müvekkilinin ceza yasasının suç olarak tanımladığı bir fiiline rastlanmadığını, katıldığı etkinliklerin resmi kurumlardan izin alınarak gerçekleştirildiğini ileri sürdü. Erdemir, Türkiye'nin şu an ''bir rejim değişikliği tehdidi altında olduğunu'' öne sürerek, ''teokratik kadrolaşmanın devletin çoğu kurumlarına sızdığını'' iddia etti. Davanın rejimi değiştirmek isteyenlerin varmak istedikleri son aşama olduğunu savunan Erdemir, ''Bu dava siyasi bir davadır. Müvekkilim bu olayın, yargısız infazın mağdurudur'' görüşünü dile getirdi. Erdemir'in, ''Bu yaşanan olay, İstanbul'u işgal eden İngiliz işgal kuvvetlerinin tutuklanacakların listesini Damat Ferit'in eline tutuşturmasıdır'' şeklindeki sözleri üzerine, duruşma salonundan alkış sesleri yükseldi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, ''Burası alkış yeri değil, kimsenin alkışa ihtiyacı yok. Buranın kendine özgü kuralları vardır. Bunun bir daha tekrarı olmasın lütfen'' dedi. Bu olay üzerine söz isteyen Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, çeşitli sözler sarf edildiğini belirterek, alkış konusunda uyarı yapılması için söz aldığını, ancak mahkemenin zaten uyarı yaptığını kaydetti. Sanık İsmail Yıldız'ın avukatı Dursun Yassıkaya, ''Ergenekon'' soruşturmasını yürüten savcılardan Zekeriya Öz'ün de duruşma salonunda bulunmasını isteyerek, müvekkilinin savcılık sorgusu yapılırken savcıyla aralarında geçen bazı diyalogları anlattı. Avukat Yassıkaya, savcı Öz'ün müvekkilinin ifadesini alırken, ''Sana bu yazıları kim yazdırıyor, Başbakanla neden bu kadar uğraşıyorsun?'' şeklinde sözler sarf ettiğini öne sürerek, bunların ifade tutanaklarına geçmediğini ileri sürdü. Yassıkaya, iddianamenin satır satır okunmasını talep etti. PERİNÇEK'İN AVUKATI MUMCU Aralarında İP Genel Başkanı Doğu Perinçek'in de bulunduğu toplam 7 sanığın avukatı olan Ceyhan Mumcu da iddianamenin okunmasını istedi. İddianamenin dünya adalet tarihinde rekor denilecek bir iddianame olduğunu, sayfa adedi bakımından bu kadar kalın bir iddianamenin okunmadığını ve bunun okunması durumunda da bu rekorun dünya adalet tarihine geçeceğini söyledi. Mumcu, iddianame okunmadan önce müvekkiline ilişkin tahliye taleplerinin değerlendirilmesini istedi. Müvekkili Perinçek'in liseden beri arkadaşı olduğunu ifade eden Mumcu, Perinçek'in, 12 mart ve 12 Eylül döneminde hakkında soruşturma açıldığını öğrenince yurt dışından Türkiye'ye döndüğünü ve tutuklandığını belirtti. Perinçek'in İsviçre'ye giderken de gözaltına alınacağı ve tutuklanacağının vize alırken bizzat söylendiğini, ancak müvekkilinin 8 aylık hapis cezasını göze alarak bu ülkeye gittiğini anımsatan Mumcu, böyle bir kişinin kaçma ihtimalinin bulunmadığını savundu. Kahraman Şahin'in avukatı Süleyman Erbaş, kimlik tespitlerine göre 2 kişinin yüksek geliri bulunduğunu, diğerlerinin ise fakir olduklarını öne sürerek, pazartesi günkü oturuma katılan avukat Ertaç Giray'ın gözaltına alınmasını eleştirdi. Duruşmada söz alan bazı sanık avukatları da iddianame okunmadan önce müvekkillerinin tutukluluk durumlarıyla ilgili değerlendirme yapılmasını ve tahliyesini istedi. SAVCI TAHLİYE TALEPLERİNİN REDDİNİ İSTEDİ Ergenekon Duruşması'nda SavcıMehmet Ali Pekgüzel, tahliye taleplerinin reddini istedi. Mahkeme Heyeti, taleplere ilişkin taleplerin değerlendirilmesi için duruşmaya ara verdi. Silivri'de devam eden Ergenekon Duruşması'nda Mahkeme Heyeti, taleplere ilişkin kararlar için duruşmaya ara verdi. Duruşma Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, talepler hakkındaki mütalasını açıkladı. Kuvvetli delillerin varlığı ve duruşmanın kesintisiz devam edeceği gerekçesiyle tahliye taleplerinin reddini isteyen Pekgüzel, iddianamenin tamamının veya bir kısmının okunması talebinin taktirini mahkemeye bıraktı. Pekgüzel, Soruşturma Savcısı Zekeriya Öz'ün de duruşmaya katılması talebinin reddini istedi. Suç unsuru bulunmayan bilgisayarların iade talebinin kabul edilmesini ifade eden Pekgüzel, bazı belgelerin dosyadan çıkarılması talebinin de reddini istedi. AJANSLAR

ERGENEKON DURUŞMASINDAN YENİ RESİMLER

<< Önceki Haber Ergenekon davasında FLAŞ gelişme Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER